16 Ocak’ta 2016 Ocak-Aralık bütçe gerçekleşmeleri açıklandı. Özetle 2016 bütçesinin karnesi belli oldu. Ayrıntıya girmeden, 2016’nın bütçe ve mali disiplin için oldukça iyi bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. 2016 bütçesinin yılsonu karnesine şimdi biraz daha yakından bakalım.
Bütçe gelirlerinde genel durum nasıl?
Ocak-Aralık 2016 döneminde kümülatif “bütçe gelirleri” 2015’e göre %14,8 artışla 554,4 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Belirtelim, 2016 bütçesinde öngörülen gelir rakamı 540,8 milyar TL aşılmış durumda. Gelirlerin hedefi aşmasının arkasında “vergi dışı gelirler” kalemindeki iyi performansın etkisi göze çarpıyor; çünkü vergi gelirleri bütçedeki öngörüye paralel olarak gerçekleşmiş durumda.
Özetle -her türlü olumsuzluğa rağmen-2016’daki bütçe gelirleri performansı oldukça tatmin edici.
Vergi gelirleri hedefi nasıl tutturuldu?
2016’nın genelinde “vergi gelirleri” performansının bir miktar dalgalı seyrettiğini söyleyebiliriz. Ancak bu dalgalı seyre rağmen yılbaşında tespit edilen vergi geliri hedefi tutturulmuş durumda. Vergi gelirleri %12,5 artışla 458,7 milyar TL olarak gerçekleşmiş.
Vergi gelirlerinin -ekonomik şartlar bakımından nispeten zor bir yılda- hedefi tutturmuş olması memnuniyet verici; ancak bu olumlu performansa bakılırken yıl içinde vergi gelirlerini etkileyen çok önemli düzenlemeleri de göz ardı etmemek lazım. Alkol, sigara ve otomotivde yapılan ÖTV artışlarının vergi gelirlerinde kayda değer etkiler yaptığı söylenebilir. 6736 sayılı Kanun’la yürürlüğe giren “vergi affı” hükümleri ile “borç yapılandırma ve matrah artırımı” gibi önemli düzenlemeler için peşin ödeme veya ilk taksit için ödemeler de bu dönemde başladı. Bu ödemelerin de vergi gelirlerine olumlu yansıdığını söyleyelim. Bu düzenlemeler olmasaydı, vergi gelirlerinin hedefi bu kadar rahat tutturması da söz konusu olmayabilirdi.
En çok hangi vergi arttı? En çok gelir hangi vergiden geldi?
- 2016’da vergi gelirlerinde artış şampiyonu %28,7 artışla (43 milyar TL) Kurumlar Vergisi ardından %20,7 ile (11 milyar TL) Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi geliyor.
- Dâhilde ve ithalde alınan KDV’yi ayrı ayrı dikkate alırsak, 2016’da tek kalemde en çok vergi geliri 120,4 milyar TL ve %13,6 artışla ÖTV’den gelmiş. 2016 vergi gelirlerinin %26’dan fazlasının tek başına ÖTV’den geldiği görülüyor. ÖTV’nin 2016 bütçesinde öngörülen hedefi aşan bir performans sergilediğini de not edelim. ÖTV’nin içerisinde her zaman olduğu gibi “petrol ve doğalgaz ürünleri ile tütün mamulleri başı çekiyor. ÖTV kalemlerinden gelen vergilere ayrı ayrı bakalım;
- Petrol ve Doğalgaz Ürünleri 56,3 milyar TL,
- Motorlu Taşıt Araçları 18,9 milyar TL,
- Alkollü İçecekler 7,9 milyar TL,
- Tütün Mamulleri 32,2 milyar TL,
- Kolalı Gazozlar 362 milyon TL,
- Dayanıklı Tüketim ve Diğer Mallar 4,7 milyar TL
- Dâhilde alınan KDV 2016’da %16,3’lük artışla 54 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Dâhilde alınan KDV’de de yılbaşında belirlenen gelir hedefini aşmış durumda. Bu başarılı performansın arkasında ÖTV artışlarının da payı var; çünkü ÖTV KDV’nin matrahına giriyor. Özetle ÖTV arttıkça KDV de artmış oluyor.
- 2016 bütçe gerçekleşmeleri içerisinde en dikkat çeken kalemin “ithalde alınan KDV” olduğunu belirtmemiz lazım. İthalde alınan KDV 2016’da sadece %2,6 artarak 76,6 milyar TL’ye ulaşabilmiş. İthalde alınan KDV’nin yılbaşında belirlenen 86,9 milyarlık hedefin ciddi bir biçimde gerisinde kaldığının altını kalın çizgilerle çizelim. Üretim ve ihracatımızın ithalata olan bağımlılığının yüksek olduğu düşünülünce, ithalde alınan KDV bizim için oldukça dikkate değer bir parametre. İthalde alınan KDV’deki düşük performans ekonomik dinamizm ve büyüme rakamları bağlamında olumsuz bir işaret olarak değerlendirilebilir. Özetle, ithalde alınan KDV rakamındaki mevcut durum -ithalat azalışına işaret ettiği için- dış ticaret dengesi ve cari açık bakımından “olumlu”; iç ekonomik dinamizm ve ihracat performansımız açısından da “olumsuz” bir işaret olabilir.
