Fulya Canşen

06 Ocak 2025

Şam’dan Almanya Dışişleri Bakanı geçti

El Şara’nın bir süre Baerbock’u görmezden geldiğini de izliyoruz videoda. Bu bence “feminist dışişleri” şiarıyla ortaya çıkan bir kadın siyasetçiye yapılan en büyük hakarettir. Ziyaretten sonra Baerbock, el Şara’nın elini sıkmayacağını zaten hesaba kattığını söyleyerek her ne pahasına olursa olsun Suriye’nin yeniden yapılanmasına katkıda bulunmakta kararlı olduklarını vurgulamış oldu

Yine böyle karanlık kış aylarıydı. Afganistan’ın kaderi 23 yıl önce Almanya’da çizildi. Bonn yakınlarındaki Petersberg kasabasında düzenlenen bir haftalık konferansa, pek çok ülkenin lideri ve dışişleri bakanları, BM ile birlikte Afganistan’da yaşayan 4 farklı gruptan temsilciler katılıyordu. Biz gazeteciler tepeye kurulmuş Petersberg sarayına uzaktan bakıyor, arada sırada aşağıya inen delegelerden haber koparmaya çalışıyorduk. Bugün Suriye için beslenen umudun iki katını hissediyorduk konferans sırasında. Çünkü İslamcı terör grubu Taliban ülkeden kovulmuş, Afganistan için bir umut doğmuştu. Dönemin Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, zirvenin bitiş konuşmasında, “Afganistan için büyük bir gün. Yıllarca savaş, terör altında zorluk ve acı çeken Afganlar somut bir barış ve ekonomik gelecek perspektifi kazandı” demişti. Yapılan plan Afganistan’da yeni bir Anayasa, demokratik bir parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimi içeriyordu. Cumhurbaşkanı ve bakanlar daha Petersberg’deyken belirlenmişti. Hamit Karzai ve ekibinin çoğu Afgan kökenli olup Amerika ve Avrupa’da yaşayan entelektüellerden oluşuyordu. Yani tamamen Batı’nın güdümündeydi.

Afgan kadınların endişeleri haklı çıktı

Çok iyi hatırlıyorum varılan anlaşmadan en çok kendileri ile röportaj yaptığım kadınlar şüphe duyuyorşardı, nitekim haklı çıktılar. Afganistan artık Taliban tarafından yönetiliyor ve o kadınlar penceresi dışarı bakan mekanlarda bile kendilerine yer bulamıyorlar. Ülkeyi tıpkı şimdi Suriye’ye söz verdikleri gibi yeniden yapılandırmaya girişen Batrı’nın asıl hedefi ülkede bulunan değerli madenlerden faydalanmaktı. Astarının yüzünden pahalı olduğunu, alt yapıya harcanacak paranın, değerli maden ve taşlardan daha fazla olacağını anlayınca Afganistan’ı teker teker terk ettiler. En son gidenler Almanlar oldu, onlar da kendileri ile çalışan Afganları söz verdikleri üzere ülkeye kabul etmeyi bırakın, ellerindeki mültecileri Afganistan’a sınırdışı etmeye başladılar. Hatta bunun için dolaylı da olsa Taliban ile iletişime bile geçtiler.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Şam'da Suriye'nin geçici hükûmetinin fiili lideri Muhammed Colani (Ahmed el Şara) ile görüştü. Görüşme öncesinde Colani'nin Baerbock'un elini sıkmadığını gösteren videolar gündem oldu

El Şara Bearbock’u yok saydı

Suriye barışı ile ilgili yazılıp çizilenler sadece konuyu kalben takip eden bana değil herkese Afganistan’ı anımsatıyor. Geçen hafta Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock Fransız mevkidaşı Jean-Noël Barrot ile Şam’a gitti ve HTŞ Lideri Ahmet el Şara ile görüştü. Bu, el Şara’nın dışişleri bakanlığı düzeyindeki ilk görüşmesiydi. Bearbok ve Barrot Avrupa Birliği adına Şam’a gitmişlerdi. Ziyarete el Şara’nın Baerbock’un elini sıkmaması damga vurdu. Sosyal medyada da yayılan videoda el Şara Barrot ile tokalaşırken Baerbock’u görmezden geliyor ve Baerbok ellerini her an uzatacakmış gibi göğsünde buluşturuyordu. El Şara’nın bir süre Baerbock’u görmezden geldiğini de izliyoruz videoda. Bu bence “feminist dışişleri” şiarıyla ortaya çıkan bir kadın siyasetçiye yapılan en büyük hakarettir. Ziyaretten sonra Baerbock, el Şara’nın elini sıkmayacağını zaten hesaba kattığını söyleyerek her ne pahasına olursa olsun Suriye’nin yeniden yapılanmasına katkıda bulunmakta kararlı olduklarını vurgulamış oldu.

