Füsun Sarp Nebil

31 Ocak 2021

Pandemi döneminde "Özel İletişim Vergisi"ni bırakın artırmayı, “sıfıra” indirmek gerekir

Salgın varken ve çocukların interneti bedava alması gerekirken, insanlar evlerine kapanmış bir halde cep telefonlarından başka haberleşecekleri bir şey yokken buna zam yapılması doğru mu?

Eylül ayından bu yana "Salgında Eğitim" çalışma grubu olarak haberleşme ile ilgili olan "bilgisayarlardaki KDV ve ÖTV'lerin" indirilmesi ve haberleşmedeki vergilerin de düşürülmesi gerektiğini söylüyoruz [1]. Ama maalesef bu sabaha tam tersine ÖİV zammı ile uyandık. 30 Ocak 2021 tarih 31380 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile de daha önce %7,5 olan Özel İletişim Vergisi oranları %33 oranında artırılarak %10’a çıkarıldı [2].

Deprem vergisinden bozma Özel İletişim Vergisi (ÖİV)

ÖİV büyük Marmara depreminin yaralarını sarmak için konulan "Deprem Vergileri"nden bir tanesiydi [3]. Depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak + deprem bölgesinde ekonomiyi canlandırmak + deprem bölgesinde altyapıyı tamir etmek için duyurulan vergiler;

Bunun dışında devlet de tasarruf yapıyordu;

"İMKB, SPK, RTÜK ve Rekabet Kurumu, yasa yürürlüğe girdiği tarihe kadar biriken paraları üzerinden belli bir miktarı her ay, Maliye Bakanlığı'nın Merkez Bankası'ndaki hesabına yatıracak."

O günlerde bu vergiler büyük tepki ile karşılanmıştı. O günlerin haberlerine bakalım [4];

"Depremin yol açtığı ekonomik kayıpların giderilmesi amacıyla yükümlülere ek vergiler getiren tasarı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndan büyük tartışmalar ve ciddi değişikliklerle geçti. Ancak kamuoyundan gelen büyük tepkiyi göz önüne alan, bağışların durmasından endişe eden hükümet, deprem vergileri ile ilgili yasa tasarında geri adım attı. Başbakan Bülent Ecevit, deprem dolayısıyla yeni vergiler toplanmasını öngören tasarının tatil sonrasına bırakıldığını açıkladı. Ecevit, şunları söyledi:

"Meclis gündemindeki konuları tamamlamak üzere. Vergi yasasındaki değişiklikle ilgili tasarının, Meclis'in tatilinden sonra ele alınmasının daha uygun olacağı sonucuna vardık. Çünkü, o zamana kadar, uğradığımız zararların, sağlamamız gereken kaynakların bilançosunu ayrıntılarıyla saptama olanağını bulmuş olacağız."

Başbakan Bülent Ecevit, deprem vergisi olarak anılan yeni düzenlemelerle sağlanacak kaynaklarla doğrudan depreme uğrayanların ihtiyaçlarını karşılanırken aynı zamanda ekonomiyi canlandırarak depremzedelere dolaylı bir katkı daha sağlayacağını bildirdi.

GSM sektörü vergi tahsildarı yapıldı

Gördüğünüz gibi ülke 99 depremi ve o yılların ekonomik durumu nedeniyle zordaydı (hatırlarsanız sonra 2001 krizi yaşandı). DSP-ANAP-MHP'den kurulu olan 57.hükûmet "Nereden bir para bulsak" derdindeydiler. Çift alınan motorlu taşıtlar ve emlak vergisi dışında, o günlerde çok yeni bir alan olan GSM sektörüne vergi bindirildi. Çünkü 1998 yılında gözlerini kırpamadan 500 milyon dolarlık lisans paralarını ödemişler ve hızlıca büyüyorlardı. Bu yeni palazlanan sektörü vergi tahsildarı haline getirdi.

Aşağıda 1999 tarihli Resmî Gazete'de ilgili bölümü görüyorsunuz[3].

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Özel İletişim Vergisi
MADDE 8;- 31.12.2000 tarihine kadar uygulanmak üzere her nevi cep telefonu işletmecileri tarafından verilen (ön ödemeli kart satışları dahil) tesis, devir, nakil ve haberleşme hizmetleri (Bolu, Kocaeli, Sakarya ve Yalova illerinin merkez ve ilçelerindeki abonelere verilecek hizmetler hariç) %25 oranında özel iletişim vergisine tabidir. Verginin mükellefi cep telefonu işletmecileridir. Bu verginin matrahı, katma değer yergisinin matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül eder. Özel iletişim vergisi, katma değer vergisi matrahına dahil edilmez. Bir aya ait özel iletişim yergisi takip eden ayın onbeşinci günü mesai saati sonuna kadar katma değer vergisi beyannamesi ile beyan edilerek aynı süre içinde ödenir. Bu maddede hüküm bulunmayan hallerde 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu hükümleri uygulanır. Her nevi cep telefonu işletmecileri tarafından imtiyaz sözleşmeleri uyarınca Hazineye ödenecek payın hesaplanmasında özel iletişim vergisi dikkate alınmaz. Her ay tahakkuk edecek %25 oranındaki özel iletişim vergisi faturalarda gösterilir.

