Füsun Sarp Nebil

05 Haziran 2017

booking.com ya da alibaba.com babanızın dükkanı mı?

Yurtdışından rezervasyon erişim engelli değil, yurtiçi müşteriler için seçenekler var!

Dün 2'nci TEOG sonuçları açıklandı. İlk TEOG sınavlarının yapıldığı gün TV’da fedakar anneleri izliyordum; sınava giren çocuklarını anlatıyorlardı. Bazıları diyordu ki; "sosyal hayatımızı sıfırladık". Ne için? Çocuklarının geleceğinde bir ışık/tünel ağzı yaratmak için. 

Düşündüm de, bu TEOG, geçmişte YGS, SBS, hatta ÖSS, ÖSYM, bilmemne sınavları acaba ülkemize nasıl bir etki yapıyor? Bu etki analizi üzerinde çalışan herhangi bir üniversite ya da sosyolog var mıdır?

Bunu pek çok defa ve pek çok nedenle düşündüğümü hatırlıyorum. Ama şimdi sormamın nedeni Türsab'ın (Seyahat Acentaları Birliği) “Booking.com”a açtığı dava üzerine verilen erişim engelleme kararını, otellerin protesto etmeleri. Benzer bir örnek; bir yandan mayıs ayında Maliye Bakanlığınca "Türkiye'de ofisi olmayan" başlığı altında incelendiği kaydedilen AliBaba.com ve benzeri siteler için [1], mart ayında Ekonomi Bakanlığının destek açıklamasıydı; “Alibaba.com vs gibi pazaryeri durumundaki e-Ticaret sitelerine üyelik için Türk ihracatçılarına parasal destek verileceği” açıklanmıştı [2].

Bunlara bakınca “neden bu toplum derinlemesine düşünmüyor, seçenekleri analiz etmiyor da, işin kolayından yaklaşıyor” düşünmek lazım. Acaba TEOG, MEOG gibi “ezber ağırlıklı” sınavlarla taçlandırılan eğitim sistemimizin bunda bir payı var mı? 

Acaba çocuklarımızın, gençlerimizin ve giderek erişkin insanlarımızın düşünme yeteneğini, eğitim çağında sosyal hayatlarını yok etme pahasına, sırf bu sınavlarla bilmemne okuluna/üniversitesine girecek puanı alsın diye "yok" mu ediyoruz? İnsan kaynağımızın "düşünme" yetisini geliştirmek yerine, hazır seçeneklerden a-b-c-d'den birisini seçer hale mi getiriyoruz? Bunun sonucunda ne oluyor?
 

Booking.com ya da Alibaba.com babamızın Dükkanı mı?


Booking.com'un raporlamasına göre Türkiye'de 13 binden fazla otel tarafından kullanılıyor, Alibaba.com'u ise, Çinlilerden sonra en çok kullanan ülke Türkiye olmuş[3]. Son rakamlar için Türkiye Genel Müdürü 2 milyon kadar Türk KOBİ'nin yer aldığını belirtiyor. Bu rakamlar bu sitelerin zenginliği anlamına geliyor. Yani ne kadar firma, o kadar çok ziyaretçi ve o kadar çok komisyon/üyelik aidatı demek oluyor. 

Dolayısıyla otellerin Booking.com olmadığında herşeylerinin bittiği/tükendiği ve Ekonomi Bakanlığının Alibaba.com gibi sitelerin önemli olduğunu düşünmelerinin şaşırtıcı yanı, bu sitelerin aslında birer ticarethane olması. Yani Türkiye’yi, Türkiye'deki otelleri ya da kuruluşlardan önce kendilerini düşünmeleri ve kazançlarınızı maksimize etmeye çalışmaları. Örneğin Booking.com "13 binden fazla otele katkı veriyoruz" dese de, asıl katkı bu otellerin Booking.com'a verdiği prestij ve komisyon/üyelik aidatı ile bu yolla onun yerli ya da yabancı rakiplerini geçtiği nokta. 

