Bu hafta içinde bir arkadaşım “Türkiye’den Neden Elon Musk Çıkmaz diye bir yazı yazar mısın?” deyip, arkasından bir şeyler anlattı. Ben de önce “istek yazı almıyoruz” diye şaka yaptıktan sonra, “o yazı bin defa yazıldı yahu” dedim. Ama haklıydı, daha bin defa yazılsa yetmez. İşte örneğimiz; Prof.Dr.Oğuz Manas…
Hocamı bu hafta kaybetmişiz. Ben de maalesef cenaze töreninden sonra arkadaşlarımdan ve tam da öğretmenler gününde öğrenebildim.
Neden “dev” dedim; Aşağıdaki Yeni Asır’ın gazete kupürüne bakarsanız, anlayacaksınız.. Yıl : 1991 ve evlerde daha PC yaygınlaşmamış bile, ortada ne internet, ne e-ticaret, ne de hırsızların Facebook’dan ev bakma hikayeleri var. Ama o geleceği görmüş ve söylemiş..
Mavi gözleri, 70'lerinde bile dünya ping pong yarışmalarına katılan hiperaktif halleri, her zaman üst perdeden çıkan sesi ve gülümsemeyi hiç ihmal etmeyen yüzüyle sevgili Oğuz Manas hocamızın ilkleri arasında bence en önemlisi, 1980’lerin ortalarında, EARN (Avrupa Akademik Araştırma Ağı) bağlantısıyla Türkiye'de ilk internet faaliyetini başlatmasıydı.
Ama tek ilki bu da değildi. Oğuz Hoca, Kent Bilgi Sistemleri yazılımının oluşturulması, Türkiye’nin en büyük bilgisayar merkezinin kurulması, Avrupa Okçuluk Şampiyonası ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı Fabrikaları için otomasyon sistemleri geliştirilmesi ve ülkemizde ilk e-ticaret uygulamasının gerçekleştirilmesi gibi projelerde görev almıştı. Burada sayamayacağım kadar çok proje ve işlerini, detayları ile CV’sinden de görebilirsiniz [1].
Ama bana göre asıl önemli özelliği; öğretmenliği idi. Müthiş hareketli, 200 kişilik sınıfta kafası başka yerde olanların dikkatini, fırlattığı ve tam isabet tebeşirle kendine çeken bir hocaydı. Üstelik zor yıllarda, büyük boykotların olduğu ve mesela Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Kemal Karhan’ın elleri silahlı öğrenciler tarafından iteklenebildiği yıllarda bile, sözünü herkese geçiren bir öğretmendi. Kendisini dinlerdik, severdik, sayardık.
Kıymetini bildik mi?
Bu satıların yazarı olarak, ben de Oğuz Hoca’nın önemini ancak 1990’lardan sonra farkına varabildim. Oğuz Hoca aslında hayatına Ziraat Mühendisi olarak başlamıştı ama bilgisayarların önemini hemen farkettiğini ve kendisini bu tarafa yönlendirdiğini bir konuşmamızda anlatmıştı.
Konuşmamızda kırgınlığını da ifade ederdi. Kırgın olduğu konu; vizyonunun anlaşılamaması ve önünün devamlı kesilmesiydi. Bunlardan birisini oğlu Alphan Manas geçen yıl anlatmış. Bir cümlesine çok katılıyorum; “hocamızın engellenmesi Türkiye’ye 20 yıl kaybettirdi [2]”.
Ayrıca Bilişim sektörünün de hocamızın kıymetini anladığını pek söyleyemeyiz. 70’lerinde bile ders çalışan, yeni teknolojileri takip eden, kendisini sürekli güncelleyen bir adamdı.
Oğuz Hoca çok kıymetli bir insandı ama her projesinde ve özellikle de Süper Bilgisayar çalışmalarında önü "şu veya bu şekilde", "şu ya da bu kişi" tarafından kesildi. Yani kıymetini bilemedik. Vizyonunu anlayamadık. Üstelik önünün kesilmesine de engel olamadık. Daha doğrusu bunların hiçbirini “FARK EDEMEDİK”.
Peki, farkedemeyince ne oluyor? İşte bugünkü durum oluyor.. O parlak, bütün ülkeyi sırtına alıp, taşıyacak olan adamlar kenara itiliyor ve ne idüğü belirsiz adamlar öne çıkıyor.. Biz de elimiz, böğrümüzde “ne diyor yahu bunlar” diyerek ortamı seyrediyoruz..
Elon Musk mı? O da kim yahu? Ne gerek var? Böyle iyiyiz…
Oğuz Manas kimdir?
CV’sinden de bakabilirsiniz ama burada kısaca özetleyelim..
1934 doğumlu olan Manas, Ege Üniversitesi, Maltepe ve Kadir Has Üniversiteleri’nde bilgisayar ağları konusunda öğretim üyeliği yaptı. Vestelnet Genel Müdür Danışmanlığı ve Havelsan Proje Danışmanlığı gibi görevler üstlendi.
Türkiye Jokey Kulübü, Sarıtaş Çelik Sanayii, Salihli Belediyesi ve Eskişehir Devlet Hastanesi gibi kurumların bilgisayar sistemlerinin kurulmasında görev alan Manas, Delphi-Packard bilgisayar ağının yeniden yapılanmasına da katkıda bulundu.
Manas, 1980-89 yılları arasında, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, Petkim Bölge Müdürlüğü, Karayolları İzmir Bölge Müdürlüğü, PTT İzmir Bölge Müdürlüğü, ESHOT (İzmir Belediyesi) Genel Müdürlüğü ve İzmir Sanayi Odası gibi resmi kurumların bilgisayarlaşmaya geçişlerine yardım etti.
1974-1991 arasında DPT Özel İhtisas Komisyonu Üyeliği yapan Manas, TÜVAKA (Türkiye Üniversiteler ve Araştırma Kurumları Bilgisayar Ağı) Yönetim Kurulu Başkanlığı (1989-1993), Türkiye Milli Bilgisayar Komitesi Başkanlığı (1978-1992), Avrupa Süper Bilgisayar Seminerleri Yürütme Komitesi Üyeliği ve Türkiye Futbol Federasyonu Üyeliği (1995) yaptı. Manas’ın ayrıca FAO (Yiyecek ve Tarım Kuruluşu) Mahsul Araştırma ve Bilgi Merkezi İstatistik Bölüm Başkanlığı (1962-1971) ve Ege Üniversitesi İstatistik Bölüm Başkanlığı (1959-1962) deneyimleri de bulunuyor.
Oğuz Manas'ın Fortran IV'den başlamak üzere 5 kitabı, çeşitli dergilerde 1.000’in üzerinde makalesi ve tebliği yayımlandı. 125.000 civarında öğrencisi oldu. Dünya Veteranlar Masa Tenisi Şampiyonası’nda ilk 16 arasına girdi.
Tübisad 2003 yılında kendisine "Ömür Boyu Hizmet" ödülü vermişti [3]. o ödülden 1 ay kadar sonra, hem spor, hem kalp sağlığı, hem de bu ödülü konuşmuştuk [4].
[2] “Darbeci Öztürk’ün kardeşi babama kumpas kurdu”
[3] TÜBİSAD’dan Oğuz Manas’a Ömür Boyu Hizmet Ödülü
[4] Bir Bilişim Duayeni ile Kalp Sağlığı Üstüne