2019 Bütçe Kanun Tasarısı 17 Ekim’de TBMM’ne sunuldu. Tasarı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk bütçesi olma niteliği ile de oldukça önemli. Bu yeni dönemde maliye politikasının “harcama” bacağının Cumhurbaşkanlığında; “vergi ve borçlanma” bacaklarının ise Hazine ve Maliye Bakanlığı uhdesinde olacağının altını bu vesile ile tekrar çizelim.
Bütçe Tasarısı’nın gelir ve gider tahminleri, 2019’de karşılaşmamız muhtemel mali tabloya ilişkin önemli işaretler taşıyor. Önce Tasarı’nın temel büyüklüklerine ve gider tarafına, sonra da 2019’da cebimizden çıkacak vergilere bakalım.
2019 Bütçesi’nin temel büyüklükleri…
Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Albayrak’ın TBMM’ne yaptığı sunumdan ve Bütçe Kanun Tasarısı’ndan gördüğümüz kadarıyla 2019 için planlanan temel bütçe büyüklüklerimizi aşağıdaki gibi özetlemek mümkün.
Bütçe Giderleri |
961 milyar TL |
Faiz Giderleri |
117,3 milyar TL |
Bütçe Gelirleri |
880,4 milyar TL |
Vergi Gelirleri |
765,5 milyar TL |
Bütçe Açığı |
-80,6 milyar TL |
Faiz Dışı Fazla |
36,7 milyar TL |
2018 için mali yılbaşında hedeflenen 65,9 milyar TL “bütçe açığı” Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile birlikte 72,1 milyar TL’ye revize edilmiş durumda. Akaryakıt fiyatlarını sabit tutmak için yaz aylarından beri uygulanan “eşelmobil” vergilendirme sistemi ile otomotiv sektöründe yaşanan daralmanın da etkisiyle yılsonunda bu açık rakamının da aşılmasının muhtemel olduğunu söyleyebiliriz. 2019 için öngörülen “açık” rakamının da oldukça iddialı olduğu görülüyor. Ancak bütçenin geneli, mali disiplinden taviz verilmeyeceği mesajını da kuvvetli şekilde içeriyor.
2019 için öngörülen açık tahmini tutturulursa, 2019 sonunda bütçe açığının GSMH’ya oranının yüzde 2 bandında gerçekleşeceğini ve konuyla alakalı Avrupa Birliği’nin %3’lük Masstricht Kriteri’nin 2019’da da sağlanacağını söyleyebiliriz.
Gider kısmında dikkat çeken noktalar neler?
2018’e kıyasla yüzde 26 artan bütçe giderleri içinde, dört kalemdeki artış, toplam bütçe giderleri artışı olan198 milyar TL’nin neredeyse yüzde 99’una karşılık geliyor. Bunlar; yüzde 35,6 artan personel giderleri, yüzde 36,5 artan sosyal güvenlik kurumlarına transferler, yüzde 63,6 artan faiz giderleri ile yüzde 27,2 artan gelirden ayrılan paylar. Bunlar dışında kalan harcama kalemlerinde YEP ile uyumlu olarak tasarruflu bir yaklaşım sergilendiği dikkat çekiyor.
2019 Bütçe Tasarısında, eğitim için 161 milyar TL, sağlık için 157 milyar TL, yatırımlar için 65,1 milyar TL, reel kesim destekleri için 32,8 milyar TL, tarım için 26,5 milyar ve sosyal harcamalar için de 62,1 milyar TL ayrıldığını da not edelim.
Öngörülen bu gider rakamları üzerinde nasıl bir disiplin sağlanacağını zaman içerisinde takip etmek gerekecek. 2019’da oldukça önemli bir yerel seçim yarışının da olacağı dikkatten kaçırılmadan…
Gelir ve Kurumlar Vergisi rakamları neler söylüyor?
2019’da en çarpıcı artışlardan birisi yüzde 24,7 artış ve 171,9 milyar TL ile “Gelir Vergisi” kaleminde. Gelir vergisi oranlarımız, gelir düzeyine göre yüzde 15, 20, 27 ve 35 olarak tespit edilmiş durumda. Daha önceki dönemlerde de gündeme gelen, yüzde 27’lik oranın yüzde 30’a yükseltilmesi de 2019’da masada olabilir. Gelir vergisinde planlanan bu ciddi artışın, vergi oranlarındaki artış yerine; kayıt dışı ekonomi ile mücadeleden kaynaklanmasını umalım.