Peki, bu sitelerin arka planında neler oluyor, nasıl yönetiliyorlar, yazılımları neler yapıyor bilebilir miyiz? Demek istiyorum ki; günümüzün rekabeti çok yüksek dünyasında, acaba bu siteler birilerini öne alıp, diğerlerini geriye atıyor mudur? Bunu da yazılımın olanaklarını kullanarak yapıyor mudur? Örneğin; Alibaba.com üzerinde Türkiye’den üretimine yardımcı olacak bir ürün arayan firma, normal sıralamada Türk firmayı görürken, örneğin aynı ürünü arayan Alman bir firma, Çinli firmayı daha önde görüyor mudur?

Bunu diyoruz çünkü bu tür bir şikayeti 3 sene önce İtalyanlar yaptı. Amerikalı TripAdvisor isimli Booking.com eşdeğeri firmayı “İtalyan lokanta ve otelleri kötülediği” iddiası ile mahkemeye verdiler. İtalyan Otel sahiplerinden gelen şikayetleri değerlendiren İtalyan hükümeti, Tripadvisor sitesini 7 ay boyunca izlemiş ve İtalyan otel ve resturantlarını hiç ziyaret etmemiş olan bireylerin yorumlar yazdığını tespit etmiş. Firmaya 500 bin euro ceza kesildi [4]. 

Booking.com basına yaptığı açıklamalarda Türkiye’deki 13 bin oteli desteklediklerini belirtiyorlar. Ama acaba, ABD’den arayan birisine Türk otelinden önce Amerikalı ya da Yunanlı oteli gösteriyor olabilirler mi? Ya da Türk otellerinin verilerini düşük gösterebilirler mi? Bunlar yazılımla yapılabilir şeyler; “Türkiye’den arıyorsa, şunu göster, oradan arıyorsa bunu göster” gibi...

İlaveten, hep akılda tutmak gereken şey; "TEKEL KÖTÜDÜR". Komisyonla çalışan bu tür firmaların fiyatları, kendilerinin büyüdüğü oranda artıyor. Zaman içinde müşteriyi kendilerine bağladıkları zaman, artık otellerin şansı kalmıyor. Türsab’ın şikayeti haklı anlayacağınız. Bunu Uber ile örnekleyelim; Fransa’da ilk zamanlar % 15 komisyon alan firma, önce % 20'ye, geçen yıl da % 25’e çıkarınca ve üstelik sendika, mendika takmayınca, Uber şöförleri havaalanlarına giden yolları tıkadılar ve Fransa hükümeti araya girmek zorunda kaldı [5].

Anlayacağınız, düşünmeden bu tür siteleri "illa" diye desteklemek anlamsız. Çözümler aramak gerekirken, yerli olmayan ve seçenekleri de bulunan bir firmayı savunmak çok anlamlı değil. Sonra kendi düşen ağlamaz.

Booking.com neye yararlı?


Booking.com türü küresel siteler son 10-15 yılda hayatımıza girdiler. Küresel anlamda, taksi, araba, kalacak yer bulma gibi işleri çok kolaylaştırdılar. Bunun karşılığında ise parsayı topluyorlar. Öyle ki herbiri çoktan bir kaç milyar $’lar düzeyinde değerlere ulaştılar. 

Peki kendi değerini böylesine katlayan sitelerden mesela Booking.com kime ne yarar sağlıyor? Kim şikayetçi?

Oteller satamadıkları kapasitenin bir kısmını Booking.com üzerinden ve “hatırı sayılır düzeyde indirimli” bir fiyatla sunuyorlar. Bu satışların bir kısmı da "son dakika" özelliği taşıyor. Bu durum, özellikle –reklam olanağı kısıtlı-- küçük / butik oteller için önemli. Yani küçük/butik oteller, Booking.com sayesinde –normal şartlarda bulamayacakları-- sayıda müşteri yakalayabildiklerini düşünüyorlar. 

