1-İtalya’nın Sorunu Neydi?
Tıpkı Yunanistan’da olduğu gibi İtalya’da sorun yüksek kamu borcu, yüksek bütçe açığı ve verimsiz ekonomi. Ancak bunların yanında özel sektörün dış borcunun ve devletin özel sektör üzerindeki kontrol gücünün de etkisi büyük.
İtalya’nın bugün 2.6 trilyon dolardan fazla dış borcu var. Bunun 1.2 trilyon kamu dış borcu, 1.4 trilyonu özel sektör dış borcu. Kamu iç borçlarının toplamı ise 1 trilyon dolar civarında.
Özel sektörün 1.4 trilyonluk dış borcunda bankaların payı 910 milyar dolar. Bu İtalyan bankalarını ve alacaklılarını çok zor duruma düşürebilecek bir borç. Zira alacaklıların başında 416 milyar dolar ile Fransa bankaları geliyor.
Sadece bu değil; İtalya’da bütçe açığı da önemli bir sorun. Geçen yıl yüzde 4.6 olan bütçe açığı/hasıla oranı bu yıl alınan tedbirlerle yüzde 3.6’ya inecek. Aslına bakarsanız, bu başka ülkelerle kıyaslandığında yüksek bir açık gibi görünmüyor. Örneğin, Almanya’nın açığı yüzde 4.3. İngiltere ve Fransa’nın açıkları da gayet yüksek. Açığı İtalya için sorun yapan şey, ülke ekonomisinin büyüme performansının çok zayıf olması ve borçların oran olarak uçuk düzeylerde olmasa da miktar olarak çok yüksek olması.
İtalya ekonomisinin son on yılda yıllık ortalama büyüme hızı binde 2.8. Yani neredeyse hiç büyümüyor. Ekonomi 2008’de %1.3, 2009’da yüzde 5.2 küçüldükten sonra, 2010’da sadece yüzde 1.3 büyüdü, 2011’de tahmin binde 5 büyüme. Kötü olan şu ki; gelecek yılki büyüme oranının binde 1 olacağı tahmin ediliyor.
İyi taraftan bakıldığında ise bankaların riskli pozisyonlarının çok yüksek olmadığını, konut sektöründe bir balon yaşanmadığını ve bütçenin faiz dışı fazla verdiğinin altını çizmek gereliyor.
2-Sorun Neden Bu Kadar Büyüdü?
Haklı olarak bu sorunun şimdi ortaya çıkmadığını, İtalya’nın geçen yıl da, önceki yıl da aynı durum da olduğunu; öyleyse bu sorunun neden sanki yeni ortaya çıkmış gibi piyasaların panik içinde olduğunu, sorunun neden bu kadar büyüdüğünü sorabilirsiniz.
Bunun iki nedeni var. Birincisi, Yunanistan, İrlanda, Portekiz ve İspanya örneklerinde yaşanan sorunların bazıları İtalya için de geçerli. Bu İtalya’yı potansiyel bir kriz ülkesi yaptı. Piyasalardaki likiditenin kuruması, İtalya’nın borçlanma maliyetlerini hızla yukarı çekti. İkincisi ise, Almanya başta olmak üzere AB’yi ve Euro Bölgesi’ni fonlayan ülkelerin “artık zayıf ülkelerin kendilerini toparlama vaktinin geldiği”ni düşünmeleri ve bunu açıkça söylüyor olmaları.
3-Clearnet’in Çağrı Oranlarını Yükseltmesi Ne Anlama Geliyor?
LHC Clearnet Londra merkezli bir takas odası. İşi, bono-tahvil, CDS ve benzeri menkul kıymetler ile türev araçlarını ihraç eden ve elinde tutanlar arasında takası gerçekleştirmek. Yani bir aracılık hizmeti veriyor. Clearnet 9 Kasım’da İtalyan tahvilleri için çağrı oranlarını yükseltti. Bu şu anlama geliyor. O günden itibaren, elinde İtalyan tahvili tutan banka ya da kişiler bu tahvillerin ödenmemesi riskine karşı, Clearnet’e daha fazla para yatırmak zorunda kalacaklar. Dolayısıyla, İtalya tahvili alanların maliyetleri yükseldi. İşte bu nedenle geçen hafta İtalya tahvil faizleri rekor kırdı ve panik arttı.
4-İtalya Şimdiye Kadar Ne Tedbirler Aldı?
Henüz yüksek tutarlı tedbirler alındı diyemeyiz. İlk olarak 15 Temmuz’da 48 milyar Euro, 14 Eylül’de 12 milyar Euro olmak üzere şu ana dek 60 milyar Euro tasarruf önlemi açıklandı. Kasım başında ise 2012 bütçesinde kısıntıya gidilmesi ve IMF’nin de bu süreci izlemesi gündeme geldi. Hatırlarsanız, bundan on gün önce İtalya IMF’yi bütçe hedeflerini belirleme çalışmalarına Merkel’in zorlamasıyla davet etti. Son bir hafta içinde önce Senato, ardından Temsilciler Meclisinde iki otlama yapıldı. Bu oylamanın amacı yeni tasarruf tedbirleri almaktı.
