Beşiktaş'ın kaderine yine bir Cuma maçı düşmüştü. Yoksa bu Beşiktaş taraftarına reva görülen cezaların devamı mıydı?
Olimpiyat Stadının durumu belli. Özellikle soğuk havalarda, hafta başı ya da hafta sonu trafiğinde, akşam sekizde oynanan maçlara gitmenin zorluğu ortadayken şu kış ortamında Olimpiyat'ta pazartesi, cuma maçlarının anlamı ne?
Beşiktaş'ın kala kala bir taraftarı kalmış onu da yok etmek için bazıları ellerinden geleni yapıyor anlaşılan.
Baksanıza tribünlere. Gündüz maçında seyirci rekoru kırılan statta bir kaç bin vefakar taraftar vardı ancak. Sonra herhalde kapılar açıldığı için biraz seyirci arttı. Ama TV ekranlarına giren Maraton tribününde in cin top oynuyordu.
Doğru ya taraftar tehlikeli oluyor bazen. Özellikle yönlendirilemeyen taraftarlar. O zaman seyircisiz maçlar en iyisi(!)
Tüm bunlar olurken Beşiktaş Yönetiminin Federasyona karşı sessiz kalması ise hiç anlaşılır gibi değil.
Neyin karşılığında elde edilmiş suskunluk bu?
Bilmek hakkımız değil mi?
İlk on dakika Antalya'nındı
Beşiktaş'ta Oğuzhan ve Gökhan sakatlıkları nedeniyle yoktu. Bu da takımın ileri taşınmasında önemli bir eksiklikti. Bu yüzden son dakika transferi Jones'tan beklenti büyüktü. Ne var ki Jones bir on numara değildi kesinlikle. Ama Oğuzhan ve Fernandes'in yokluğunda Biliç Jones'u göbeğe koymuştu. Holosko da kanatta kendine yer bulmuştu. Necip ise jokerlik görevine devam ediyordu yine. Son iki haftadır sağ bekte görevliydi.
İlk dakikalara Antalya hızlı başladı. Beşiktaş karşılayan durumunda kaldı. İlk on dakikadan sonra denge kuruldu karşılaşmada.
Kör dövüşü
Ama bu denge karşılıklı akınlar şeklinde değil daha çok karşılıklı mücadele şeklindeydi. Becerikli ehil ayakların mücadelesi değildi bu. Karşılıklı top kayıpları, faulle durdurulan rakipler, şişirme toplar izledik bol bol. Türkçesi, "kör dövüşü"ydü bu. Hakemin de katkısıyla faul sayısı topun oyunda kaldığı dakikaları geçmeye başladı.
Çünkü Beşiktaş'ın Veli, Atiba ve Jones'tan oluşan orta alanı mücadele eder ama üretken olamazdı. Üstelik Jones bayağı bitkin göründü. Böylece Olcay da oyundan düştü. Kanatta oynayan Holosko müzmin etkisizdi. Bir tek Motta tek başına sol kanattan etkili inişler yaptı ama kimse ona ayak uyduramadı.
Antalya ise sadece Diarra'yı ilerde tutup kendi alanında yer daraltarak rakibini engellemeye çalıştı. Gol üretme planı Diarra'ya top atıp onun son vuruşundan medet ummaktı. Bu da Antalya'nın neden bu kadar çok beraberlik aldığını açıklıyor zaten.
Umutlar ikinci yarıya kaldı
Boşa giden kırk beş dakikadan sonra Siyah-beyazlılar üç puan umudunu ikinci yarıya taşıdı. Tabii ki Antalya da galibiyet peşinde koşacaktı ama asıl üç puana ihtiyacı olan ev sahibi Beşiktaş'tı.
Bu yüzden her iki takımın da defansif kaygıları bir kenara bırakıp daha çok hücumu düşündüğünü gördük. Ve karşılıklı dağınık akınlar izlemeye başladık.
Nihayet 57'de Oğuzhan girdi oyuna. Sakatlığı nedeniyle kulübede başlamıştı maça.
Oğuzhan hemen hareketlilik getirdi Beşiktaş'a. Ama o dakikaya kadar en önemli pozisyonları 64 ve 65'te Antalya gerçekleştirdi. Önce Murat sonra Diarra bu pozisyonlarda başarılı olamadılar.
Bir dakika sonra da Beşiktaşlı Holosko karambolde ayağına gelen topu kaleciye teslim etti.
Biliç 70'de Olcay'ın yerine Ömer'i alarak son kozunu da oynamış oldu.
75'de Almeida sakatlanınca Uğur girdi oyuna. Uğur solaçığa geçti, Ömer santrafora.
87'de serbest vuruşta Oğuzhan ceza alanına topu iyi indirdi ama Ömer'in kafası kalecide kaldı.
90+1'de Holosko'nun ortasına Uğur çok müsait pozisyonda dokunamadı.
Bu arada hakem son dakikalarda bol bol sarı kart gösterdi. Beşiktaş'ta Necip ve Atiba cezalı duruma düştü böylece.
90+4'te yine Oğuzhan'ın topu ceza alanına indirmesi yine Uğur'un topu değerlendirememsiyle karşılaşma başladığı gibi golsüz bitti.
Beşiktaş Oğuzhan'ın oyuna girmesiyle uygun pozisyonlar buldu ama son vuruş yetersizliğiyle galibiyete ulaşamadı.
Şampiyonluk ne kadar kolay
Sorun hakemde, kaçan pozisyonlarda falan değil. Beşiktaş'ın kısır futbolunun sebebi iki defansif orta sahadan vazgeçmemesi ve Almeida dışında gol çözümü bulamaması... Böyle karambol ya da serbest vuruş dışında gol bulmak çok zor. Şampiyonluğa oynamak da. Oysa bu Lig'de şampiyon olmak o kadar kolay ki.