2019 Aralık ayının son günü Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) kıymetli bir pazar analizi yayımladı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun 31.12.2019 tarihli ve 2019/DK-SRD/338 sayılı Kurul Kararı ile toptan sabit yerel ve merkezi erişim hizmetlerine ilişkin Pazar Analizi Dokümanı onaylandı ve kurumun internet sayfasında yayımlandı[1].
Pazar analizinin anlamı şu; pazarda rekabeti destekleyen, hizmet farklılığını ve fiyatları yaratabilecek bir düzenleme gelmiş oldu. Malum BTK, telekom sektöründe rekabeti 20 yıldır sağlayabilmiş değil.
Yayınlanan analiz, "genişbant internet hizmetinde rekabetin gelişmesi" için önemli bir adım gibi gözüküyor. Koronavirüs salgını sonrası, yeni dönemde değişecek şeylerin başında çok muhtemeldir ki, "rekabet" kavramına önem verilmesi gelecek. Çünkü salgın "dikey pazarlar oluşturmanın neye mâl olabileceğini" gösterdi. BTK'nın raporu da daha salgının öncesinde bile bu anlamda önemli kilometre taşı anlamına geliyordu.
Kimin için derseniz; alternatif işletmeciler ve dolayısıyla tüketiciler için. Neden tüketiciler? Bir piyasada rekabetin gelişmesi demek, tüketicinin makul fiyatlarla, kaliteli ve farklılaştırılmış hizmet alabilmesidir çünkü.
Pazar analizi sayesinde, SAYE ve uzantısındaki farklı tarifeler, IPTV gibi hizmetler çoğalabilecek
Bu pazar analizi sayesinde, "fiber tarifeler" artık düzenlenmeye tabi. Türk Telekom bu analiz sonrasında, fiber üzerinden sunulan Sanal Ağa Ayrıştırılmış Erişim (SAYE) hizmetini, tüm diğer işletmecilere de onaylanan fiyatlarla sunmak zorunda. Bildiğiniz gibi, Türk Telekom devlete ait olan altyapıyı yönetme imtiyazına (2026 yılına kadar) sahip. Bu nedenle de, -normal şartlar altında- elindeki altyapıyı diğer işletmecilerle paylaşmak zorunda.
SAYE hizmeti önemli bir şey; çünkü alabilen işletmeciler trafiği yönetebilecekler, böylelikle farklı tarifeler, farklı hizmetler sunabilecekler (Ethernet Layer 2 protokolü ve en yakın santralde trafiği teslim almaları sayesinde).
Diğer işletmeciler de, Türk Telekom gibi IPTV hizmeti sunmaya başlayabilecekler. Netflix ve diğer yayın akış hizmetlerinin popülerleştiği günümüzde bu da tüketici için farklı seçenekler getirebilir anlamına geliyor.
Ayrıca tesis paylaşımının mümkün olmadığı hallerde aydınlatılmamış fiber talep edebilecekler. Yine bu sayede paket hizmetler de dahil olmak üzere genişbant hizmetler fiyat sıkıştırması testine tabi [2].
Koronavirüs Ssalgını girince bu da sallandı
Düzenlemelere göre bu hizmetler için Türk Telekom'un hizmetin diğer işletmecilere toptan seviyede hangi koşullarla sunulacağını belirleyen referans tekliflerini 3 ay içinde yani Mart 2020 sonunda, SAYE referans teklifini de Temmuz 2020 başında BTK’ya iletmesi gerekiyordu. Biz de henüz bu güzel analizin nereye varacağını merakla gözlemliyorduk.
31.03.2020 tarih ve 2020/DK-ETD/102 sayılı Kurul Kararı ile COVID-19 Salgını (Salgın) gerekçe gösterilerek şöyle denildi;
* Referans erişim tekliflerini kuruma göndermekle yükümlü olduğu 3 (üç) aylık sürenin durdurulmasına ve SAYE yükümlülüğünün başlangıç tarihi 01.07.2020’nin duran süre kadar uzatılması,
* Türk Telekom tarafından elektronik hizmetlerinden kesintisiz bir şekilde faydalanmalarını teminen abonelerine kısa süreli olarak haberleşme sunulan ilave/ücretsiz faydaların, fiyat sıkıştırmasına tabi olmamasına, kurul tarafından yapılacak erişim tarifesi onayından sonra mahsuplaşmak kaydı ile benzer faydaların mümkün olduğu ölçüde toptan seviyede de sağlanmasına
* Bu düzenlemenin 13.03.2020 tarihinden 30.06.2020 (dâhil)e kadar geçerli olmasına karar verilmiştir.
Oysa ne denilebilirdi?
Koronavirüs sadece Türk Telekom değil, tüm operatörler ve alternatif işletmeciler için aynı etkiyi yaratıyor. Kaldı ki, BTK sektöre bir iyilik yapmak istiyorsa, bunu bu sene telefon ve internet faturalarımızla yaratacağımız cirolardan alacağı "5,3 milyar TL'lik katkı payını almasın" diye daha önce belirttik [3]. Böylece operatörler rahatlar ve eksik yatırımlarını yapabilir, ayrıca internet fiyatlarını ucuzlatabilir ve bu kadar para ile hatta gelir düzeyi düşük öğrenciler gibi dijital uçurumun bir tarafındaki kitlelere ücretsiz internet de sağlayabilir.