“Kurumlar Vergisi” hedefinin ise 2018’e kıyasla yüzde 11,9 artışla 74,2 milyar TL olması bekleniyor. Yükselen döviz kurları ve ekonomik yavaşlama gibi etkenlerin, kurumların vergi matrahlarını aşındırmasının etkisiyle 2019’da zayıf bir kurumlar vergisi performansı karşısındayız. Bu zayıf performansın, yüzde 20 olan vergi oranının yüzde 22’ye yükselmesine rağmen olduğu da dikkatten kaçırılmamalı. Vurgulamakta yarar var, Türkiye ölçeğindeki bir ülke için kurumlar ve gelir vergisi rakamlarının pek tatmin edici olduğunu söylemek yine de zor. Bu durumun temel nedeni ise “kayıt dışı ekonominin” oranının GSMH’nın yüzde 20 ila 25’i arasında seyretmesi ve türlü önlemlere rağmen düşürülememesi. Özetle, kayıt dışı ekonomiye ciddi bir neşter vurmadan bu iki vergiden beklenen performansın alınması oldukça zor. 2020’ye kadar yüzde 22’ye yükseltilen kurumlar vergisi oranının, kayıt dışı ekonomi ile mücadele yolunda olumsuz bir etkisi olacağının da altını çizmemiz lazım.
Vergilerde ÖTV ve KDV yine başrolde!
2019 için planlanan ÖTV geliri yüzde 15,6 artışla 162,6 milyar TL. Yani 2019’da vergi gelirlerimizin yaklaşık yüzde 22’si ÖTV’den gelecek ki bu oldukça yüksek bir oran.
ÖTV’nin içerisinde de her zaman olduğu gibi “petrol ve doğalgaz ürünleri (68,7 milyar TL) ve tütün mamulleri (47,7 milyar TL)” başı çekiyor. Arkalarından da 24 milyar TL ile “motorlu taşıt araçları” geliyor. ÖTV’de planlanan artış -geçtiğimiz yıllara kıyasla- bir miktar düşük. Bu durumu 2019’da iç ekonomi çok hareketli olmayacak şeklinde de okuyabiliriz. Ayrıca “petrol ve doğalgaz ürünleri ile motorlu taşıt araçları” üzerinden alınan ÖTV’nin 2018 bütçesinin başlangıç hedeflerinin oldukça gerisinde kaldıklarını ve ilk belirlenen 2018 hedef rakamlarına kıyasla 2019’da neredeyse hiç artırılmadıklarını da belirtelim. Bu iki kalemdeki artış oranları, YEP ile aşağıya doğru revize edilen 2018 rakamlarına kıyasla tespit edilmiş durumda.
Malum ÖTV, KDV’nin de matrahına girdiğinden (yani ÖTV üzerinden de KDV alındığı için) ek bir KDV yükü yaratıyor. Çok kaba bir hesapla, 2019’da üzerlerinden toplam 162,6 milyar TL ÖTV alınacak tüm ürünlerin, ortalama yüzde 10 civarında bir KDV yarattığını da varsayarsak (yüzde 1, 8 ve 18’lik oranlar üzerinden); ÖTV nedeniyle 2019’da yaklaşık 16,2 milyar TL daha KDV tahsil edileceğini öngörebiliriz. Başka bir açıdan bakarsak, ÖTV’de yaşanacak düşüş, bu kanaldan KDV’ye de yansıyacak.
ÖTV konusunda dikkat çekici bir noktayı daha paylaşalım. ÖTV kaynakları arasında en yüksek artış yüzde 45,7 ile “dayanıklı tüketim ve diğer mallarda” karşımıza çıkıyor. Bu artışı, doğrudan ÖTV 4 Sayılı Liste’de yer alan örneğin beyaz eşyalar gibi malların ÖTV’leri arttırılacak şeklinde yorumlamak son derece spekülatif bir yaklaşım olur. Bu listede, beyaz eşyalardan, elektronik ve kozmetik ürünlerine kadar geniş bir yelpazedeki birçok mal var. YEP’te yer alan “lüks ve ithal bağımlılığı yüksek ürünlerin vergileneceğine” dair mali politika önermesi ile bu listeden 2019’da alınacak ÖTV’nin artış oranını birlikte okumak akılcı olacaktır. Özetle, 2019 yılında, ÖTV’nin 4 sayılı Listesine bazı yeni malların eklenmesini ve hali hazırda bu listede yer alan; ancak ithalat bağımlılığının yüksek olduğu değerlendirilen bazı malların da ÖTV’lerinin arttırılmasını bekleyebiliriz.
