Eren Topçu

19 Mayıs 2015

'Kürdistan'ı kim kursun?

Bu baraj yıkılır psikolojik sınırlar kalkarsa, birlesme ihtimali, parçalanma ihtimalini yener

Yık masayı bezirgan başı,

Masa hakkı ne verirsin,?

Arkamdaki yadigar olsun.

Bir çekirge, iki çekirge üçüncüde

Yakalanır çekirge…

 

 

Kürtlere açılan ateşin sonu gelmiyor.

Suriyelilerin sınır işerisinde birbiri ardına gelişen provokasyonları da kritik.

HDP’ye yapılan saldırının hesabı yok, çok kritik.

HDP’de korkutuyor!

Ama yukarıda Allah var ki, beni değil.

Üst üste TSK’nın dahil edildiği bu provokasyonlar nereye kadar gidecekti?

Elbette sonsuza kadar değil.

Nitekim bugün bombalar patladı!

*

Yardımcı başbakan 400’ü verin bu iş masada çözülsün demiş.

Verin 400’ü alın anayasayı demiş…

Ama siz darbeyi yaptınız başkan? Ama siz masaları yıktınız başkan? ABD’de yıktı, İran da yıktı, Camp David’de yıkıldı masalar, onu ne yapacağız?

*

Savaştan söz etmeyeceğim, önceki yazılarda bundan epeyce bahsettim. Savaş kötü bir şeydir.

Barıştan söz edebilirim, henüz çok geç değilken.

Orta Doğu’da durum malum, eyalet valileri çalışıyor.

Vaadedilmiş topraklar her nasılsa rezerve.

Kürdistan mı korkumuz?

Bölücülük mü?

Başkanlık sistemi mi?

Sömürü düzeni mi?

Savaş mı?

Nedir en büyük korkumuz?

Ayrılık mı,

Bağımlılık mı?

Esaret mi,

Özgür olamamak mı?

Hayatta kalamamak mı?

Nedir? Tam olarak?

‘Hepsi’ de bir şık pek tabii.

Peki...,

‘Bunların hepsi zaten var’ desem?

Hatta desem ki; ‘toprak verildi, sistem saati kuruldu, ne yaparsak yapalım bu böyle…’

Nitekim ben gece bu satırları yazarken, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden de, Mesut Barzani'ye;

"İkimizin de ömrü Kürt devletini görmeye yetecektir"

…demiş.

Savaşla ya da savaşsız bu böyle…

Bölüneceğiz öyleyse?

O zaman ne seçerdin Türkiye?

*

Geçenlerde aynı gün havadan ve karadan, Türkiye’den ve Amerika’dan başladı bu serüven.

IŞİD’in Avrupa’ya açılan göç gemileri haberi de Avrupa kamuoyunun yüreğini hoplatıyordur şimdi.

Kamuoyu da hazırsa, her şey hazır.

Şimdi sen serüvene, bir diktatörle çıkmayı mı istersin, birlikte mi Türkiye?

Kürdistan ya da Türkiye’nizi bir ABD- Hükümet koalisyonuyla bölünmüş halde mi alırsın, halklarla birleşmiş olarak mı? Nasıl istersin?

Kürdistan’ı o hükümet mi kursun, bu hükümet mi Türkiye?

Bir bezirgan var ki masaları deviriyor Kuran’la.

Bir hükümdar var ki masaları deviriyor haçla.

Hepsinin üzerinde bir üst akıl var ki ülkeleri deviriyor parayla.

Sen,

bu denklemin neresinde yer almak istersin, Türkiye?

Ulusalcılık, milliyetçilik, dindarlık ve dincilik, sınır-sızlık korkunu, bilinmeyen korkunu bir yana bırakıp, insanlığa açılabilir misin?

O zaman tam sana göre bir konum var!

Eski denkleme dördüncü aranıyor, masanın halklar koltuğunda olmaya ne dersin?

Bu yer sana özel Türkiye! Ne dersin, insan halkı olmaya?

Bu seçim ülkeyi değil, dünyayı ilgilendirir. Bu seçim seni değil insanlığı ilgilendirir Türkiye.

Savaştan sözetmeyeceğim, demiştim.

Ama, Suudli yönetimi Pakistan’dan nükleer alıyormuş, duydun mu?

Tuncer Bahçivan yazılarında, İsrail İran’ı vuracak olursa, onlara Suudi Arabistan’ın hava koridorlarını açacağını çok yazmıştı.

Salman’la paslaşan başkan, İran’ın komşusu olduğunu unutuyor mu?

Başkan dahil bütün Orta Doğu liderleri İsrail karşıtlığından ekmek yiyor, oysa tüm başkanlar İsrail’le ekonomik ve askeri olarak  müttefik.

IŞİD gemilerle Avrupa’ya geçiyormuş ondan haberin oldu mu?

Orta Doğu harekete geçti bile.

IŞİD Türkiye sınırını geçti geçecek.

Son üç yıldır geçiş yapan mülteciler yalnız halk değildiyse, belki de geçti bile…

ABD Suriye’ye barış açacak. Haliyle IŞİD’e savaş.

IŞİD Türkiye’de de patlayacak, hatta habere göre Avrupa’da bile.

ABD Türkiye’ye de barış açarsa, ektiği mayınları topladığında meydan kime kalacak?

Yeni Türkiye karşıt mı yandaş mı belirsiz rolüyle İŞİD’e yardım eder, teröre destek verirken;

Yardımcısı kim Yeni Dünya’nın?

Artık sözüm Kürtler böler diyenlere,

Şimdi sözüm başkanlık sistemi gelir diyenlere.

O Kürdistan kurulacak, bu aşikar.

Ama ne HDP ne de Kürtler kuracak.

Yardımcı başbakan HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı seçiminde partisinin oyunu artırdığına işaret ederek;

"Oyun arttı, daha çok demokrat olmadın. Şimdi barajı geçersen tehdit etmeyeceğinin, şantaj yapmayacağının, milleti sokağa dökmeyeceğinin garantisi var mı? Bundan sonra biz burada özerklik ilan ediyoruz demeyeceğinin garantisi var mı?"

…demiş…

IŞİD Kürtlerin karşısına dikilirkerken susan, türlü provokasyonla Kürtleri tehdit eden, şantaj yapan siz değil misiniz?

Özerklik mi? O da ne ki; bu toprağı ‘ABD Kürdistanı’na vermeyeceğinizin garantisi var mı?

Hem sonra başkanlık sistemi de ne ki, başkan?

İşte bu sebeple HDP’nin ne AKP ile birleşmek ne de Güney Doğu topraklarımızda bir kıyıma evet deme şansı yoktur.

Türkiye Kürtleri Barzani Kürdistanına katılmaya sıcak olmadıkları gibi bir toprak ayrılığı da istemiyorlar, bu da aşikar değil mi?

Kürdistan mı özerk Kürt bölgesi mi dediğimizde seçimimiz nasıl olurdu?

Hal böyleyken, ben Kürtler nasıl isterse derdim, pek tabii siz kendi adınıza karar verin.

Madem ki gidişat belli, en azından bezirganı göndermek zaruri.

O baraj senin sınırlarındır, o baraj senin korkularındır.

O barajı yık Türkiye.

Yık ki baraj bahane olmasın.

Mani olamıyorsak, yardım edelim delikanlılık bizde kalsın.

Masada çözülsün mevzular, yeter ki savaş olmasın.

Bakarsın anlaşır bölünmeyiz.

Bu baraj yıkılır psikolojik sınırlar kalkarsa, birlesme ihtimali, parçalanma ihtimalini yener.