5-Geçen Hafta Yapılan Oylamalar Ne Anlama Geliyor?
Bu iki oylama AB’ye söz verilen büyümeyi destekleyici ve borçları azaltıcı önlemler içeriyordu. Aslında her iki oylama da daha sonra yapılacaktı. Ancak Berlusconi söz konusu tedbirlerin onaylanmasından sonra istifa edeceğini açıkladığı için oylama tarihi öne çekildi. Cumartesi akşamı Temsilciler Meclisi tedbirleri oyladı ve kabul etti. Ardından Berlusconi istifa etti.
Yeni önlemler emeklilik yaşının 2026’da 67’ye çekilmesi, kamunun özel sektör üzerindeki gücünün zayıflatılması ve emlak satışlarına vergi getirilmesini öngörüyor.
6-İtalya’ya Yardım Verildi mi?
Hayır, ay başında böyle bir şey gündeme geldiyse de, İtalya’ya doğrudan kredi henüz verilmedi. Ancak Avrupa Merkez Bankası İtalya devlet tahvilleri almaya başladı. Bu, İtalya’nın borçlanma maliyetlerinin yükselişini sınırlandırdı. Yine de faiz oranları tarihi rekor kırmaya devam ediyor.
7-İtalya Dünya İçin Yunanistan’dan Daha Büyük Bir Risk mi?
Evet kesinlikle öyle. Çünkü dış borçları çok yüksek. Alacaklıların başında Fransa geliyor. Sadece Fransız bankalarının, İtalyan bankalarından alacakları 460 milyar dolar. Bu borçların ödenmesinde sorun çıkması, önce Fransa’yı ardından bütün finansal sistemi zora sokabilir.
Diğer yandan, 2012’de İtalya’nın 400 milyar dolardan fazla borç çevirmesi var. Dünyanın üçüncü büyük borçlusu olan İtalya devleti, piyasadan en az bu kadar daha borç alacak. Mevcut sorunlar hafiflemedikçe bu borçlanma da zora giriyor.
8-Berlusconi’nin İstifası Sorunları Çözecek mi?
Piyasalar Berlusconi’nin gitmesini çok istedi ve başta bunu memnuniyetle karşıladı. Ancak, herkes biliyor ki; vaatlerini yerine getirme konusunda sözünün eri olmadığı gibi, İtalya’yı yönetebilecek en iyi seçenek olmadığı kesin olan eski başbakanın gidişi, ülkenin sorunlarını çözmek için yeterli değil. Yeni Başbakan Mario Monti’ye oldukça iyimser bakılıyor. IMF Başkanı Lagarde ve AMB Başkanı Mario Draghi, Monti’yi öven açıklamalar yaptılar.
Ama İtalya’nın bugünlere gelmesinin tek nedeni Berlusconi olmadığı gibi, bu durumdan çıkışın tek anahtarı da yeni Başbakan Monti olamaz. Öyle ki, piyasalar haftanın ilk gününde yapılan hazine ihalesinde İtalya devletine son 14 yılın en yüksek faiziyle borç verdiler. Eğer faizi bir gösterge olarak kabul edeceksek, bugün İtalya’nın görünümünün geçen haftadan daha iyi olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
9-İtalya Euro Bölgesi’nden Çıkacak mı?
Yunanistan belki ama İtalya çok zor. Bunu İtalya’nın eurodan çıkmak istemediği gibi algılamamak gerekir. Ülkede yeniden lirete dönmeyi isteyenler çoğunlukta. Sadece halk değil, kamuda da benzer bir görüş olduğu biliniyor. Ama diğer ülkeler İtalya’nın çıkmasını istemez. Çünkü bu bütün sistemi tehdit eder. Euro sisteminin ayakta kalabilmesi için, dünyanın sekiz, AB’nin dört, Euro Bölgesi’nin üçüncü ekonomisi olan İtalya’nın ayakta kalması gerekiyor.
10-Yeni Bir Euro Bölgesi Mümkün mü?
Geçen hafta Almanya ve Fransa’nın yeni bir parasal birlik sistemi üzerinde çalıştıkları duyuldu. Yani gerçekten hakedenlerin üye olacağı bir Euro Bölgesi. Teorik olarak bu mümkün görünüyor. Ancak, uygulamada bunun olacağını göreceğimizi düşünmüyorum. Bunun birinci nedeni, söz konusu yola girilse bile fiili olarak bunun gerçekleşmesi uzun zaman alacaktır. İkincisi, bu söylentinin kasten çıkarılmış olma ihtimalini gözardı edemeyiz. Ortaya atılan bu fikir, zayıf durumdaki Avrupa ülkelerinin kendilerine bir an önce çekidüzen vermeleri için bir uyarı olabilir.
10 SORUDA YUNANİSYAN KRİZİ