Motorlu taşıt ve emlak vergileri gerçekten de 1 kez alındı. Ama ÖİV denilen vergi 2003'e kadar yıl yıl uzatıldı. 2003'den itibaren ise kalıcı hale geldi. Ozan Bingöl 1999-2020 döneminde toplam 72,3 milyar TL ÖİV tahsilatı yapıldığını belirtiyor[5]. Bu rakamın enflasyonla bugünkü değeri nedir hesaplamadık henüz.

Telefon ücretlerinde % 80-90, internette % 25 vergi ödüyoruz

O günlerde başlayan "telekom sektörünün parası bol" düşüncesi sonraki yıllarda da katlanarak arttı. Aslında bu paraları ödeyen o telekom sektörü değil. Doğrudan biziz, yani tüketiciler. Aşağıda yaptığınız 100 TL'lik fatura ödemesinde içinde devlete ödediğimiz ilave paralar var. Bunların bir kısmını faturanızda görebilirsiniz. Bir kısmı ise zaman içinde saklandı (vergilerden şikâyetler yükseldiğinde) [6], operatörden brüt ciro içinden alınıyor ama sonuçta tüketicilerin cebinden çıkıyor.

Bu tabloda, 50 ve 100 TL civarı  fatura ödeyen bir abonenin ödediği vergileri % 7,5 ve % 10 ÖİV ile hesapladık. Gördüğünüz gibi, faturanız ne kadar düşükse ödediğiniz vergi oranı o derece yüksek oranda oluyor. Diğer yandan tablonun alt satırlarında ilk kez telefon alanların birinci yılında ödediklerini de görüyorsunuz. Cep telefonu bir telsiz aletmiş gibi (olmadığı halde) kabul edilip, telsizler için alınan bir sürü ücret hem yıllık hem de ilk tesis anında alınıyor [7].

Yıllık % 80-90 civarı verginin dışında cep telefonunda ilk defa alınan numarada 86 TL, ilk yıl ÖİV'si ve 37,26 TL ilk ruhsat ücretleri var. Yani ilk yılda vergiler %100-140 arasında oluyor.

Bu tablo bize, devletin her yıl telekom sektöründen 5-6 milyar dolar civarında (bugünkü dolar kuru ile 40-45 milyar TL)  vergi çektiğini gösteriyor (2019 iletişim sektörü cirosu 66 milyar TL ~ 11 milyar dolar)

Haklarına sahip çıkmayan tüketicinin pahalı ve kötü hizmet (altyapı) aldığında ağlama hakkı yok

Bu verginin sektöre herhangi bir katkısı yok. Aksine sektör bir vergilendirme aracı ya da tahsildarı durumunda. Yani vatandaştan alıp, devlete veriyor.

Bu yüksek verginin ve kötü altyapının nedeni, hakkını aramayan tüketicidir. Eğer siz talep etmiyorsanız, onların da umurunda değil. Yapmıyorlar.

10 yıla yakın zamandır ülkemizin fiber altyapısının ne kadar kötü olduğunu yazıyoruz. Evlere neden fiber gitmediğini soruyoruz.

20 yıldır ülkemizde neden İnternet Değişim (IDN) Noktası yok diye yazıyoruz.  Buna dair videonun özeti şu; İnternet Trafik Değişim Noktası olmaz ise, Erzurum'un trafiği İstanbul'dan, İstanbul'un trafiği Frankfurt'tan döner. Pahalı ve yavaş internet alırsınız.

Üstelik dünyanın merkez noktalarından biri olacakken, gençlerimizin çalışmasına daha fazla fırsat yaratılacakken, dünyanın (en azından bölgenin) verileri elimizden geçtiği için para ve politik güç kazanacakken, ilkel bir durumdayız. Karayollarımızın duble olması ile övünüyoruz ama internet yollarımız hâlâ dağa tırmanan patikalar şeklinde. Biz bunu görmediğimiz için farkında bile değiliz.

O nedenle hele pandemi döneminde, bu vergi artışına "Hayır" diyerek ortaya çıkın. Hayır, biz bindirim değil, indirim istiyoruz. Çocuklarımıza internet ve KDV, ÖTV'siz bilgisayar istiyoruz. Bu dönemde böylesine hayati bir konuya zam yapılması, gençliğe, öğrencilere kötülükten başka bir şey olmaz.

Hele salgın varken ve çocukların interneti bedava alması gerekirken, insanlar evlerine kapanmış bir halde cep telefonlarından başka haberleşecekleri bir şey yokken buna zam yapılması doğru mu? Aksine özellikle öğrenciler ve öğretmenler için bu paraların alınmaması gerekmez mi?

Şimdi tüketicilerin kendi haklarını savunması ve Whatsapp'a attırdıkları geri adımı bu vergide de attırmaları lazım.


[1] Eğitimde de günlük 'turkuaz tablo' isteniyor

[2] Cumhurbaşkanı Kararı

[3] 17.8.1999 ve 12.11.1999 Tarihlerinde Marmara Bölgesi ve Civarında Meydana Gelen Depremin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpları Gidermek Amacıyla Bazı Mükellefiyetler İhdası ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik, Yapılması Hakkında Kanun

[4] Deprem Vergisi Ekime Kaldı

[5] 20 yılda ne kadar Özel İletişim Vergisi tahsil edildi?