İslamcılar ile tokalaşamadı bile

Kapalı kapılar ardında neler konuşulduğunu bilmemekle birlikte Suriye dönüşünde Bakan Baerbock, gelinen noktada bütün dini ve etnik grupların katıldığı bir siyasi diyaloğa ihtiyaç olduğunu söyledi. Bu sürece kadınların da dahil olmasının öneminin altını çizen Barbock, "Kadın hakları bir toplumda yaşamın herkes için ne derece özgür olduğunun ölçüsüdür" deyip, bunun önemini Suriye'deki yeni iktidar sahiplerine de net biçimde ifade ettiklerinin altını çizdi. Baerbock için bu sadece Suriye halkı için değil, bölge ülkeler ve AB için de önemli. Açıklaması ne olursa olsun Baerbock Suriye’de el sıkışamama pahasına da olsa İslamcılar ile buluştu. HTŞ’nin Birleşmiş Milletlerce hala terör grubu olarak tanımlandığı daha önce El Kaide ve Işid ile bağlantılı olduğu herkesçe biliniyor. Bu bağlantının ne kadar kopmuş olduğu ise bilinmiyor.


Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock, Colani ve Fransa Dışişleri Bakanı Barrot

Şam’daki al-ver diplomasisi Suriye halkına yarayacak mı?

Peki ne oldu da Fransa ve Almanya dışişleri bakanları aceleyle Şam’a gitti? Bir; Eğer AB Şam’a kapısını kapatırsa pekala Rusya ve Çin ya da Başka ülkeler açabilir. İki, Almanya ve Avrupa Birliği ülkeleri mutlaka Suriyeli mültecileri ülkelerine geri göndermek istiyor. Bu ziyaret Suriye’nin güvenli ülke olduğuna işaret etme yolunda da atılmış bir adım. Hoş artık Afganistan’a bile mültecileri sınırdışı eden Avrupa’da “güvenli ülke” kavramı çoktan sulandırıldı. Üçüncü ve önemli bir neden ise 16 yıllık savaştan çıkan Suriye’yi yeniden kalkındırmak için yatırım yapmak. Belki buna AB’nin ucuz petrole ihtiyacı olduğunu da eklemek gerek. Suriye’nin yeni yönetiminin paraya, yatırıma ve tanınmaya acilen ihtiyacı var, ancak bunun karşılığında ne vereceği, bu karşılık nedeniyle Batı’nın nelere göz yumacağı bilinmiyor.

HTŞ görece legalize edildi

Baerbock’un Suriye dönüşünde instangram’da paylaştığı video ise neredeyse turistik bir gezi yaptığını gösterir gibiydi. Şam’a giderken kendini ne beklediğini bilmediğini söyleyen Baerbock, “ülke zıtlıklarla doluydu: Hızla göz atabildiğim Şam’ın eski şehir merkezine hayran kalırken, aynı zamanda yıkımı ve korkunç işkence hapishanesini de gördüm” diyordu. Hapisane ziyaretiyse Esad yönetimini yererek HTŞ’yi görece legalize etme gösterisiydi sanki. Baerbock, bir ülkenin islamlaştırılmasını finanse etmeyeceklerini söyleyerek bir nebze de olsa yüreklere su serpti. Baerbock’un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a dillendirdiği “feminist dış politika” dan Şam’da söz etmemesi ise şaşırtıcıydı. Yoksa safdilliliğinin altını bir kez daha hem de kalınca çizecekti. Sanırım Almanya’da koalisyon hükümetinin bozulmasına en çok Baerbock gidecek diye seviniyorum. Zira Almanya’da dışişleri bakanlığı bu kadar çelişkili yönetilmemişti, hem de Yeşiller tarafından. Afganistan konferansında en azından biz gazetecilere Afganlı gruplar özellikle de kadınlar ile konuşma şansı bulmuştuk. Suriye’ye demokrasi gelmiş gibi Avrupa’ya yayılan coşku karşısında bize şimdi sadece Şam Kabil’e dönüşmesin diye dua etmek kalıyor.