- 2016’da KDV sayesinde -dâhilde ve ithalde- toplam 130,6 milyar TL Hazine’nin kasasına girmiş durumda. Özetle bütçe vergi gelirlerinin %28,5’i KDV’den geliyor. Buraya ÖTV’yi de dâhil edersek, vergi gelirlerinin yarısından fazlasının sadece bu iki vergiden geldiğini anlaşılıyor.
- 2016’da Gelir Vergisi %12,6 artışla 96,6 milyar TL; Kurumlar Vergisi de yukarıda da belirttiğimiz üzere %28,7 artışla 43 milyar TL gerçekleşmiş durumda.
- Damga Vergisi’ne değinmeden olmaz. Damga Vergisi 2016’yı %11,4 artışla 13,4 milyar TL ile kapatmış. Damga vergisindeki tutar ve artışın bizleri memnun etmemesi beklenir; çünkü damga vergisi -2016’da Maliye Bakanlığı tarafından atılan yerinde ve önemli adımlara rağmen- ulusal ve uluslararası yatırımcı için oldukça büyük ve gereksiz bir maliyete olmayı sürdürüyor.
- Özel İletişim Vergisi de bu dönem kendinden beklenen gelir performansını aşarak 4,97 milyar TL olarak gerçekleşmiş. Özellikle internet iletişimi üzerinden alınan ÖİV’nin 2017’de gözden geçirilerek, vergi oranın düşürülmesi veya sıfırlanmasının ülkemizin ekonomik aktivitelerine ciddi katkısı olacağını vurgulamakla yetinelim.
Yukarıdaki analizlerimize bakınca, vergi gelirlerimizin genel olarak “dolaylı vergilere” dayanmakta olduğu dikkati çekiyor. Vergi gelirlerimiz içerisinde, gelir ve kurumlar vergisinin payının tatmin edici düzeyde olduğunu söylememiz oldukça zor. Bu durumun çaresi, gelir ve kurumlar vergisi oranlarını arttırmaktan ve/veya bu vergilere ilişkin istisna ve muafiyetleri kaldırmaktan değil; GSYH’nın %20 ila 25’i civarında olan kayıtdışı ekonomiyi azaltmaktan ve bu kaynaklardan etkin şekilde gelir ve kurumlar vergisi alabilmekten geçiyor. Dolayısıyla, bütçenin vergi gelirleri kompozisyonu içinde zayıf bir şekilde yer alan gelir ve kurumlar vergisi rakamları bu şekilde okunmalı.
Özetle, vergi gelirlerinin ana motoru olan ÖTV ve KDV kanallarında 2016’da tatmin edici bir performans gördük; bu durum genel vergi performansına ve dolayısıyla genel bütçe performansına da yansımış durumda. Bu durum, 2016’daki tüm olumsuz ekonomik koşullara rağmen oldukça memnun edici.
Giderler ve bütçe dengesi
2016 Bütçesi’nin “gider” performansının -geçtiğimiz yıllara kıyasla- iyi olduğunu söylememiz bir parça zor. Sene başında 570,5 milyar TL olarak öngörülen “bütçe giderleri” sene sonunda %15,3 artışla 583,7 milyar TL’ye ulaşmış. Bu hedef aşımının, mali disiplin anlamında bir olumsuzluğa işaret etmediğini de belirtelim. Bu yıl, 2017’de örneklerini çok göreceğimiz “maliye politikası” uygulamalarının yılın son aylarında devreye alındığını ve bunun da bütçe giderlerine yansıdığını söyleyebiliriz.
Faiz dışı fazla rakamı, yılbaşında öngörülen rakamın altında ve 21 milyar TL olarak gerçekleşmiş; ancak yine de tatmin edici.
Bütçe açığı
Bütçe; 2015 sonunda 22,6 milyar TL “açık” vermişti. Bu yıl “bütçe açık” rakamı -sene başındaki hedefe çok yakın bir şekilde- 29,3 milyar TL olarak gerçekleşmiş durumda. Mevcut açığın olumlu olduğunu belirtmemiz lazım; bu durumda bütçe gelirlerindeki iyi performans başrolü oynamış görünüyor. Yıllardır bütçe açığının bu düzeylerde ve AB’nin ilgili Maastricht Kriteri’ne uygun şekilde GSYH’nın %1 - 2’si civarında tutturulması takdire şayan; ancak bütçenin önemli bir “maliye politikası aracı” olduğu da hiç unutmamalı.
2017 Bütçe Kanunu, 2017’de kamu yatırımları ile Ar-Ge ve/veya yatırım teşvikleri gibi katma değeri yüksek kaynaklara daha çok kamu fonu aktarılacağının kuvvetli işaretlerini taşıyor. Özetle 2017’de daha büyük kamu harcamaları ve daha büyük bir bütçe açığı göreceğiz. Mali disiplin çıpasının da terkedilmemesini umalım.
Özetle…
İyi bir bütçe gelirleri ve ciddi sapmalar göstermeyen gider performansı sayesinde, ekonomimizdeki en önemli çıpa diyebileceğimiz “mali disiplinin” sürdürülmesi bakımından 2016’nın da önceki yıllar gibi oldukça başarılı bir yıl olduğunu söylemek mümkün.
Ekonomik anlamda muhtemel bir yavaşlama ile karşılaşabileceğimiz 2017’de, bütçeyi daha ciddi sınavların bekleyeceğinin ve maliye politikası araçlarının ekonomi için kritik önemde olacağının altını çizelim.
Bu makale www.KPMGvergi.com adresinde yayımlanmıştır.