Ama bunun yerine sadece Türk Telekom'u rahatlatan yani bu yenilikleri ileriye atan bir düzenleme getirildi. Oysa, Türk Telekom'un vermesi gereken referans tekliflerin hazırlık aşaması kağıt üzerinde yapılan çalışmalar. Yani uzaktan çalışma ile pekala gerçekleştirilebilir. Koronavirüs'ün bu çalışmaları nasıl engelleyeceği gözükmüyor.
Ayrıca 3 aylık süre 31 Mart'ta bitiyordu. Yani referans teklifin verilmesi için 2,5 ay geçmişti. Mart sonunda tamamlanacak çalışma için Mart 13 tarihini baz alınca bu sürenin bitmesine sadece 18 gün kalmışken, Türk Telekom’a 3 ay 18 gün süre daha tanınmış ve o güzelim pazar analizi yine ertelenmiş oldu. Önceki tecrübelerimiz bize dudak büktürüyor. Çünkü bu ertelemenin gerekçesi anlaşılır değildir.
SAYE ise daha da geriye yani ekim 18 tarihine kadar ötelendi.
Ayrıca bu süreçte Türk Telekom'un abonelerine sağlayacağı faydalar da fiyat sıkıştırmasına tabi olmayacak. Bunun bir rekabet ihlaline sebep olmaması nasıl teminat altına alınıyor? Belli değil.
Koronavirüs tüm işletmecileri etkiliyor, o zaman neden sadece Türk Telekom'a kolaylık sağlanıyor?
Bunun da ötesinde Türk Telekom'a tanınan bu hakları ve kolaylıkları, Türk Telekom toptan satış yaptığı diğer işletmecilere yansıtıyor mu diye baktık. Örneğin ödemelerde kolaylık yapılıyor mu? Borçlar 3 ay 18 gün öteleniyor mu? Veya teminat mektubu taleplerinde Türk Telekom ısrarcı davranıyor mu ya da hizmetlerin aktivasyonun ayrımcılık gözetilmeksizin gerçekleştirilmesi gibi süreçler nasıl işliyor?
İşletmecilerle konuştuk; mart ayı içinde başlayan salgın sürecinde Türk Telekom’un kurulum sürelerinde ve arızaların giderilmesinde ciddi sapmalar yaşandığını belirtiyorlar. Tabii ki saha ekiplerinin çalışmasında salgına bağlı sıkıntılar var. Ama işletmeciler de bunu söylerken de, gecikmelere bağlı olarak abone şikayetleri ve internet hizmeti almaktan vazgeçme talepleri ile karşı karşıya kaldıklarını ve bu nedenle bu konunun önemli olduğunu belirtiyorlar.
Şimdi o kıymetli pazar analizini yapan BTK böylesine erteleme yaptıktan sonra, acaba bu konuları nasıl yönetiyor? Buna dair bir şey göremiyoruz.
Maaşlarını, diğer tüm masraflarını bizim faturalarımızdan alan BTK'nın önce bizi yani tüketicileri dolayısıyla da pazarda kurulduğu 20 yıldan bu yana oluşturulamayan rekabeti artık düşünmesi gerekmiyor mu? Tüketiciye ancak böyle hizmet eder ve 20 sene önceki kuruluş amacını da ancak böyle gerçekleştirebilir.
Çünkü, bu güzel pazar analizinim ertelenmesi ile; evden çalışma ve uzaktan eğitim gibi süreçlerin getirdiği abone artışından alternatif işletmecilerin de şansına düşen abonelerin kaçırılması ve hepsinin yine Türk Telekom'a yönlendirilmesi anlamına geliyor. Yani telekom sektöründe rekabet hala adil değil.
[1] https://www.btk.gov.tr/elektronik-haberlesme-sektorunde-pazar-analizleri
[2] “Fiyat sıkıştırması”, dikey ilişkili pazarlarda faaliyet gösteren ve üst pazarda hakim durumda bulunan bir teşebbüsün üst pazar ürünü fiyatı ile alt pazar ürünü fiyatı arasındaki marjı, alt pazardaki rakiplerin karlı bir şekilde faaliyette bulunmasına izin vermeyecek nitelikte belirlemesine verilen isimdir.
[3] Haberleşme Ayakta Tutulmalı ve Evrensel Hizmet Fonu ŞİMDİ Kullanılmalıdır
Not: Gelecek hafta "Fiber Altyapı", "İnternet Fiyatları", "Trafik Değişim Noktaları", "Elon Musk'In Kurduğu Uydudan İnternet" gibi konuların işleneceği sınırlı katılımcıya açık bir Zoom etkinliği planlıyoruz. Katılmak isteyenler, info@turk-internet.com adresine bir mail gönderebilirler.