Değerli okurlar, geçtiğimiz üç yılın en önemli muhasebe ve vergi konusu tartışmasız enflasyon düzeltmesi…
31.12.2023 tarihli bilançolar ayırım yapılmaksızın tüm mükelleflerce düzeltildi ve bu düzeltme nedeniyle hesaplanan enflasyon kar veya zararları vergisel sonuç doğurmadı. Bu tutarlar geçmiş yıl kar veya zararları hesaplarında izleniyor.
İlk kez 2024 yılında yapılacak düzeltme dolayısıyla hesaplanacak enflasyon kar veya zararları vergi matrahları ile ilişkilendirilecek.
Maliye, 2024 yılı ilk geçici vergi dönemi için yetkisini nispeten erken kullandı ve bu dönem için enflasyon düzeltmiş yapılmayacağını uygun gördü.
İkinci dönem için mali müşavir cephesinden gelen talepler karşısında çok sert bir duruş sergiledi. Yetkisini kullanmayarak düzeltmenin yapılması gerektiğini duyurdu, ancak geçici vergi beyan süresini 7 Ağustos 2024 tarihinde 27 Ağustos 2024 Salı günü sonuna kadar son kez uzattığını kamuoyu ile paylaştı.
Ancak “son kez” uzattığını ilan etmesine rağmen, ikinci dönem geçici vergi beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerinden tahakkuk edecek vergilerin ödeme sürelerini 23 Ağustos 2024 tarihinde bir kez daha (6 Eylül 2024 Cuma günü sonuna kadar) uzattı.
Bu arada işveren örgütleri enflasyon düzeltmesini nihayet anlayıp tepkilerini önce basında, sonra siyasette dile getirmeye başlayınca Maliye geçici vergide enflasyon düzeltmesi ısrarından kısmen vazgeçti.
31.12.2023 tarihli gelir tablosundaki brüt satışlar toplamı 50 milyon TL’nin altında olanların 2024 yılı ikinci ve üçüncü geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltmesi yapmayacaklarını duyurdu[1]. Yani şartlar oluşmasına rağmen bu mükellefler isteseler dahi düzeltme yapamayacaklar. Çünkü Maliye bunu isteğe bırakmadı, yapılmayacağı yönünde yetki kullandı.
Karşılaştırmaya neden brüt satışların esas alındığını anlamak mümkün değil. Ayrıca holdinglerde temettü gelirlerinin brüt satış olarak dikkate alınıp alınmayacağının da açıklanması gerekiyor.
Bu düzenlemeden önce enflasyon düzeltmesi yapan ve hatta beyannamesini verip ödemesini de yapanların geri dönüşüne olanak sağlamak amacıyla geçici vergi beyan ve ödeme süreleri bir kez daha uzatıldı.
Yayımlanan tebliğde, 2024 yılı ikinci geçici vergi dönemindeki mali tablolarını enflasyon düzeltmesine tabi tutan ve enflasyon düzeltmesi sonrası oluşan kar veya zararlarını yasal defterlere kaydetmek suretiyle bu döneme ilişkin geçici vergi beyannamelerini tebliğin yayımı tarihi itibarıyla vermiş olan mükelleflerin ne yapacağı da açıklandı.
Buna göre, bu durumdaki mükelleflerin söz konusu döneme ilişkin yasal kayıtlarını düzeltmelerine gerek bulunmuyor. Bunların enflasyon düzeltmesinden kaynaklı kar veya zarar kayıtları ile enflasyon düzeltmesi yapılmamasına göre oluşan kar/zarar farkını, ikinci geçici vergi dönemine ilişkin beyannamelerinde duruma göre "Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler" veya "Zarar Olsa Dahi İndirilecek İstisna ve İndirimler Bölümünün Diğer İndirimler" kısmında göstermek suretiyle beyan etmeleri gerekiyor.