Tersine de, --ben de dahil—bir çok müşteri, gitmekte olduğu yerde fazlaca yorulmadan, istediğine en uygun fiyatta ve konforda kalacak yer –bazen de son dakikada-- bulmuş oluyor. 

Yani harika bir sistem; alan memnun, satan memnun.

Peki kim bu sistemden memnun değil? Ya da zarar görüyor?

Şimdilik diyelim –-ki ileride asıl zararı oteller görecek.. BKZ : aşağıdaki bölüm--, Booking.com örneğinde memnun olmayanlar seyahat acentaları ve devlet. Seyahat acentaları şikayetçi çünkü Booking.com onların işini elinden almakla kalmıyor, yanısıra fiyatları düşürdüğü şikayetleri var. Zaten erişim engellemeye giden davayı da Seyahat Acentaları Birliği (Türsab) açmış durumda.

Devlete gelince, 2 sorun var; birincisi bu siteler elde ettikleri yerli gelirden vergi vermiyor. İkincisi yarattıkları istihdam konusu da soru işareti.
 

Yurtdışından rezervasyon erişim engelli değil, yurtiçi müşteriler için seçenekler var!


İşte olayın bu boyutu gözden kaçıyor. Yukarıda TEOG ile kastettiğimiz, “acaba düşünme yeteneğini kayıp mı ediyoruz?” sorusunun nedeni bu;

Booking.com olayında erişime engellenen nedir? Yurtiçi erişim. Yurtdışından gelecek ziyaretçiler için site zaten açık. Yani oteller yurtdışından müşteri kaçırmıyor. Booking.com gitti, müşteriler de gitti diye ağlamanın yarısı anlamsız.. 

Ağlamanın diğer yarısına bakalım; “Yurtiçindeki müşteriler kaçıyor mu?” derseniz; bunun cevabı da hayır. Çünkü Tatilsepeti.com, (reklamından ilallah dediğimiz) Trivago filan var. Yani arayan hala buluyor.

O zaman neyin kavgasıdır bu? 

Buna karşın yabancı basına bakın, ülkemizde oteller ağlasalar da, ABD’deki ya da Avrupa’daki oteller (seyahat acentaları değil) Booking.com’a savaş açmış durumda [6]. Çünkü Booking.com güçlendikçe, tekel oluyor ve otel müşterileri otelin değil, Booking.com’un müşterisi oluyor. Bunun 2 türlü anlamı var;
 

·       Müşteriyi istediği gibi yönlendirebilir (bunu otellerin sıralamasını değiştirerek, sahte yorumlar ilave ederek ya da sizin otelinizi sıralamadan tamamen çekerek yapabilir. İtalya’nın açtığı davayı hatırlayın) ... Ha bu arada, oteliniz bu gösterimin nasıl yapıldığını kendisi göremeyebilir. Yani siz Türkiye’den açarsınız, farklı görürsünüz, ABD’den açılır başka görülür.

·       Eğer müşteri Booking.com’un eline geçmişse, fiyatlar da Booking.com’un keyfine kalabilir. Buradaki müşterinin sadakati otele değil, Booking.com'a olmaktadır.

Yani, bugün Booking.com harika, ama bu kadar teslimiyetle yaklaşmak yarın bu sitenin kendi ülkesinde bile şikayetçi olunan tekel durumunu sağlamlaştırmıyor mu? Tekel olan firma sizin otelinizi mi düşünüyor, kendi kazancını mı?
 

Bir de şurdan baksak...


Diğer yandan, bir anlayamadığım husus da şu; bu rezervasyon platformları çok önemliyse, 13 bin otel neden işbirliği yaparak kendi portalini yaratmaz? Booking.com yerine TurkeyBooking.com yaratamaz mısınız? Her otel ayda 100 TL yani yılda 1200 TL verse, 13 bin otelde 16 milyon TL eder, ooooo... altyapısı ile yönetimi ile bir kaç site bile çıkarırsınız, Hatta çok daha iyisi yaratılabilir. Ya da mevcut yerli siteleri destekleyebilirsiniz.. Bu ülkede hiç mi işbirliği olmaz, birlikte hareket edilmez?

