“Öcalan’ın açıklamasını izledin mi?”, “İmamoğlu’nun diploma meselesiyle ilgili ne düşünüyorsun?”, “Trump’ın yaptığını gördün mü, koskoca bir devleti temsil eden birine böyle davranılır mı?” ve daha niceleri…
O kadar eminim ki son bir haftadır sizin de bu konularla içinizin şiştiğine.
Gelin bu hafta kendinize bir güzellik yapın ve bir tiyatro bileti hediye edin. Bir saat bile olsa, iç ve dış politikanın şu yükünü üzerimizden atalım.
Bu ay size, ‘bence’ şahane oyunlarla geldim. İzlediğim, beğendiğim ve hatta bazılarıyla söyleşi yaptığım oyunları sizin için derledim. Buyursunlar…
1. Misket
Misket, Turgay Korkmaz'ın yazdığı ve Orkuncan İzan'la beraber rol aldığı, Faraza Tiyatro tarafından sahnelenen tek perdelik bir oyun. Yaklaşık 75 dakika boyunca, Ankara'nın sokaklarında geçen ve çocukluktan beri birbirlerini tanıyan Ersin ve Deniz'in arasındaki derin aşk hikâyesine konuk oluyoruz.
Ersin ve Deniz'in ilişkisi, toplumsal baskılar ve saklanan duygular ekseninde ilerlerken, oyunun mizahi ve dramatik dili izleyicilere hüzünlü ve düşündürücü bir deneyim sunuyor. Misket, danslar ve müziklerle zenginleşen sahneleriyle, aşkın cesareti ve kabul görme arzusunu etkileyici bir şekilde işliyor.
13 Mart'ta Bahçe Galata'da yeniden seyirciyle buluşacak olan Misket'e giderken, tahta kaşıklarınızı ve peçetelerinizi yanınıza almayı unutmayın.
2. Bay Samir
Bay Samir, hayatla mücadele etmekten yorulmuş bir memurun, iş çıkışı Taksim'den Şişli'ye yürüdüğü lodoslu bir akşamda çıktığı spiritüel yolculuğu anlatıyor.
Alper Kurbaloğlu'nun pandemi döneminde yazdığı ve dijital bir platformda sahnelenen Neme Lazım isimli kısa oyunun uzun versiyonu olan Bay Samir'e Kerim Urun hayat verirken, yardımcı roldeki 8 farklı karakteri ise Gökhan Gürün canlandırıyor.
Kozmopolitan Tiyatro’nun ilk oyunu olan Bay Samir, hayat yolculuğumuzda "kaybettiğimiz köşeleri ve dükkânları" bize tekrar hatırlatıyor. Bay Samir, yıllardır önünden geçtiği eski tuhafiye dükkânının yıkılmış olduğunu fark eder. Vitrinde yıllardır duran çirkin plastik manken 'Sabit Efendi' ise ortadan kaybolmuş ve Bay Samir’in anılarıyla birlikte huzurunun kırıntılarını da yanında götürmüştür.
19 Mart'ta Bahçe Galata'da, Bay Samir'e, 'Sabit Efendi'yi bulmak için çıktığı spiritüel yolculukta eşlik edebilirsiniz.
TIKLAYIN | Kaybolan cansız manken ‘Sabit Efendi’yi arayan bir memurun hikâyesi
3. The Future Looks Bright (Hanene Ay Doğacak)
The Future Looks Bright (Hanene Ay Doğacak), Şebnem İşigüzel'in aynı adlı eserinden Büke Erkoç ve Ersin Yaşar tarafından uyarlanıp sahnelenen tek kişilik bir tiyatro oyunu. Oyun, intiharın eşiğinde olan genç bir kadının geçmişiyle hesaplaşmasını anlatırken seyirciyi, annesinin trajik aşk hikâyesine, kendi yaşadığı kayıplara ve karakterin içsel çatışmalarına şahit olmaya davet ediyor.
Büke Erkoç'un etkileyici performansıyla; aile bağları, aşk ve yaşamın anlamı üzerine düşünmeye hazırsanız, oyun 9 Mart'ta Sahne Pasaport'ta tekrar izleyiciyle buluşacak.
İngilizce dilinde Londra'da oynamaya devam eden The Future Looks Bright (Hanene Ay Doğacak)'ı İstanbul'a gelmişken kaçırmayın derim.
4. 45 Saniye
45 Saniye, Aybike Turan'ın yazıp yönettiği, Duygu Serin ve Melda Narin Güler ile beraber rol aldığı oyun, bir kadının patronundan duyduğu "bir ayağa kalksana" sözüyle tetiklenen 45 saniyelik bir zaman diliminde, karakterin iç dünyasında kopan fırtınaları ele alıyor.
İç sesler aracılığıyla aktarılan düşünceler, izleyiciye bir karar anının nasıl derin bir hesaplaşmaya dönüşebileceğini gösterirken, Aybike Turan'ın çarpıcı metni ve etkileyici sahne dili, insan zihninin karmaşıklığını ve toplumsal normların ağırlığını etkili bir şekilde sahneye taşıyor.
45 dakika boyunca, toplumsal baskılar, cinsiyet rolleri ve kişisel sınırlar üzerine keskin bir sorgulamaya tanıklık etmek istiyorsanız, 8 Mart’ta DasDas Sahne’de bekleniyorsunuz.
TIKLAYIN | Şubat ayında kaçırılmaması gereken bütçe dostu tiyatro oyunları