Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere, 25 yıla yakın süredir AK Parti tarafından yönetilen büyükşehir belediyelerini kazanan CHP’li başkanların karşılaştıkları en ciddi sınav Koronavirüs salgını oldu.
Böyle ulusal bir sağlık sorunuyla mücadelede hükümetin belediyelerle koordinasyon ve işbirliği içinde çalışması beklenirdi. Ancak hükümet böyle bir çalışma yöntemi uygulamadı. Aksine CHP’li belediyelerin açtığı bağış kampanyasını durdurdu, onları "devlet içinde devlet" olmaya çalışmakla suçladı. Sadece AK Parti’li belediyeleri muhatap aldı, CHP’li belediyeleri dışarıda bıraktı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ulusa sesleniş konuşmasında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu "fitne" odağı olarak ilân etti. Kılıçdaroğlu ise meslektaşımız Murat Yetkin’e, Erdoğan’a yanıt vermeyeceğini belirterek, böyle bir mücadelede siyasi polemiğin zamanı olmadığını söyledi.
CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun iktidara yönelik olarak yaptığı Türkiye düzeyinde alınması gereken önlemler konusunda yol gösterici, somut, ihtiyaçları esas alan öneriler ve yapıcı eleştirilerle doğru bir tutum aldı. Salgınla ulusal düzeyde yapılan mücadeleye katkı verme çabası gösterdi, gösteriyor.
Diğer taraftan başta üç büyükşehir belediye başkanı olmak üzere CHP'li belediye başkanlarının hükümetten çok önce, karşılaştıkları ilk ciddi sınavda başarılı bir şekilde mesafe aldıkları açıkça görülüyor.
Sosyal belediyecilik
CHP’li belediyelerin başarısı; zaman yitirmeden bir yandan virüsün yayılmasına karşı tıbbi önlemleri almak bir yandan da salgından etkilenerek işini kaybedenlere, iş yerini kapatanlara, işsizlere, sokaktan geçinenlere, alt gelir gruplarına, yoksullara yaptıkları gıda ve nakit yardımlarıyla sosyal belediyeciliğin gereğini yerine getirmelerinden kaynaklanıyor.
İlk vaka saptandığı günden başlayarak Kriz Masası kurdular. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Adana, Mersin ve Antalya’da belediyeler toplu taşıma araçlarını her gün dezenfekte etmekle işe başladılar. Otobüs ve metro duraklarına, metro çıkışlarına vatandaşların ellerini temizleyebilmeleri için temizleyici malzemeler koydular.
65 yaş üstünün sokağa çıkması yasaklanınca, ihtiyacı olanların evlerine malzeme götürdüler, alış verişlerine yardımcı oldular. Dışarı çıkmalarını önlemek için bedava olan yolcu kartlarını iptal ettiler. Aynı uygulamayı 20 yaş altı için sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonra da yaptılar.
CHP’li belediyelerin en önemli hizmetlerinden biri de, maske takma zorunluluğunun getirilmesinden sonra toplu taşım araçlarına binecek vatandaşlara bedava maske dağıtmaları oldu. Hükümet maske temini ve dağıtımıyla ilgili somut bir adım atmadan belediyeler uygulamaya geçtiler. Maske bulmanın zorlaştığı bir ortamda, hükümet vatandaşa kolay ulaşabileceği yerlerde maske satılacağını duyururken, CHP’li belediyeler kendi kaynaklarıyla maskeleri bedava dağıttılar. Ancak belediyelerin bu uygulamasındandır sonradır ki hükümet de PTT üzerinden ücretsiz maske dağıtılacağını duyurdu.
Mansur Yavaş örneği
İstanbul’da Ekrem İmamoğlu, Ankara’da Mansur Yavaş, İzmir’de Tunç Soyer, Adana’da Zeydan Karalar, Mersin’e Vahap Seçer, Antalya’da Muhittin Böcek örneklerini sunduğum çalışmalarıyla yüksek bir performans gösteriyorlar.
Özelikle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın hızla aldığı ve uygulamaya koyduğu kararlar başarılı bir sosyal belediyecilik örneği oluşturuyor.
Diğer büyükşehir belediyelerinin de benzer modeli uyguladıklarını gözlüyoruz. Ancak Ankara’da yaşadığım için daha yakından izleme olanağı bulduğum Mansur Yavaş’ın uygulamalarını anımsatmak istiyorum.
Yavaş, virüs çıkar çıkmaz önce geçimini çok zor koşullar altında sokaktan sağlayan kağıt toplayıcılarına barınma yeri ve gıda yardımı yaptı.
Ardından 150’si engelli olmak üzere 775 simitçiyi sokaktan aldı ve her birine 500’er lira nakit ve gıda yardımında bulundu.
Evlere temizliğe giderek geçimini sağlayan kadın emekçileri de gıda ve nakit yardımı kapsamına aldı.
Gıda yardımı için başvuran 81 bin 268 kişi ile maddi destek için başvuran 14 bin 662 kişiyi yardım programına aldı ve yardımları ulaştırmaya başladı.
Hükümet bağış kampanyasını durdurunca Mansur Yavaş bu karara yeni bir kampanya ile karşılık verdi. Yavaş, maddi durumu uygun olan vatandaşları mahallesinde veya komşu mahallede bakkala olan veresiye borçlarını kapatmaya davet etti. Ankaralılar bu çağrıya uydu ve ellerinden geldiği kadar komşularının veresiye borçlarını kapatmaya başladılar.
İlk günden dolmuşlar dahil toplu taşım araçlarının her gün temizlenmesini söylemeye bile gerek yok.
Başkent için söylenmesi gereken bir başka yön de başta Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ve Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar başta olmak üzere CHP’li veya AK Partili ilçe belediye başkanlarının da Büyükşehir Belediyesi’nin modelini başarıyla uygulamaları ve uyum içinde çalışmalarıdır.
Mansur Yavaş ve ilçe belediye başkanlarının ortaya koydukları "Ankara Modeli", sadece belediyeler tarafından değil, hükümet tarafından da örnek alınmalıdır.