2019’da KDV’den “dâhilde” yüzde 19,2 artışla 70,7 milyar TL; “ithalde” ise yüzde 24,7 artışla 165,8 milyar TL bekleniyor. Üretim ve ihracatımızın, aramalı ve hammadde dolayısıyla ithalata bağımlılığı dikkate alınırsa ithalde alınan KDV rakamı, üretim ve ihracat kanalı için iyimser bir tabloya işaret ediyor. 2019’daki ekonomik gidişat bu tablo için belirleyici olacaktır.
Merak edenler için belirtelim, 2019’da 82,3 milyar TL KDV’de “red ve iadeye” konu olacak.
ÖTV ve KDV için verdiğimiz rakamlara bakarak 2019’da da vergi gelirleri içerisinde ağırlığın yine “dolaylı vergiler” lehine olduğunu söylemek mümkün; kaldı ki bu rakamların içerisinde Banka ve Sigorta Muameleleri (19 milyar TL) ile Özel İletişim Vergisini (3,8 milyar TL) de eklemiş değiliz.
Harçlar ve Damga Vergisi
2019 Bütçe Tasarısı içinde Damga Vergisi de yüzde 18,1 artış ve 20,8 milyar TL ile yerini almış durumda. Geçtiğimiz dönemde, Damga Vergisi yükünün azaltılması için atılan ciddi adımlara rağmen, Damga Vergisi hala bütçede ciddi bir ağırlığa sahip. Ülkemizi “iş yapma kolaylığı endekslerinde” alt sıralara çeken, sözleşme taraflarını kayıt dışı sözleşme yapma konusunda motive eden, sözleşme yapma özgürlüğünü zedeleyen ve yarattığı ciddi maliyetler nedeniyle uluslararası yatırımların ülkemize çekilmesini zorlaştıran damga vergisinin daha ciddi miktarlarda düşürülmesi veya kaldırılması için 2019’da ek adımların atılması yararlı olacaktır demekle yetinelim.
Çok geniş bir yelpazeye yayılan Harçlardan da yüzde 27,6 artışla 27,7 milyar TL bir gelir tahsilatı bekleniyor. Harçlarda aslan payı 16,4 milyar TL ile Tapu Harçlarında. Yüzde 20’nin üzerinde artması öngörülen tapu harçları, bütçe tasarısının 2019’da gayrimenkul piyasası için öngörüsünün pozitif olduğunu gösteriyor.
Sorumlu vergicilik bakışıyla…
2019 Bütçe Kanun Tasarısı’na bakınca, bütçe ve dolayısıyla vergi gelirlerimizin hala büyük oranda “dolaylı vergilere” dayandığı görülüyor. Dolaylı vergilerin, ekonomik konjonktürün olumsuz etkilerine çok daha hızlı tepki verdikleri ve vergi adaletini zedeledikleri düşünülünce, 2019’da yaşanabilecek ekonomik dalgalanmaların, bütçe gelirleri üzerinde -özellikle de ÖTV ve KDV kanalı üzerinden- ciddi etkisi olacağını öngörebiliriz. Muhtemel ekonomik dalgalanmalar ve genişletici maliye politikaları neticesinde ortaya çıkabilecek olan gelir ihtiyacının, 2019’da de ek vergisel tedbirleri sürekli gündemde tutacağını söylememiz mümkün. Bu tedbirlerin içerisinde, ÖTV ve KDV’yi sıklıkla duymamayı ve kayıt dışı ekonomi üzerinden yaratılacak doğrudan vergi tahsilatı ile bu muhtemel ihtiyaçların karşılanmasını umalım.
Bu makale www.KPMGvergi.com adresinde yayımlanmıştır.