Bütün bu seçim karmaşası içinde ve dünyada ilk kurulan şebekeden 9 yıl sonra Türkiye'de 4G şebeke ihalesi yarın (26 ağustos 2015) 10:30 itibariyle BTK'nın Ankara'daki toplantı salonunda yapılıyor. Bugüne kadar 150 kadar ülke 4G'ye geçmiş durumda.
İhaleye katılmak için 30 temmuz 2015 tarihinde güncellenen[1] ihale şartnamesi alan firmalar Avea, Huawei, NetGSM, Turkcell ve Vodafone olarak şekillendi. 30 nisan 2029'a kadar 14 yıllığına 800, 900, 1800, 2100 ve 2600 MHz bandında 20 ayrı frekans paketi için açılan ihale, kapalı teklif, açık arttırma usulü ile gerçekleştirilecek. ,
Mobil şebeke işletmecilerine tahsis edilen frekans miktarı şu ana kadar 183 MHz iken, ihale kapsamında tahsis edilecek yeni frekanslarla toplam 573 MHz'a çıkacak. İhaleyle tahsis edileceklerle toplam frekans miktarı mevcut frekansların 3, mobil geniş bant data hizmeti sunulacak frekans miktarının ise 5 katına ulaşacak.
İhalenin başlangıç değeri 20 paket toplamı için 2,3 milyar Euro. Bu rakam açık arttırmayla daha da artabilir. İhaleyi kazananlar, ödemeyi 6'şar aylık dönemler halinde 4 eşit taksitte yapabilecek. Peşin ödemeden sonraki taksitler belirlenen süreden önce ödense dahi taksit miktarlarında iskonto yapılmayacak. Taksitlerin vadesinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde ödeme yapılmayan miktar ve süre için 6 aylık yüzde 1,31'in iki katı gecikme faizi uygulanacak. Ödemenin vade tarihinden en fazla 30 gün içinde belirtilen faiz oranıyla yapılmaması halinde yetkilendirme BTK tarafından iptal edilecek.
Bir de yeni operatör olasılığı var; Bu da ihalede 2600 MHz bandı herhangi bir ön şartsız yeni bir operatöre açılıyor. Zaten bakarsanız, 2 farklı başvuru var. Yani NetGSM ve Huawei. Özellikle NetGSM için bazı spekülasyonlar mevcut. Zaman içinde ne olduğunu daha detaylı yazacağız.
Şartnameye göre, 4G mobil iletişim teknolojisinin, 1 Nisan 2016 itibariyle Türkiye’deki kullanıcılara sunulması hedefleniyor.
4G mi, 4.5G mi?
İhale aslında 4G teknolojisidir.
"Peki o zaman neden 4.5G olarak adlandırılıyor?" diyorsanız, bu da, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 5G'yi telafuz etmesiyle ilgili bir yaklaşım. Erdoğan bu ifadeyi hatırlanacağı üzere, Türk Telekom'un 150ci yılı kutlamaları sırasında kullanmıştı[2]. Geçen hafta Avea'nın ihaleyi iptal yönünde çalıştığı duyumlarını görünce de, Erdoğan'a neden "4G'yi pas geçelim, doğrudan 5G'ye geçelim" dedirtildiğini daha iyi özümsemiş olduk[3].
4.5G ile ifade edilmek istenen, 9 yıl önce dünyada çeşitli ülkelerde kurulmaya başlanan 4G ya da diğer deyişle LTE (Long Term Evaluation) şebekelere, bu yıl gelen Release 11 denilen güncelleme (ya da gelişme). LTE Advance olarak adlandırılan bu gelişmeye bazıları 4,5G diyor ama dünya 4G'yi kullanıyor. Yine de 4.5G kullananlar da yok değil.
