Samsung bu hafta BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) ile birlikte “yeni bir kampanya” başlattı; “Siber Zorba Olma” kampanyası. Çarpıcı bir kampanya filmi de çekilmiş. Belki izlersiniz. Samsung’un Türkiye Genel Müdürü'nün, siber zorbalık konusunda hassas olduğunu ve daha önce çalıştığı İtalya’da da bu konuda bir kampanya yürüttüğünü öğrendik.
“Siber zorbalık” konusunu uzun zamandır konuşuyoruz. “Siber Zorba” dediğimiz şey; fiziksel hayattaki zorbalığın internete-sosyal medyaya taşınmış hali.
BTK şu şekilde tanımlamış;
“Siber zorbalık, elektronik ortamda bir birey veya grubun, diğerlerine yönelik kasıtlı biçimde gerçekleştirdiği aşağılama, iftira, dedikodu, taciz, tehdit, utandırma ve dışlama gibi rahatsızlık verici eylemleri ifade eder.”
Kampanya tanıtım toplantısında verilen bilgiye göre ise siber zorbalık aşağıdaki şekillerde karşımıza çıkıyor;
• Mobil cihazlar aracılığı ile bireylerin görüntülerini izinsizce çekip paylaşmak,
• Sosyal ağlar ya da sohbet odaları gibi çevrimiçi ortamlarda bireyleri aşağılayıcı, alay edici, tehditkâr, cinsel taciz veya şiddet içeren mesajlar göndermek,
• Birinin kişisel bilgilerini rızası ve haberi olmadan sosyal medya aracılığıyla paylaşmak,
• Sosyal ağlarda birisi hakkında dedikodu yaymak,
• Bir kişiye ilişkin karalayıcı, aşağılayıcı web sayfaları hazırlamak,
• Başkası adına sahte hesap açıp, onun kimliğine bürünmek,
• Bir kişinin çevrimiçi ortamdaki tüm hesaplarını ısrarlı biçimde takibe almak,
• Ortak tanıdıkları etkileyerek hedef olarak seçilen bireyi arkadaş listelerinden silmelerini ve bloke etmelerini, yani sosyal olarak dışlamalarını sağlamak...
Siber Zorbalığa Uğrama Oranı % 20, Siber Zorba Olma Oranı % 15
Siber zorbalık, büyük-küçük herkes için geçerli. “Trol” dediğimiz yaklaşımlarda da siber zorbalık görülebiliyor. Ama çocuklar üzerinde daha etkili olabildiği, hatta bazı çocukları intihara kadar sürükleyebildiği olayları belki hatırlarsınız. Avustralya’da Şeniz Erkan’ın, Kanada’da Amanda Todd’un intiharları büyük etki yaratmıştı [1][2]. Mavi Balina isimli uygulamanın da —ki bu bir oyun sayılmaz— benzer bir yaklaşımı var.
Zaten Samsung’un BTK ile birlikte yürüttüğü kampanyanın çocuklara yönelik olduğunu gördük; #farkinavar etiketi bunu ifade ediyor. Tanıtım toplantısında konuşan Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ve Bilişim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Baştürk Akca,siber zorbalığın yaygınlığını ve yarattığı sonuçları ortaya koymak amacıyla TÜBİTAK’ın desteği ile yürütülen ve yedi ilde 7 ve 8ci sınıfta okuyan 1.400 öğrenci üzerinde anket ile gerçekleştirilen araştırma projesi sonuçlarına aktarırken,
Araştırmanın diğer bulguları öğrencilerin siber zorbalık konusunda yeterince farkındalığa sahip olmadığını, bu nedenle siber zorba ve kurban olma oranlarının daha yüksek olabileceğini göstermektedir.
dedi. Yani araştırmanın önemli bir sonucu; çocuklar yaptıklarının “siber zorbalık olduğunu” ya da tersine arkadaşlarının onlara “siber zorbalık yaptığını” farkına varmayabiliyor. Bu nedenle kampanyanın etiketi “Farkına Var” anlamında #farkinavar.
