Değerli okurlar, 2025 yılından geçerli olmak üzere yürürlüğe giren yurt içi asgari kurumlar vergisi (KV) uygulaması ile kurumların bazı istisna ve indirimler nedeniyle fiilen ödedikleri kurumlar vergilerinin kanuni oranların çok altında kalması gerekçesiyle, ödenecek kurumlar vergisinin, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancının yüzde 10’undan az olamayacağı düzenlendi.
İlk uygulama 2025 yılı birinci geçici vergi döneminde yapılacak.
Geçmiş yıl zararlarının asgari vergi karşısındaki durumu
Yurt içi asgari kurumlar vergisi matrahı hesaplanırken bazı istisna ve indirimlerin düşülmesine izin veriliyor, bazı istisna ve indirimlerin ise indirilmesine izin verilmiyor. Bunlar kanunda açıkça sayılmış bulunuyor. Geçmiş yıl zararlarına ilişkin ise kanun metninde açık bir hüküm yok.
Ancak ilgili tebliğde, geçmiş yıl mali zararlarının yurt içi asgari KV matrahından İNDİRİLEMEYECEĞİ belirtilmiş bulunuyor.
Örnek 1: Bir kurumun 2024 yılından devreden mali zararı 1 milyar TL olsun. 2025 birinci geçici vergi döneminde 100 milyon TL ticari bilanço karı ve 10 milyon TL kanunen kabul edilmeyen gideri (KKEG) olursa, bu düzenleme olmasaydı (100 milyon + 10 milyon=) 110 milyon TL’den geçmiş yıl zararları mahsup edilecek ve bu kurum geçici vergi ödemeyecekti. Bu düzenleme yürürlüğe girdiği için bu kurum 110 milyon TL’den geçmiş yıl zararını mahsup edemeyecek ve 1 milyar TL geçmiş yıl zararına rağmen birinci geçici vergi döneminde (110 milyon x %10=) 11 milyon TL geçici vergi ödeyecektir.
Örnek 2: Bir kurumun 2024 yılından devreden mali zararı 500 milyon TL olsun. 2025 birinci geçici vergi döneminde 10 milyon TL ticari bilanço zararı ve 20 milyon TL KKEG olursa, kurum birinci geçici vergi döneminde ((-10 milyon + 20 milyon=) 10 milyon x %10=) 1 milyon TL geçici vergi ödeyecektir.
Örnek 3: Bir kurumun 2024 yılından devreden mali zararı 500 milyon TL olsun. 2025 birinci geçici vergi döneminde 100 milyon TL ticari bilanço zararı ve 20 milyon TL KKEG olursa, kurum birinci geçici vergi döneminde (-100 milyon + 20 milyon=) - 80 milyon TL zararı çıkacağından geçici vergi ödemeyecektir.
Tebliğin geçmiş yıl zararlarına ilişkin hükümleri Danıştay’da iptal başvurusuna konu edildi
Sevgili meslektaşım Abdullah TOLU’nun Ekonomim Gazetesinin 10 Şubat 2025 tarihli sayısında yayımlanan yazısından öğrendiğimize göre, 23 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (32.5.4) ve (32.5.6) alt bölümlerinin yedinci paragrafları ile (32.5.6) alt bölümünde yer alan üçüncü ve beşinci örneklerin geçmiş yıl zararlarını ilgilendiren kısımlarının iptalini ve yürütmesinin durdurulmasını talep edilmiş bulunuyor.
İptal talebinin gerekçesini, Kurumlar Vergisi Kanununun (KVK) 32/C maddesinde bulunmamasına rağmen, 23 no.lu Tebliğ ile yapılan “Beyannamelerde indirim konusu yapılan geçmiş yıl zararlarının asgari kurumlar vergisi matrahından düşülmeyeceği ve asgari kurumlar vergisinin hesaplanmasında dikkate alınacağına” ilişkin düzenlemenin KVK’nın 32/C ve Anayasanın 73. maddelerine aykırı olduğu, Maliye’nin bu düzenlemeyle yetki aşımı yaptığı hususu oluşturuyor.
Umarım Danıştay önce düzenlemenin yürütmesini durdurur ve sonra iptali istenen bölümleri iptal eder.
Çünkü yasallık ilkesi gereğince geçmiş yıl zararlarının asgari vergi matrahından düşülmesi istenmiyorsa bunun kanunda açıkça hükme bağlanmış olması gerekirdi. Oysa kanunda böyle bir düzenleme yer almıyor.
Kanunda geçmiş yıl zararlarına ilişkin bir hüküm var mı?
Kanunda asgari kurumlar vergisi konusunda geçmiş yıl zararlarına ilişkin açık bir hükmün bulunmadığını yukarıda belirtmiştim. Ancak kanunda yer alan “indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancı” ibaresine ilişkin tanımla dolaylı bir şekilde bu düzenlemenin yapılmış olduğu yönünde görüşler var.
Bu görüşü değerlendirebilmek için önce kanundaki tanıma bakalım.
Kanunda, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancı ibaresinin, “dönem sonundaki ticari bilanço kârına kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesiyle bulunan tutarı” ifade ettiği belirtiliyor.
Kanunda ticari bilanço kârına referans yapıldığı için ticari bilanço zararı olması durumunda uygulamanın nasıl yapılacağı konusunda oluşabilecek tereddütler tebliğde doğru bir şekilde giderilmiş bulunuyor.