Ama not edelim; geçtiğimiz haziranda Türkiye'de bir konferansta konuşan 5G dahil konunun uzmanlarından ve dünya üretici devlerinin danışmanı olan Prof.Dr. İlhan Fuat Akyıldız bu yaklaşımı kullananların pazarlama amacı güttüğünü söylüyor. Akyıldız, bugünlerde 5G konusunda açıklama yapanlar için de "tamamen pazarlamada öne geçme taktiği" ifadesini kullanıyor. [4]
İhale ertelenmişti
İhale aslında 26 mayıs 2015 tarihinde yapılacaktı. Ancak o tarihteki şartnamede Türkiye için önemli bir şans olacak "Ulak"ın LTE Advanced teknolojisi yerine eski teknoloji (9 yıldan bu yana gelen 4G teknolojisi yani LTE) bulunuyordu. Bu da ilgili çevrelerde büyük tartışmaya neden olmuş ve o dönemki Sivil Savunma Müsteşarı Orhan Öğe BTK'yı suçlamıştı[5].
Seçim nedeniyle Bakan Lütfi Elvan ve daha sonra da BTK Başkanı Tayfun Acarer görevlerinden ayrıldı. Dün BTK Başkanlığına asalaten atanan Ömer Fatih Sayan yönetimindeki BTK yeni bir şartname hazırladı[1].
Bu şartname telekomünikasyon çevrelerinde, en azından tartışmayı açan çevrelerde çok olumlu karşılanıyor. Çünkü 2 önemli bileşeni var[6].
LTE Advance yani yeni teknoloji isteniyor
Yerli katkısı yıllar içinde % 30-35-40 olarak iyi bir oranda tanımlanmış ama daha önemlisi "ŞEBEKE" ile tanımlanmış
Bunun anlamı şu; 14 yıl 4G lisansını alacak olan firmaların toplam hyapacağı yatırımın 20-30 milyar $ aralığında olması bekleniyor. Bu rakamın önemli bir kısmı tabi ki ŞEBEKE. Dolayısıyla Şebekenin ne kadarı yerli olursa, cari açık ve ekonomi o kadar az etkilenecek.
İlaveten, önümüzde 5G var. 2020'lerden itibaren başlaması bekleniyor. 4G konusunda bir yerli ürünün olması, 5G'nin de kapısını açacak. Bunu da düşünürseniz, önemini anlarsınız[7].
Ayrıca Ulak dünyada kendi alanında 3-4 firmanın ürettiği bir cihaz serisi. Dolayısıyla sadece yerli kullanmak değil, yanısıra satmak olası. Argela firması tarafından başlatılan çalışmalara Netaş ve Aselsan eklenmişti. Bu 3'lünün yarattığı cihaz Türkiye için şimdiye kadar telekomünikasyon şebekeleri konusunda yapılmış en büyük teknolojik gelişme olarak tanımlanıyor. Bu şansın farkında olan ise ancak olaya yakın olanlar.
Ama % 30-40-45 aşılabilir mi?
BTK 3G ihalesi sırasında yerli katkı payını % 15 belirlemişti ve o da zamanında çok olumlu karşılanmıştı. Ancak "şebeke sınırlaması" yapılmayınca, operatörler Akü, Kablo gibi, teknoloji geliştirilmesine katkısı olamayacak ürün ve hizmetleri bu kapsama soktular.
Bu nedenle % 30-35-40 yerli katkı payı çok olumlu karşılanmakla birlikte, acaba sistemi kim, neresinden kandırır tartışmaları var. Uzmanlar BTK'nın 3G denetimlerinin iyi yapılmadığına işaret ediyor ve Sivil Savunma Müsteşarlığının yaptığı gibi, BTK'nın bu madde kapsamında sıkı denetim yapması ve hatta alt yüklenicileri de denetleme sisteminin kurulması gerektiğini belirtiyorlar.
Diğer yandan ülkemiz telekom operatörlerinin "hepsini ben yapayım" motivasyonu ikle hareket edip, bugüne kadar KOBİ ya da Startup denilen firmaların önünü açmadıkları da konuşuluyor. Dolayısıyla bu ihale sonrasında, "ben parasını gelecek senelere yönelik olarak BTK'ya yatırayım" türünden kandırmacaların engellenmesi gerektiği düşünülüyor.
Bakalım nasıl bir ihale olacak, bakalım Türkiye bu ihalede yerli teknolojiye ne kadar yol açacak, BTK'sıyla, devletiyle, operatörleriyle, KOBİ'leriyle, startup'larıyla, sanayicileriyle, ilerideki nesillere teknoloji üretmek için elimizdeki fırsatı kullanabildik diyebilecek miyiz?