Türkiye, 2013 İlerleme Raporu’na göre vergilendirme alanında -özellikle de kanuni düzenlemeler tarafında- oldukça sınırlı bir ilerleme kaydedebilmiş durumda. Tütün ürünlerinin vergilendirme yapısına ilişkin Rapor’da yer alan tespit ve eleştiriler de dikkat çekici.
Avrupa Komisyonu, 2013 Türkiye İlerleme Raporu’nu - bayram tatili nedeniyle Türkiye’den yükselen itirazlara rağmen- 16 Ekim’de yayımladı. Bugüne kadar -aralarında “Vergilendirme”nin de olduğu- 13 faslın müzakereye açıldığı Türkiye’nin AB’ne katılım sürecinin, kamuoyunda artık eskisi kadar heyecan ve dikkatle izlenmediği iddia edilebilir. Ancak bu defa İlerleme Raporu’nda yazılanların oldukça ilgi gördüğünü söyleyebiliriz; çünkü 2013 yılı şu ana kadar oldukça önemli ekonomik ve siyasi gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu. Dolayısıyla herkes bu yaşananların Rapor’a yansımalarını merak ediyordu.
Rapor’da çizilen ekonomik ve mali tablo nasıl?
Rapor’un en çok merak edilen, dikkat çeken ve tartışılan kesimlerinin genelde siyasi kriterler, demokrasi, hukukun üstünlüğü, sivil toplum vb. konulara ilişkin olduğunu söyleyebiliriz; ancak biz bunların üzerinde durmayacağız. Rapor’da ekonomik yapıya ve mali sisteme ilişkin de önemli tespitler var. İlerleyen satırlarda Rapor’un özellikle “Taxation-Vergilendirme” faslı altında ele alınan konulara değineceğiz; ancak daha önce Rapor’daki ekonomik kriterlere ilişkin önemli tespitlere kısaca bakmakta yarar var.
Rapor’da Türkiye ekonomisinin yaşanan global krize rağmen büyümeyi sürdürmesi takdir ediliyor; ancak bazı önemli hususların Türkiye ekonomisine ilişkin ciddi soru işaretleri yarattığı da belirtiliyor. Endişe yaratan noktalar arasında başı “cari işlemler açığı” çekiyor bunu takip eden diğer konulara örnek olarak dış borçlardaki sıkıntılı durum, yabancı yatırımlarda azalış, büyüme oranındaki yavaşlama, enflasyondaki yükselme eğilimi, devlet yardımlarında saydamlığın az olması vb. konuları vermek mümkün. Rapor’da 2012’de -önceki yılların aksine- mali hedefin (bütçe) ekonomik yavaşlama ve harcamalardaki artış nedeniyle sapmasına da vurgu yapılmış. Malum “mali disiplin” Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik başarısının ardındaki temel anahtar olunca bu tespit de dikkat çekiyor. Eylül itibariyle bütçe gerçekleşmelerine bakınca 2013 Bütçesi için yukarıdaki eleştirileri yapmamız henüz zor görünüyor; ancak 2014 Bütçesi’nin benzer sıkıntıları yaşama riski olduğunu da vurgulamamız gerekiyor.
Katma Değer Vergisi
İlerleme Raporu’nun 16. Faslında Türkiye’nin “vergilendirme” karnesine ilişkin dikkate değer tespitler var. Bunların en başında KDV’ye ilişkin tespitler geliyor.
Rapor’da dolaylı vergilendirme alanında, KDV mevzuatının kısmi olarak AB müktesebatı ile uyum içinde olduğu vurgulanmış; ancak “vergilendirme yapısı, muafiyetler, özel uygulamalar ve indirimli oran uygulamaları” gibi noktalarda müktesebata uyum için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğinin de altı çizilmiş. Burada, KDV iade sürecinde yaşanan ciddi gecikmelerin mükellefler üzerinde yarattığı ciddi finansman baskısına doğrudan değinilmediğini görüyoruz; ancak indirimli oran uygulamalarının önemli bir yansımasının da bu olduğu dikkatten kaçırılmamalı.
