Şimdi yeni bir dosya açalım. 2-3 yazı içeren bu dosyanın konusu şu; acaba BTK tüketiciler lehine bir mobil telekom sektörü oluşmasının ne kadar arkasında duruyor? Şu andaki oluşmuş olan telekom pazarı tüketicilere ne kadar yarar sağlıyor? Ya da operatörlerin kazançlarına bakması doğal ama acaba kazanan sadece büyük operatörler mi oluyor, tüketicilerin yararı düşünülmüyor mu? Ya da düşünülmesi gereksiz mi oluyor?
Bu okuyucu mesaj ve maillerinden sadece 2 tanesini örnekleyeceğim; ilki bir kadın okuyucumdan. Canan Hanım şöyle diyor.
"Merhaba Füsun Hanım,
Yazılarınızı büyük bir ilgiyle takip ediyorum ve çok faydalı buluyorum. Ben de herkes gibi yalnızca cebime bakıyorum, geçinmeye çalışıyorum.
Uzun yıllar önce Turkcell ve sonra Türk Telekom abonesiydim, geçen ay NetGSM diye bir operatörden haberdar oldum. Hatlarımı netgsme geçirdim ve daha bir ay bile olmadan zam yaptılar.
Firma sahibinin açıklamasında siz bizi bitireceksiniz sonunda ve biz de kapanacağız mealinde şeyler söyledi. İlk defa ucuz bir paket buldum diye sevinirken, sevincim kursağımda kaldı. Onu da geçtim ya artık telefon çekmezse endişesine kapıldım, Allahtan taahhüt yok, istediğim zaman başka operatöre geçebilirim.
Şimdilik telefon çekiyor ama ya çekmezse ve ortada kalırsam diye düşünüyorum. Siz bu konuları daha iyi değerlendirebilirsiniz, Turkcell BTK kararına uymadığı için bu durum olmuş diye yazıyor internet haberlerinde. Ben sadece bütçemi düşünerek ne güzel uygun fiyatlı tarife diyerek geçtim NetGSM’e ama şimdi ne olacak bilmiyorum.
CİMER'e şikayet yazın diyor aradığımda, sonuçta bu yavaş bürokraside işler ne zaman düzeltilir emin olamıyor insan. Haberleşme ve internet bu kadar pahalı olmamalı, bilinen telekom operatörleri herkesi kendilerine mecbur bırakıyor ve buna bir çözüm bulunamıyor.
Geçtiğimiz aydı sanırım, ulaştırma bakanı bizim tarife fiyatlarında yapabileceğimiz birşey yok, herkes kendi tarifesine baksın, ona göre artış yapılıyor dedi. Bir bakan bile söz geçiremiyorsa bu operatörlere, ben CİMER’den şikayet etsem ne yazar?
Aşırı sinirliyim. Vaktinizi daha fazla almak istemem, sadece benim başıma geleni sizinle paylaşmak istedim.
İyi çalışmalar diliyorum. Saygılarımla,"
İkinci ilginç mesajda ise şöyle yazıyor;
“Füsun Hanım merhabalar. Yazılarınızı ara ara takip ediyorum. Benim de ilgimi çeken ilginç konulara çok güzel bir şekilde değiniyorsunuz.
Belki benim de başıma gelen Turkcell vs NetGSM ile ilgili konudan haberdarsınızdır. Değilseniz de bir pas atmak isterim. Özetle paylaşımımda belirttiğim konunun detayını belki siz daha iyi bileceksinizdir.
Saygılarımla,”
Devamlı okuyucularım bilir, bu tür olaylarda taraflara soru gönderirim. Turkcell'e, BTK'ya (“Almadık” diyorsanız, belirteyim; Mail geri döndü), Telkoder'e, NetGSM'e ve Tüketiciler Birliğine çeşitli sorular gönderdim. Turkcell ve BTK itinayla sorulardan kaçıyor. Aynen AKP iktidarının hoşuna gitmeyen suallerden kaçması gibi.
Ama Telkoder, Tüketiciler Birliği ve NetGSM bazı şeyler söyledi. Bunları yarın yayınlayacağım. Ama kısaca benim gördüğüm olaya göre ne olup bittiğini anlatayım;
Türkiye'de SMŞH Lisansı’na sahip 43 firma var ama çalışamıyorlar
SMŞH (sanal mobil şebeke hizmetleri) ya da MVNO (mobile virtual network operator) olarak kısaltılan cep telefonu işletmeciliğinin özü şu: Bir ülkede çalışan mobil operatörlerin kurduğu şebekelerdeki âtıl kapasiteyi dolduracak daha küçük ve pazarlama açısından güçlü sanal operatörler olabilir mi? Buradaki mantık şu; büyük operatörlerin manevra kabiliyetleri düşüktür. Ama onların mevcut şebekeleri ile pazarlama açısından güçlü, manevra kabiliyeti yüksek küçük operatörler de desteklenmelidir.
Bunun avantajları şunlardır;
- Tüketici daha düşük fiyatlı ve çeşitli hizmet alabilir
- Operatör atıl kapasitesini doldurur
- Küçük operatörler de para kazanır
Ama Türkiye'de 2005'lerde başlayan SMŞH lisanslama hikayesi, peki çok firmanın ilgisini çekmişti. Lisanslar 2009'lardan bu yana veriliyor. Şu anda 43 tane SMŞH lisansına sahip firma var. Ama hiçbirisi çalışamıyor. (Neden? Çuvaldızı batıralım, tüketicinin de sesi çıkmıyor çünkü.)
