Dün Milliyet gazetesinin internet baskısındaki flaş manşetlerden biri şöyle diyordu “Altında Çok Sert Düşüş”. Bu manşete bakıp da, elindeki altını satmayı düşünenler olduysa biraz daha beklemelerini öneririm. Çünkü altın fiyatlarında sözü edilen sert düşüş henüz başlamadı, daha zaman var. Başladığında sadece bir gazetede değil her yerde bu haberi göreceğinize emin olabilirsiniz.
Bundan yaklaşık iki ay önce 1420 dolar ile rekor kıran altın fiyatı, o zamandan beri geriliyor. Dün 1325 dolara kadar düşen onz fiyatı geç saatlerde 1345 dolara yükseldi. Bugün itibarıyla çok büyük olasılıkla bir süredir gözlediğimiz düşüş sürecinin de sonuna gelmiş olduk. Yani yeniden yükseliş başlıyor.
Altın fiyatlarında yükseliş beklentisi iki farklı temele dayanıyor. Birincisi, küresel krizin devam edeceğine yönelik karamsarlık. Avrupa borç krizi ve Çin ile ABD arasındaki ticari gerilim bunun somut yansımaları diyebiliriz. İkincisi ise aşırı düşük faiz oranlarının zemin hazırlayabileceği bir küresel enflasyon tehdidi. Bunlardan ikisi de altın fiyatlarını yukarı itiyor.
Siz herhangi bir olasılığın daha ciddi boyutlara ulaşmasını bekliyor musunuz bilmem ama ben beklemiyorum.
“Sen ister bekle ister bekleme, piyasa bunu fiyatlıyor” diyebilirsiniz. Ama ben söz konusu fiyatlamanın da piyasa tarafından pek de doğru yapıldığını düşünmüyorum. Düşündüğüm şey, elinde yüklü miktarda altın tutan fonların, bankaların fiyatları özellikle yukarı çektikleri yani spekülatif ve yapay bir talep yarattıkları.
Bunu yapıyorlar çünkü, fiyatları yukarı çekerek ve daha da yükseleceği havasını vererek piyasaya yeni alıcılar çekmek istiyorlar. Böylece bir taraftan altın fiyatı yükselirken, bir taraftan da yavaş yavaş ellerindekileri satacaklar.
Nihayet bir gün gelecek ve altın fiyatları gerçekten düşmeye başlayacak. Fakat o gün geldiğinde ayda 100 dolarlık düşüşten değil günde 100 dolarlık düşüşten bahsediyor olacağız.
Ama henüz değil. Önce son rekor olan 1420’lerin geçilmesini bekleyeceğiz.