Bu arada, 6 Eylül 2024 günü sonuna kadar verilmesi gereken ikinci dönem geçici vergi beyannamelerinin verilme süreleri ile bu beyannameler üzerinden tahakkuk edecek vergilerin ödeme süreleri 13 Eylül 2024 Cuma günü sonuna kadar uzatıldı.
Bu iki gelişme meslek mensupları (SMMM ve YMM’ler) nezdinde çok büyük bir tepkiyle karşılandı.
TÜRMOB tebliğ hakkında Danıştay’da dava açacaklarını, enflasyon düzeltmesi yapmış ve beyannamelerini vermiş olmaların, bu beyannamelerini düzeltmeyeceklerini kamuoyu ile paylaştı. Pek çok meslek mensubu da aynı doğrultuda açıklamalarda bulundular.
Bunun adı kaostur.
TÜRMOB’un tepkisini, kendi taleplerinin değerlendirilmeyip işverenlerin taleplerinin dikkate alınmasına yönelik bir tepki olarak anlaşılır bulmakla birlikte, tebliğin yayımlanmasından önce verilmiş beyannameler için düzeltme beyannamesi vermeyecekleri açıklamasını doğru bulmuyorum.
Ancak Maliyenin buradaki yaklaşımını çok ciddi bir şekilde eleştiriyorum: Doğru tektir, kimin ifade ve talep ettiğinden bağımsızdır.
Maliye bu süreçte maalesef çok ciddi hatalar ve iletişim kazası yapmıştır.
Düzeltme beyannamelerine ilişkin önerilerim…
* İkinci geçici vergi dönemi için enflasyon düzeltmesi işlemlerini yaparak yasal defter kayıtlarını atmış ve beyannamelerini vermiş olanların düzeltme beyannamesi vermelerini öneriyorum. Tepkisel ve duygusal yaklaşımlar doğru değil! Bu düzeltme beyannamelerinin ihtirazî kayıtla verilmesini önermiyorum. Çünkü zaten yıl sonunda düzeltme yapılacak, açılacak davaların yıl sonuna kadar sonuçlanması mümkün görünmüyor. Boşuna dava kirliliği yaratmanın manası yok!
* Enflasyon düzeltmesi işlemlerini yaparak kayıtlarını atmış olmakla birlikte, tebliğin yayımından önce beyanname vermemiş olanların, kayıtlarını düzelterek enflasyon düzeltmesi yapmadan önceki duruma göre beyannamelerini vermelerini öneriyorum. Bu durumdakilerin düzeltmeyi beyanname üzerinde yapmamaları isabetli olur.
* Maliyeden bir açıklama bekliyorum. Enflasyon düzeltmesi yapılmış beyanlara ilişkin verilen düzeltme beyannamelerine göre yersiz ödendiği anlaşılan vergilerin iadesi sürecinin çok hızlı bir şekilde yapılması lâzım. Bu sürecin düzeltme yoluyla iade prosedürüne göre yürütülmemesi icap eder. Çünkü bu düzeltme mükellefin iradesi ile yapılan bir düzeltme işlemi değil. Dava açısından da bu şekilde değerlendirilmesi gerekir. Uyumlu mükellefleri bir kez daha cezalandırmayalım!
Bu yazı için son sözlerim…
* Maliye meslek mensuplarını kaybetmeye devam ediyor. Asgari ücret tarifesine gereksiz yere müdahale ederek ve tarifeyi düşük belirleyerek meslek mensuplarını zor duruma düşürmüştü. Şimdi yarattığı iş yükü ile meslek mensuplarını bir kez daha zor duruma düşürdü.
* Avukatların asgari ücret tarifesi enflasyon kayıplarını telafi edecek şekilde belirlenirken Maliye'nin bunu göz ardı etmesi anlaşılır gibi değil. Son yıllarda zaten tarifeyi enflasyon ölçüsünde artırmaması bir yana, tarifeye göre hesaplanan ücretin KDV dahil kabul edilmesi ve KDV oranının yüzde 18’den yüzde 20’ye çıkması ile meslek mensupları fakirleşmeye devam ettiler.