Tütün ve alkol ürünlerinin vergilendirilmesindeki mevcut durum ve atılması gereken adımlar…
İlerleme Raporu’ndaki önemli tespitlerden birisi de “tütün ürünleri” üzerindeki Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) rejimi ile ilgili. Rapor’da Türkiye’nin ithal tütün üzerindeki tütün fonunu azaltılmasına ilişkin attığı adım yerinde bulunuyor.
Rapor’da 2013 başından itibaren tütün ürünleri üzerinden alınan ÖTV’de yeni bir modele geçildiği ve “maktu (spesifik)” verginin sisteme dahil edildiği vurgulanıyor; ancak kurulan yeni sistemin, tütün ve tütün ürünlerinin üzerindeki ÖTV’nin yapısı, bu ürünlerin vergilendirme sistematiği ve bu ürünlerden alınan vergi miktarı bakımından henüz müktesebatla tam uyum içinde olmadığının da altı çiziliyor. Yani bu konuda atılan adımlar önemli; ancak henüz yetersiz deniliyor. Bu önemli tespiti biraz daha açalım; mevcut sistemde, bir paket sigara üzerinden %65,25 nispi ÖTV, 9,22 kuruş/paket maktu ÖTV ve %18 de KDV alınıyor. İlerleme Raporu’nda altı çizilmek istenen nokta şu; maktu vergiyi sistem içine sokmak oldukça yerinde bir adım; ancak mevcut yapıda nispi ÖTV’nin, maktu ÖTV karşısındaki ağırlığı -AB ülkelerindekine kıyasla- hala çok yüksek ve bu durum müktesebatla uyumda sıkıntı yaratıyor. AB, “maktu” verginin toplam vergi içindeki payı için minimum bir oran öngörüyor ve son yıllarda birçok AB ülkesi sistemlerini bu yapıya uydurabilmek için sigaraya uyguladıkları nispi ÖTV'lerini düşürüp, maktu ÖTV'yi arttırmış durumda. Türkiye 2013 başında sisteme bir maktu ÖTV eklediği halde halde nispi ÖTV'yi de artırmaya devam ettiği için müktesebata uyum konusunda problem yaşıyor ve anlaşılan bu durum şimdi Rapor'da eleştiri konusu edilmiş. Bu noktada, maktu ÖTV’nin sistem içindeki ağırlığının kademeli olarak arttırılmasının önemli bir adım olacağı düşünülebilir.
Rapor’da alkollü içkilerin vergilendirilmesine ilişkin olarak da ithal ürünler ile yerli benzerleri arasındaki ÖTV dengesizliğinin altı çizilmiş ve bu durumun 2009 Eylem Planı bağlamında kademeli olarak çözümü anahtar olarak gösterilmiş.
Denetim fonksiyonunun tek birimde toplanması…
Rapor’da vergi denetimi fonksiyonun tek bir birimde toplanmasının denetimin planlanması ve uygulamasının tutarlılığının sağlanması bakımından önemine işaret edilmiş ve ayrıca tüm vergi beyan işlemlerinin artık elektronik olarak yapıldığı da belirtilmiş.
Özetle…
Rapor’a göre vergilendirme alanında -özellikle de kanuni düzenlemeler tarafında- oldukça sınırlı bir ilerleme kaydedebilmiş durumdayız. Özellikle tütün ürünleri üzerindeki ÖTV rejimi bakımından bazı önemli adımlar atılmış olsa da müktesebatla uyumsuzluk -nispi/maktu ÖTV dengesi bağlamında- hala devam etmekte. Benzer bir durum alkollü içkilerin vergilendirilmesi bakımından da söz konusu. Bu alanlardaki olumsuzlukları gidermek için kademeli olarak yeni tedbirlerin alınmasına ihtiyaç bulunduğunun altı Rapor’da kalın çizgilerle çiziliyor.
Twitter: @AKIN_EMRAH
E-mail: eakin@KPMG.com