Gökçer Tahincioğlu

01 Ekim 2022

7 Haziran - 1 Kasım travması ve seçim öncesi tereddütler

AKP'nin kurulduğu günden bu yana ilk kez tek başına iktidar olma şansını yitirdiği 7 Haziran 2015 seçiminden sonra yaşanılanlar akıllarda

Seçim için artık geriye sayım başladı.

Seçimin eylül, ekim, kasım ayında yapılacağını iddia eden bütün analistler suskun.

Seçime yeni seçim yasası ile gireceğini çok önceden belli eden Cumhur İttifakı cephesinde bir şaşkınlık yok. Yeni seçim düzenlemelerinin yürürlüğe gireceği, ilk seçimde uygulanabileceği 7 Nisan 2023 sonrasında Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimin yapılacağı artık ortada.

Cumhur İttifakı'nın bütün stratejisi altılı masayı dağıtmak üzerine.

AKP ve MHP, Meclis aritmetiğinden çok cumhurbaşkanlığını kaybetmemeyi önemsiyor ve bunun yolunun da altılı masadan geçtiğini biliyor.

Yeni seçim düzenlemesi, oy oranı düşük partilerin kendi listesiyle gireceği seçimlerde vekil çıkartmasını neredeyse olanaksız kıldığından, bütün hesaplar, altılı masanın liste hesaplarıyla birbirine girmesi, zayıflaması üzerine yapılıyor.

Cumhurbaşkanı adayının kim olacağının hesaplanacağı sırada da masanın dağılabileceği yorumlanıyor iktidar cephesinde.

Ancak tek sorun bu siyasi hesaplar değil.

AKP'nin kurulduğu günden bu yana ilk kez tek başına iktidar olma şansını yitirdiği 7 Haziran 2015 seçiminden sonra yaşanılanlar akıllarda.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bütün koalisyon senaryolarına kapıyı ilk günden itibaren kapattığı bu süreçten, hükümet kurulamadığı için 1 Kasım'da yapılan yenileme seçimine kadar geçen 146 günlük dönemde, çözüm süreci sonlandı, cumhuriyet tarihinin en büyük terör saldırıları gerçekleşti.

Sadece Suruç ve Ankara'daki IŞİD saldırılarında 136 kişi katledildi, aynı süreçte 167 güvenlik görevlisi hayatını kaybetti.

Resmi açıklamalara göre, 453 PKK'lının öldürüldüğü o dönemde, çatışmalarda 106 sivil can verdi.

* * *

Gün gün anımsayalım.

* * *

Bu süreçte, garip biçimde IŞİD'in "yerli ve milli unsurları" ile PKK eşzamanlı eylemlilik gösterdi. Ceylanpınar olayı, 10 Ekim Ankara Gar katliamı, Suruç katliamı, HDP mitingi saldırısı halen aydınlatılmayı bekliyor. Asıl faillere ise asla ulaşılamadı.

Türkiye, bir yıl sonra 15 Temmuz darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı. Darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL'le üç yıl yönetildi ve OHAL'in bitiminden sonra güvenlikçi politikaların belirleyici olduğu bir düzene geçti.

* * *

Mersin Mezitli'deki yeri ve zamanlaması dikkat çekici PKK saldırısından sonra ortaya çıkan tereddütlerin nedeni bu hafızada yatıyor.

Türkiye içinde neredeyse sayıları bir elin parmaklarını geçmediği, bütün hareketleri izlendiği söylenen PKK'lıların, kuş uçurtulmayan, geçişin imkânsız olduğu söylenen güney sınırından bu kadar rahat gelip eylemi yapabilmesi iktidarın açıklamalarıyla örtüşmüyor.

* * *

Madem bütün bu güvenlikçi politikalar ülkenin demokratik yaşantısının esenlik içerisinde sürmesine yönelik ve toplum bu nedenle bu politikalara maruz kalıyor, yaşanan saldırılardan sonra oluşan zafiyetin hesabının da yetkili makamlarca verilmesi gerekir.

Sadece terör saldırılarının da değil, bütün olan bitenlerin hesabını vermesi gerekenler sorumlu makamlarda oturanlar, muhalefet ya da hak savunucuları değil.

Yolsuzluklar, işgaller, hemen her alanda ortaya çıkan mafyatik oluşumlar, bireysel silahlanma, rüşvet, cinsel saldırılar, çocuklara yönelik istismar, nereye başınızı çevirseniz bir suça rastlıyorsunuz. Yoksulluğun sözünü etmek de ayrı suç.

Bunun karşılığında duyduğunuz tek söz, demokratik alanda ifade özgürlüğünü kullanan insanlara yönelik terörist suçlamaları.

Mızrağın bu çuvala sığmadığı ortada.

Ve seçime kadar geçecek 7-8 aylık dönemde nelerle karşı karşıya kalabileceğimizin ipuçları da öyle.

Gökçer Tahincioğlu kimdir?

Gökçer Tahincioğlu, 1997'den 2018'e kadar Milliyet Gazetesi'nde yargı muhabirliği, Ankara Haber Müdürlüğü, köşe yazarlığı yaptı.

Haber, yazı ve fotoğraflarıyla Musa Anter, Metin Göktepe, Abdi İpekçi gibi isimlerin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü ödüllerine layık görüldü.

Bu Öğrencilere Bu İşi mi Öğrettiler?: Öğrenci Muhalefeti ve Baskılar (2013, Kemal Göktaş'la birlikte), Beyaz Toros: Faili Belli Devlet Cinayetleri (2013) ve Devlet Dersi: Çocuk Hak ve İhlallerinde Cezasızlık Öyküleri (2016), Çünkü Umurumuzda adlı mesleki kitaplara imza attı. Yaralı Hafıza ve Kayıp Adalet adlı derleme kitapların editörlüğünü üstlendi. 

İlk romanı Mühür, 2018'de yayımlandı. 2020'de yayımlanan ikinci romanı Kiraz Ağacı ile Yunus Nadi Roman Ödülü'nü kazandı. 2018'den bu yana T24 Ankara Temsilcisi olarak çalışıyor.