İlgili Tebliğde, dönem zararları da dikkate alınarak, düzenlemede yer alan “indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancı” ibaresinin, hesap dönemi sonundaki ticari bilanço kârına veya zararına kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesiyle bulunan tutarı ifade ettiği açıkça belirtiliyor.
Dönem ticari zararlarının asgari vergi matrahından düşülmesi kanuna uygun olarak kabul edilmişken, geçmiş yıl zararlarının kabul edilmemesi açık bir çelişkidir.
Diğer taraftan geçmiş yıl zararları KVK’nın 5 inci maddesinde veya özel kanunlarda düzenlenmiş bir “istisna” veya KVK’nın 10 uncu maddesinde veya özel kanunlarda düzenlenmiş bir “indirim” uygulaması değildir. Vergi istisna ve indirimleri gibi bir teşvik uygulaması, yani vergi harcaması da değildir. Mükellefin gider fazlasından oluşan bir zarar kalemidir. Dönem ticari zararından mahiyet olarak hiçbir farkı yoktur. Sadece kanunda mahsubu beş yıllık bir süre ile sınırlandırılmıştır.
Geçmiş yıl zararları, istisna ve indirim uygulamalarından ayrıca KVK’nın 9 uncu maddesinde düzenlenmiş olan ve matrahın tespitinde “mahsup” adı altında yapılan özel bir indirim şeklidir. Eğer geçmiş yıl zararlarının asgari KV’den indirimi engellenmek istenseydi, KVK’nın 9 uncu maddesinde de bu husus açıkça düzenlenirdi.
KVK’nın 9 uncu maddesinde belirtilen geçmiş yıl zararları, kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılabilmekte olup, yurt içi asgari kurumlar vergisi matrahının genel hükümlere göre hesaplanan kurumlar vergisi matrahından büyük olması halinde kurumlar vergisi tahakkukuna asgari kurumlar vergisi matrahı esas alındığına göre, kurumlar vergisi matrahıdır ve geçmiş yıl zararlarının bu matrahtan da indirim konusu yapılması yasal bir zorunluluktur.
Asgari vergi uygulaması ile devletin verdiği vergisel teşvikler öncesi kazancın belli bir oranda vergilendirilmesi sağlanarak, teşvikler bu ölçüde azaltılmaktadır. Devletin sağladığı bu teşviklere “vergi harcaması” denilir. Zarar mahsup hakkı vergi harcaması niteliğinde değildir. Mükellefin gider fazlasıdır ve beş yıllık zarar mahsup hakkı kapsamında hem mükellefin beyanı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi matrahından hem de asgari kurumlar vergisi matrahından mahsubu mükellefin yasal bir hakkıdır.
Bütün bu gerekçelerle, kanunda geçmiş yıl zararlarının asgari KV matrahından indirilemeyeceği yönünde açık veya örtülü bir düzenlemenin yer almadığını düşünüyorum.
Sorun nasıl çözülebilir?
Sorun tabii ki Maliyenin ilgili tebliği değiştirmesi ile çözüme kavuşturulabilir. Ancak böyle bir çözüm olasılığını çok düşük buluyorum.
Bence bu konudaki tereddütleri gidermek ve Maliyenin tebliğindeki hatalı yaklaşımını düzeltebilmek için asgari KV matrahından geçmiş yıl zararlarının mahsup edilebileceği yönünde kanuna açık bir hüküm konulması daha doğru ve pratik olur.
Deneyimlerimiz gösteriyor ki, bir tebliğ veya özelgeyi değiştirmek kanun çıkarmaktan veya değiştirmekten çok daha zordur! Bu nedenle konunun ilk torba yasaya konulacak bir hükümle çözülmesi çok daha pratik ve gerçekçi bir seçenektir.
Eğer sorun bir şekilde çözülmezse çok sayıda ihtilaf çıkması kaçınılmazdır!
Asgari KV uygulaması geçici vergi döneminde de uygulanacağı için bu düzenlemenin acilen yapılması isabetli olacaktır. Yoksa geçici vergi beyanlarının da ihtirazî kayıtla yapılıp dava açılması muhtemeldir.
Zarar üzerinden vergi alınması Anayasa'nın 73’üncü maddesine de aykırıdır. Bu maddeye göre herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Zarar üzerinden vergi almak mali gücü hiç dikkate almamak demektir.
Eğer Danıştay’da açılan davada kanunda hüküm olduğu yönünde bir karar çıkarsa, münferit ihtilaflarda Anayasaya aykırılık iddiası ile kanunun ilgili hükmünün iptali istenebilecektir.
Yurt içi asgari KV uygulamasında geçmiş yıl mali zararlarını indirtmeyen yaklaşımı eleştiren birkaç görüşe yazımın sonundaki linklerdeki yazılardan ulaşabilirsiniz.
Erdoğan Sağlam, “Sekiz soruda yurt içi asgari kurumlar vergisi uygulaması ve bu konuda yaşanan tartışmalar…”
Haluk Erdem, “Zararlı şirketten kurumlar vergisi alma becerisi”
Erdal Güleç, “Geçmiş yıl mali zararlarının yurt içi asgari kurumlar vergisi karşısındaki durumu”