Fikret İlkiz

21 Şubat 2022

"Seni adalet bakanı yaparım" dedi kral

Kendinizi her yerde ve her zaman yargılayabiliyorsanız eğer; adalet bakanı olmaya ve emirlere uygun davranmaya, kralın gezegenine taşınmanıza hiç gerek yok. Yetişkinler tuhaf değil, gerçekten çok tuhaf!

Büyüklerin ve kralların işlerini anlamak bir hayli zor.

Küçük Prens için de öyle, diğer küçüklerle aynı fikirde…

Hele kralların işlerine pek akıl sır ermiyor. Kendilerine ve krallıklarına hayranlar!  

Küçük Prens 325, 326, 327, 328, 329 ve 330 numaralı göktaşların bölgesindeyken hem oyalanmak ve hem de bilgi edinmek amacıyla etrafı keşfe çıkmış.

Anlatı şöyle…

"İlkinde bir kral yaşıyordu. Sırtına kakım kürkünden erguvani bir kaftan geçirmiş olan kral, sade olmakla birlikte görkemli bir tahta kurulmuştu.

Küçük Prens ise merak etti: "Beni daha önce hiç görmedi ki nereden tanıyor?"

Küçük prens kralların dünyayı çok basite indirgediklerini bilmezdi tabii. Onların gözünde tüm insanlar kuldan ibarettir.

Küçük Prens oturabileceği bir yerler bakındı, ama tüm gezegeni o gösterişli kakım kaftan kaplıyordu. Mecburen ayakta kaldı, yorgun olduğu için de esnedi.

Lafı biraz ağzında geveliyordu, belki de bozum olmuştu.

Çünkü kral için asıl önemli olan, otoritesinin sarsılmamasıydı. Kendisine karşı çıkılmasına tahammülü yoktu. O, mutlakiyetçi bir hükümdardı. Bir yandan da pek hüsnüniyet sahibi olduğu için, makul emirler veriyordu.

Öte yandan, Küçük Prens şaşkındı. Gezegen minnacıktı. Bu kral neye hükmediyordu ki?

Kral eliyle gezegeni, diğer gezegenleri ve yıldızları işaret etti.

Çünkü o sadece mutlakiyetçi bir hükümdar değildi, aynı zamanda bir cihan hükümdarıydı.

Böylesi bir güç karşısında küçük prens hayran kaldı. Eğer aynı güce kendi sahip olabilseydi, o zaman bir günde değil kırk dört, yetmiş iki, hatta yüz belki de iki yüz gün günbatımı izlerdi, hem de sandalyesini çekmek zorunda bile kalmadan! Terk edilmiş küçük gezegenini anımsayıp biraz hüzünlenince, kralın kendisine bir ayrıcalık bahşetmesini rica etmeye cüret edebildi:

(….)

Yola çıkmak üzere olan küçük prens, bir yandan da ihtiyar hükümdarı üzmek istemiyordu:

Kralın sessiz kaldığını gören küçük prens, kısa bir tereddütten sonra iç çekti ve yola koyuldu…

Bayağı buyurgan bir havası vardı.

Yol boyu, "yetişkinler çok tuhaflar," diye içinden geçirdi Küçük Prens."[i]

Çok tuhaf işler bütün bunlar…

Büyüklerin işlerine akıl sır ermiyor diye düşündü Küçük Prens ve yola devam etti…

Ne kral ne adalet bakanı olmak ne kendini yargılamak; göktaşı bölgesindeki 328 numaralı gezegende pek iyi bir şey değilmiş. Küçük Prens, öyle dedi.

Bir kralın gezegeninde kral istedi diye adalet bakanı olmak….

Gel seni bakan yapayım, adalet bakanı ol diyen olursa ona makul olmasını, şayet bunu size bir kral söylerse makul emirler vermesini söyleyin, bulunduğunuz yerden sakın ayrılmayın.

Kral ısrar eder ve çok zorda kalırsanız; Küçük Prens’in arkadaşı olduğunuzu söylersiniz.

Kendinizi her yerde ve her zaman yargılayabiliyorsanız eğer; adalet bakanı olmaya ve emirlere uygun davranmaya, kralın gezegenine taşınmanıza hiç gerek yok.

Yetişkinler tuhaf değil, gerçekten çok tuhaf! 


[i] Küçük Prens. Antonie de Saint -Exupery. Türkçesi Yiğit Bener. Ekim 2015. Epsilon Yayıncılık. Syf 43-49


Fikret İlkiz'in bu yazısı, ilk olarak Bianet'te yayımlanmıştır