* Bunun sonucunda meslek mensuplarının aynı kazanç seviyelerini korumak için daha fazla iş üstlenmeleri zorunlu oluyor. Bu da hem işin süresinde yapılmasını zorlaştırıyor hem de kalitesini düşürüyor. Sektörün yeni insan kaynağı bulma ve tutundurma konusundaki zorluklarını sanırım tahmin ediyorsunuzdur.
* Maliye eğer meslek mensuplarının ücretlerini sorun etmezse, yakında beyanname verecek meslek mensubu bulamayacağını dikkate almalıdır!
* Hâl böyle iken geçici vergi tahsil yöntemini neden sorgulamadığımızı anlayamıyorum. Geçici vergi cari yılın gelir veya kurumlar vergisine mahsuben alınan peşin vergileme niteliğindedir. 2007 yılına kadar bu peşin vergi son derece pratik yöntemlerle tahsil edilmekteydi. Mevcut sistem içinden çıkılmaz hale geldi. Enflasyon düzeltmesi bunun üzerine tuz biber oldu. Bu vesileyle geçici vergiyi daha pratik yöntemlerle tahsil etmeyi düşünmenin tam zamanıdır!
* Geçici vergiyi neden önceki yıl ödenen verginin belli bir oranı veya cari yıl KDV beyannameleri ile beyan edilen teslim veya hizmet bedelinin (hasılatın) belli bir oranında tahsil etmiyoruz?
[1] Bilanço, hesap dönemi sonu itibariyle anlık durumu gösterir, bu nedenle örneğin “31.12.2023 tarihli bilanço” diye ifade edilir. Oysa gelir tablosu faaliyet döneminin sonucudur. Bu nedenle gelir tablosu için doğru tanımlama, "31.12.2023 tarihli gelir tablosu" değil "1.1.2023-31.12.2023" dönemine ilişkin gelir tablosu ifadesidir. Bu nedenle tebliğdeki gelir tablosu ile iligli tanımlama hatalıdır.
Erdoğan Sağlam kimdir?Erdoğan Sağlam Ankara'da doğdu, ancak nüfusta doğum yeri olarak Çorum görünüyor. Liseyi İstanbul Maliye Okulu'nda yatılı okudu. Böylece mesleğe çok erken bir giriş yaptı. Ardından Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü'nü bitirdi. Üzerinde lise ve fakülteyi ikincilikle bitirmek gibi bir lanet vardır. En birinci ikincidir. Üniversiteyi bitirmesinin ardından Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanlığı Kurulu sınavını kazandı. Yedi yıl Hesap Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 1994 yılında ayrılarak özel sektöre geçti. Bir yıl süreyle bir şirketler grubunun mali işler direktörlüğünü yaptı. İzleyen dönemde uluslararası danışmanlık ve denetim şirketlerinden BDO Türkiye'ye (Denet) katıldı. Halen ortak ve yönetim kurulu üyesi olarak faaliyetine devam ediyor. Eşini ve işini çok seviyor. Başta Vergi Konseyi ve TÜSİAD olmak üzere pek çok mesleki sivil toplum kuruluşunun vergi çalışmalarına katkıda bulunuyor. 2003 -2010 yılları arasında ve 2020 yılında Milliyet gazetesinde, çalışma hayatı boyunca mesleki dergilerde vergisel konularda çok sayıda makalesi yayımlandı. Mayıs 2020'den itibaren T24'te yazmaya başladı. Teknik bir kitap yazmak istemediği için henüz bir kitabı yok. İleride en azından bir şiir kitabı, bir de polisiye roman yazmak istiyor. Yeminli mali müşavirlik ve bağımsız denetçilik lisanslarına sahiptir. |