Bunu Türsab da düşünmelidir. Çünkü Booking.com sadece bir site, o gitse de başka siteler gelecektir. Karşı çıktıkları sistem, eninde sonunda seyahat acentalarının iş modelini değiştirecek. Türsab için, reddetmek yerine, sistemin içinde yerini erkenden almak daha akıllıca olmaz mı?

Bunun aynısı Alibaba.com konusunda oldu. Ekonomi Bakanlığı şaşırtıcı bir şekilde, bu gibi sitelere üye olanların ücretlerinin % 80'ini ödeyeceğini açıkladı [2]. İhracatı arttırmak için akla gelen yegane çözüm Alibaba.com'u büyütmek midir? [2]. İlginç olan Ekonomi Bakanlığı bunu ilan ederken, Maliye bakanlıği Türkiye'de ofisi olmayan Alibaba.com ve benzeri e-Ticaret sitelerini inceleyeceğini açıkladı [1]. 

Bu komediyi farkeden sadece ben miyim?

Oysa Ekonomi Bakanlığı bu çok milyonlu parayı Türkiye’nin KOBİ'lerinin yer alacağı ve dünyaya da açılacak Alibaba.com rakibi şekilde bir dev site yapmaya ayırması daha iyi olmaz mı? Yönetiminin profesyonel ellere verileceği bir sistemi yaratmak çok zor mu? Onu desteklemek daha ucuz ve de daha akıllıca olmaz mı?

Şimdiye kadar Booking.com örneği üzerinden bu sitelerin taraflarını ve dünyadaki durumu özetledik. Ama Booking.com olayına bir de şöyle bakalım; bir arkadaşım ABD’deki eğitimi sırasında, “diğer kasabadaki indirime gidelim” dediği Amerikalının “Olmaz benim param o kasabaya giderse, kendi yaşadığım kasabanın hizmetlerinde eksilme olur. Benim paramı kendi kasabamda harcamam lazım” dediğinde şaşırdığını anlatmıştı.

Anlayacağınız, aldığınız hizmetin içinden bu ülkeye bir katmadeğer kalmıyorsa, şimdi karda bile olsanız, gelecekte zarardasınız, geleceğinizden yiyorsunuz demektir. Bu ülkeye vergi vermeyen, istihdam yaratmayan firmalardan almak kendi ya da çocuklarınızın geleceğini harcamak anlamına geliyor.

Bütün bu yazıyı yazmamın nedeni de işte bu ifadedir. Aklımızı başımıza toplamamızın sırası gelmedi mi? Nedir bu yabancı firma merakı? Booking.com ya da Alibaba.com babamızın dükkanı mı? Bu ülkeye 5 kuruş yarar getirirken, acaba zarar da veriyorlar mı? Devir rekabet devri. Kendi rekabetimizi kendi ellerimizle yok mu edelim?


[1] Türkiye'de Ofisi Olmayan e-Ticaret Siteleri Maliye Bakanlığınca İnceleniyor
[2] Nasıl Yani? İhracatı Destekleyeceğiz diye Alibaba.com’u mu Büyüteceğiz?
[3] Kenan Ardalı: Logo işbirliği ile Alibaba.com 264.000 Üyeye Sahip Oldu
[4] İtalyan Otel ve Restaurantları Kötüleyen Yorumlar, Tripadvisor'a 500.000 Euro Ceza Getirdi
[5] Fransız Uber Sürücüler, Paris Havaalanlarına Blokaj Çağrısı Yapıyor
[6] Türkiye'de Oteller Booking.com Kapandı Diye Üzülüyor ama ABD'de Oteller Engellemeye Çalışıyor