İşletmeye açılan ilk ve tek SMŞH, NetGSM de 2009'dan bu yana çabalıyordu. 2016'da bu konuda bir haber yapmışız. Ama olmamış. Ta ki lisans aldıktan tam 15 yıl sonra, NetGSM en sonunda açılabilmiş.
Ama o da nesi, açıldıktan 9 ay sonra "sözleşmesi sona erdi" ifadesi ile kapatılmış.
Şimdi kullanıcılar isyan ediyorlar ve yazıyorlar ama bana değil, BTK'ya ya da mahkemelere gitmeleri lazım. Çünkü Turkcell anlaşılan NetGSM'den bir tehdit algılıyor.
Ne tehditi derseniz, durum şu; aslında Turkcell, sadece kendi aldığı abonelerden değil, toptan servis sattığı NetGSM'den de para kazanıyor. Ne kadar kazanıyor bilemiyoruz. Ama servis verdiği için para alıyor. Belki başka operatörlerden müşteri de kazanıyor. (NetGSM'in daha uygun fiyatına sadece Turkcell değil, başka operatörlerden de geçen oluyordur.) Ama sorun şu; eğer NetGSM ya da başka bir MVNO firma güçlenirse, abonelerini yarın Turkcell'den alır, daha uygun servis fiyatı veren başka operatöre geçer. Turkcell'in ya da ülkemizdeki diğer iki operatörün algıladığı en büyük tehdit bu.
Ancak operatörler için tehdit olan bu durum, tüketici hakları için önemli. Çünkü rekabet oluşacak ve operatörler bugün tüketicilerin canlarını yakan fiyatlarını bu kadar rahat veremeyecekler. Canan Hanım'ın yukarıya aldığım ifadesine yakından bakın ne diyor:
"Haberleşme ve internet bu kadar pahalı olmamalı, bilinen telekom operatörleri herkesi kendilerine mecbur bırakıyor ve buna bir çözüm bulunamıyor."
Bu noktada BTK'ya soru sormamız lazım. Acaba pazar niye bu hale geldi. Hem internette hem ses trafiğinde... Yani insanlar neden istediği -daha ucuz veren- bir operatör bulamıyor. Neden tüketiciler pahalı servislere mahkum?
Bu konu detaylı bir olay. Anlaşılması da zor olabilir. Bu nedenle 2-3 yazıya bölüyorum. Yarın farklı yönden bazı hususları aktaracağım.
Füsun Nebil kimdir?Füsun Sarp Nebil, İstanbul, Bakırköy'de doğdu. Eğitimini Çanakkale, İzmir ve İstanbul'da yaptı. Evli, 2 çocuk sahibidir. Denizcilik meraklısıdır (amatör kaptan). Master derecesini Istanbul Teknik Üniversitesi Nükleer Yüksek Mühendisliği bölümünden aldı (Şimdi Enerji Enstitüsü). THY, Nasas Alüminyum Fabrikası ve Alemdar Holding Grubunda çeşitli görevlerde bulundu. 1997 Türkiye'nin ilk ISP'lerinden Alnet'in Genel Müdürlüğüne getirildi. 1999 yılında turk-internet.com'un da dahil olduğu çeşitli siteleri yayınlayan Intervizyon Ltd. şirketini kurdu. Şirket halen Kadinvizyon.com gibi başka siteleri de yönetmektedir. 1998 - 2011 arasında Ulaştırma Bakanlığı tarafından kurulan İnternet Kurulu üyeliği yaptı. Devletin özel sektörü aldığı çeşitli komisyonlarda çalıştı. 2016'dan beri TOBB Telekom Meclisi üyesidir. Nebil, Eylül 2001 yılında Birleşmis Milletler tarafından Türkiye'den seçilen başarılı iş kadınları arasında yer aldı. (UNECE INCLUDES 9 TURKISH BUSINESSWOMEN ON ITS LIST) 2010-2013 arasında Türkiye Dijital Oyun Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. 2011 - 2015 arasında 4 yıl Eutelsat Avrupa TV Ödüllerinde Jüri Üyeliği görevi aldı. Türkiye İhracatçılar Merkezi dahil, çeşitli projelerde "Bilişim ve İletişim Sistemleri Danışmanlığı" vermektedir. Konusuyla ilgili olarak TV programlarına ya da konferanslara katılarak, konuşma yapmaktadır. Yazıları internet üzerinden turk-internet.com sitesinin yanısıra, yetkinreport.com, bilisimdergisi.org.tr, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği Dergisi, 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü, Güncel Hukuk Dergisi, Ankara Baro Dergisi, journo.com, Tüketiciler Birliği Etikett gibi çeşitli ortamlarda yayımlanıyor. 2014 yılından beri T24'te yazıyor. Türk Telekom ve Turkcell konusunda araştırmaları ve uzmanlığı var. 2018 nisan ayında "Bitcoin ve Kripto Paralar" isimli ilk kitabı yayınlandı. Detaylı bilgi için https://wiki-turk.com/fusun-sarp-nebil/ adresine bakabilirsiniz. |