H. Bader Arslan

05 Şubat 2010

Ay dios mio!

Letonya, Ukrayna, Dubai ve Yunanistan’dan sonra, Avrupa’da çanlar bu hafta Portekiz ve İspanya için çalıyor...

Letonya, Ukrayna, Dubai ve Yunanistan’dan sonra, Avrupa’da çanlar bu hafta Portekiz ve İspanya için çalıyor. Dün borsalar yüzde 3’ün üzerinde gerilerken, emtia fiyatlarında sert düşüşler ve dolarda değer artışı yaşandı.
Avrupa’nın bu iki ekonomisi krizin başladığı tarihten itibaren, en fazla yara alan ekonomilerden.
Özellikle İspanya 1990’ların sonunda başlattıkları konut hamlesi ile büyüme atağına girdi. 1994’te yüzde 24 olan işsizlik oranı, hızlı bir şekilde gerileyerek 2007 sonunda yüzde 8’in altına indi.
İspanya, özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinin gözde yazlık merkeziydi. Artan talep sektörü büyüttü, fiyatlar hızla yükseldi. Ama krizle birlikte hızla düşen konut talebi önce fiyatları aşağı çekti, sonra da inşaatlar durmaya başladı.
Fazla söze gerek yok aslında; siz şu verilere göz atın, aşağıda buluşalım…





Gördüğünüz gibi, ortada ciddi bir sorun var. Buna bütçede yaşanan sorunlar ve artan borçları da eklemek mümkün. Ama iş şurada düğümleniyor: Bu sorun yeni bir sorun değil! Portekiz ve İspanya’nın durumu neredeyse bir yıldır böyle.
Ne dün konuşan Trichet, ne Yunanistan, ne Portekiz, ne de İspanya dün borsalarda yaşanan sert düşüşlerin nedeniydi
Çoğumuzun farkında olduğu, ama bazılarının göz ardı ettiği şey 15 Ocak’tan bu yana piyasalarda ve dünya ekonomisinde terse dönen havanın, olduğundan iyi gösterilmeye çalışılması. Evet, dünya ekonomisinde toparlanma işaretleri var ama; bir de yazının başında adı geçen ülkelerde ve doğuda, henüz üzeri açılmamış Çin’de ciddi riskler var.
Toparlanma tahmin edilenden çoook uzun sürecek.