ABD Huawei'ye karşı açtığı savaş kapsamında "5G altyapısına Huawei satın alan ülkelerle istihbarat paylaşımımızı yeniden değerlendireceğiz" uyarısını[1] yaptıktan kısa bir süre sonra İngiliz hükümetinin 5G altyapısına sınırlı da olsa Huawei satın alınmasına izin vereceği ortaya çıkmıştı [2]. Sonrasında ise bu sızıntının, Savunma Bakanı Gavin Williamson tarafından yapıldığı iddia edildi. Tabi hemen arkasından da Başbakan Theresa May kendisini görevden aldı.
Görevden alma açıklaması; “Başbakan bu akşam Gavin Williamson'dan Hükümetten ayrılmasını istedi, Savunma Bakanlığı rolüne ve Bakanlar Kurulu üyeliğine hizmet etme kabiliyetine olan güvenini kaybetti” şeklindeydi.
Daily Telegraph’daki haberlere göre, Başbakan May Huawei ürünlerinin İngiltere’nin 5G altyapısında kullanımı durumunda, Çin casusluğu için bir yol sağlayabileceğinden endişe duyduğunu belirten beş bakanı da dinlememişti. Williamson'u görevden alırken de, sızıntının arkasında "zorlayıcı kanıtlar" olduğunu söyledi ve "bu sızıntıyı açıklayabilecek düzeyde başka bir olay dizisi yok" dedi.
Şimdi Williamson, May'i "cadı avına çıkmak"la suçluyor ve yapılan soruşturmayı mesnetsiz ve kötü yönetilmiş buluyor. Scotland açıklaması da buna destek veriyor. Williamson düşüncelerini ayrılma mektubunu içeren bir tweet ile açıklamıştı.
Sızıntının meydana geldiği İngiliz Ulusal Güvenlik Konseyinde (NSC) tecrübeli yöneticiler var ve bunlar "Resmi Sırlar Yasası"nı imzalamış durumdalar. Bu nedenle sızıntının kimden çıktığı bulunursa, suçlanacak ve en az 2 yıl hapis cezası ile karşılaşabilecek. Ama Scotland Yard karşı terör polis şefi bu olayın halka zarar verecek bir açıklama olmadığı için Resmi Sırlar Yasasına uygulanamayacağını ve soruşturma da olmadığını söyledi. Bu da Williamson tarafından memnuniyetle karşılandı.
May ise sızıntının içeriğinden çok, sızıntı olmasının önemli olduğu düşüncesinde ve şöyle diyor; "Bakanlar Kurulu ve Ulusal Güvenlik Konseyi üyelerine tam güven duymam hayati önem taşıyor. Sadece bu sorunun ağırlığı ve UGK’nın ve İngiltere’nin ulusal çıkarlarının işleyişindeki etkileri, ciddi adımlar atmamızı gerektiriyor”
ABD neden Huawei firmasını istemiyor?
Daha önce detaylı bir şekilde yazdık ama şimdi burada özetleyelim [3]; ABD'nin Huawei konusundaki tepkisinin iki yönü var; birincisi para, ikincisi casusluk.
20 yıl öncesine kadar tüm dünyaya en çok telekom ekiptmanı satan ülkelerin başında ABD geliyordu. Ama teknolojinin değişmesi ve Çinlilerin çok düşük fiyatlarla pazara girmesi sonucunda, bugün Graham Bell'in kurduğu Bell Labs bile Alcatel firmasına satılmış durumda. Dolayısıyla ABD, yükte hafif ama pahada ağır cihazlarını artık satamıyor. Zaten hemen hemen telekom firması kalmamış durumda. Kanadalı Nortel, ABD'li Motorola çoktan tarihe karıştı. Cisco ise sürünüyor. Avrupalı Alcatel, Nokia, Ericsson da çok farklı durumda değiller. Devamlı adam çıkarıyor, küçülüyor ve zarar ediyorlar.
ABD için önemli bir noktayı da vurgulayalım; hatırlarsanız, bu Cisco yakın zamana kadar heryere ekipman satan ve önemli yabancı hedeflere (mesela Merkez Bankalarına ya da yabancı Başbakanlıklara) satılan ekipmanın içine casus parçalar takılan firmaydı[4].
Dolayısıyla ABD, telekom ekipman dünyasında yerini kaybederken, aynı zamanda askeri ve de (çok gözden kaçan) ticari istihbaratını kaybediyor [5]. Çinliler de bunu vurguluyor [6].
5 Göz müttefiklerinden Avustralya, diğer ülkelerden Japonya, Tayvan Çinli üreticileri yasaklamış durumda.
Kanada ve Yeni Zelanda yasaklamış gibi gözüküyor.
Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Hindistan, Norveç, Polonya ve Vietnam yasaklamayı düşünüyor.
Türkiye?
Yukarıdaki tablodan da göreceğiniz üzere, Türkiye Huawei'i yasaklamıyor. Hatta tam hızla her yer Huawei olmuş durumda. Uzmanlar Türkiye'deki altyapının (özel sektör ya da kamu) yüzde 80 Huawei kullandığını tahmin ediyor. Öyle ki, şehirlerdeki baz istasyonlarının kurulması ve bakım hizmeti bile Huawei'e taşeron hizmeti olarak devredilmiş durumda.
Bunu ve bundan şikâyet edenleri ULAK yazımızda da işlemiştik [7].