Prof.Dr.Akça’nın araştırmasına göre, İstanbul’da siber zorbalık oranı % 15, siber zorbalık mağduru olma oranı ise % 20. İlginç bir bulgu da; siber zorbalığa uğrayanların bazılarının aynı zamanda siber zorbalık yaptığı şeklinde.
BTK Başkanı Dr.Ömer Fatih Sayan ise siber zorbalığa uğrama oranının Kanada’da % 21 ve İngiltere’de % 20’nin üstünde olduğu, ABD’de siber zorbalığa uğrayanların % 20’sinin intiharı düşündüğü bilgilerini verdi.
Rakamlar böyle olsa da, “utandığı için bilgi vermeyen” ya da “ne olduğunu anlamayan” da olabilir. Çünkü 2013’de İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Dr. Hüseyin Serin tarafından gerçekleştirilen 4.500’ün üstünde gencin katıldığı daha geniş bir araştırma siber zorbalığa uğrama oranını % 26,52 olarak vermişti [3].
Siber Zorbalık Depresyon, Kabus ve Aneroksiye Sebep Oluyor
Siber Zorbalık sonucunda ne oluyor diye baktığımızda; Kaspersky Laf tarafından geçen yıl gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, 10 olaydan 7’sinde travmatik sonuçlar oluşuyor. Çocukların % 28’i depresyona giriyor, % 30’unun okullarda performansı düşüyor, % 25’inin uyuma alışkanlıkları bozuluyor ve kabus görüyorlar. % 20’si ise anareksi hastalığına yakalanıyor.
Ebeveynler Siber Zorbalığı Önlemek için neler yapabilir?
Uzmanlar siber zorbalığın ele alınmasında, ailenin en başta güven tesis etmesi, samimi ve dürüst bir yaklaşım göstermesi gerektiği düşüncesindeler. Kaspersky’nin önerileri ise şu şekilde;
1. Peşin fikirli olmadan, ön yargısız olarak, yalnızca kabullenici sevginizle orada, tam yanlarında olun. Bu aşamada, duymaya ihtiyaç duyduklar şey, ne olursa olsun ya da ne yapmış olurlarsa olsunlar, sizin onları desteklemek üzere yanlarında olacağınızdır.
2. Olayı küçük göstermeye çalışmayın. Şu anda, çocuğunuzun hayatındaki en önemli şey bu olaydır. Duygusal açıdan hassas oldukları bu aşamada mantıklı düşünemezler, bu yüzden durumun ciddiyetini anladığınızı ve hissettikleri acının yerinde bir acı olduğunu hissettirin.
3. Henüz mantıklı bir şekilde tartışmanın zamanı değil. Çocuğun durumu provoke etmiş olabileceğini, gerçek olsa bile,öne sürmeyin. Böyle bir eylem, aranızda bir bariyer oluşmasına ve çocuğunuzun onu anlamadığınızı düşünmesine neden olabilir.
4. Gerekli olan gerçek empati. Çocuğunuzun, duygularını anladığınız ve aynı şekilde hissettiğinizi anlaması önemlidir. Benzer sorunlarla sizin de - belki internette değil ama yüz yüze - karşılaştığınızı ve zor bir durum olduğunu açıklayın. Sizin durumunuzun daha zor veya baş edecek kuvveti kendinizde bulduğunuzu öne sürmeyin. O sırada ihtiyaç duyduğunuz şeyin birinin sizi dinlemesi, anlaması ve yanınızda olması olduğunu söyleyin.
5. Ancak çocuğun güvenini kazandıktan sonra - zaman alabilir ve acele etmemek gerekir - olay hakkında konuşmaya başlayabilirsiniz. Çocuğun söylediklerini yorumlamaya çalışmayın. Bırakın konuşmayı yönlendirsin kendini kendi sözcükleriyle ifade etsin. Bu yükten kendilerinin kurtulması önemlidi
______________________________________________________________