Neden Huawei kullanıyoruz? Aşağıda İngiltere'yi de inceledik. İkisinin ortak nedenleri; ucuzluk, teknoloji ve elde etme kolaylığı.
- Zaten Huawei dünyaya ucuzluk ile yayıldı.
- İlaveten, Avrupa ve ABD'deki telekom ekipmanı firmalarının yaşadığı sarsıntılara karşı, aynı dönemde Huawei ARGE yaptı ve bu ARGE ile teknolojisi de şu anda daha ileride. Gerçi 4G ihalesi sırasında, bize ellerinde kalmış bir önceki teknolojiyi satmaya da kalktılar ve hatta bir an önce kakalamak için daha satın alma olmadan gümrüklere kadar da getirdiler (allahtan bir bürokratın kendisini ortaya koyması sonucunda engellendi).
- Ucuzluğun yanısıra bankalarından kredi sağlıyor. Bu krediler de elde etme kolaylığı anlamına geliyor.
- Başka sözler var mıdır? Bilemiyoruz.
Bu arada Türkiye'deki Huawei ofisinin kapısına bir süre önce ilave güvenlik yerleştirildi. Bunun nedeninin UYGUR korkusu olduğu gibi bir hikâye anlatılıyor. Malum bu mücadeleler sadece propoganda ile olmuyor. Bazen kaşınılması mümkün sorunlar CIA gibi istihbarat örgütlerince kullanılabiliyor[8].
ABD'nin istememesine rağmen, İngiltere neden Huawei konusunda karar veremiyor?
Tabi olayın diğer yönü de, ABD ile İngiltere arasındaki tarihi işbirliği ve 5Göz konusundaki ortaklığa rağmen, neden Huawei konusunda sorun çıkıyor konusu var.
ABD'nin Almanya'yı ya da Macaristan ziyareti sırasında Orta Avrupa'daki ülkeleri neredeyse "Huawei kullanan bizden değildir" türünden uyarmasına rağmen[9], İngilizler başından beri farklı mesajlar veriyorlar. Mesela İngiliz siber güvenlik şefi şubat ayında Huawei'e güvendikleri açıklaması yapmıştı [10]. Halbuki aynı güvenlik şefi, geçen hafta internetin altyapısının genel anlamda güvensiz olduğuna dair bir sunum yaptı[11].
Bu noktada Avustralyalıların yaklaşımına bakalım ki; bazı şeyler burada ayrışıyor. İngilizler Huawei alımlarına “çekirdek hariç” izin veriyor. Avustralyalılar, ise 5G ağının çekirdek ve uç teknolojilerinin birbirinden bugün ayrı bile olsa, zaman içinde birleşeceği şeklinde bir yorum yapıyor ve buna dayanarak yasaklama getiriyor. ABD’de aynı yorumu yapıyor.
İngilizler, ağın çekirdeğinde Huawei kullanımının sorunlu ama telsim erişim ağı (RAN) ekipmanları tarafında kullanmanın güvenli olacağı düşüncesindeler. Bu RAN cihazları bireysel cihazların mobil şebekelere bağlantısını sağlayan bölüm. İngilizler çekirdek ile uç arasında ayrımın devam edeceğini öngörüyorlar.
Huawei şu anda 5G konusunda en ileri teknolojiye sahip. Rakipleri olan Ericsson ve Nokia hala bazı sorunlara ve gecikmelere sahipler [12]. Oysa Huawei 6G düşünmeye başladı bile[13]. Dolayısıyla olaya operatör tarafından bakıldığında, tabi ki rekabet çerçevesinde daha ileri teknoloji isteniyor. Üstelik de daha ucuz, daha kolay satın alınabiliyor.
İngilizlerin —ülkemizde de bulunan— Vodafone gibi dünyaya yayılmış, dev bir operatörü var. Bu operatör kendisi de 5G çalışmalarını destekliyor [14]. Ayrıca BT de iddialı bir operatör. Bunlar 2000’lerin ilk yarısından bu yana networklerinde Huawei kullanıyor. Dolayısıyla “ha deyince” networkü değiştirmek, hem yatırım maliyeti, hem insan gücü, hem de rekabet açısından sorunlu. Anlayacağınız İngiltere olaya bu yönden bakmak zorunda kalıyor. ABD’nin tüm sıkıştırmalarına rağmen. Siyasete yansıyan da bu yani müttefiklik bir yana, ticaret öbür yana.
[1] ABD’den Almanya’ya Huawei Uyarısı
[3] Huawei CFO Tutuklamasının Tercümesi
[4] Ortaya Çıkan Fotoğraflar NSA’in Cisco Cihazlara Casus Parçaları Taktığını Gösteriyor
[5] Amerikalı Yetkililer Huawei için ‘Güvenli Düzey Yok’ Diyor
[7] 4G Teknolojisi ULAK Neden Üvey Evlat Muamelesi Görüyor?
[8] Huawei Türkiye’ye Saldırı Olasılığı mı Var?
[10] İngiltere’nin Siber Güvenlik Sorumlusu, Huawei ile Olan İlişkilerine Güven Duyduklarını Söyledi
[11] İngiltere Siber Güvenlik CEO’su, İnternetin Güvenliği için Dikkatli Olunması Uyarısı Yaptı
[12] 5G Konusunda Geride Kalan Nokia İlk Çeyrekte Zarar Açıkladı
[13] Huawei CEO’su Eric Xu: Aklımız 6G’de
[14] 5G Teknolojisi Gelişirken, Oyunun Dışında mı Kalıyoruz?