Eliza Doolittle

28 Nisan 2010

İnadına Bahar

Burada öyle kolay kolay, bahar pembesine karışmıyor kapkara, utanç dolu gündemler...

Etrafta buram buram bahar havası var.
Erguvan mevsimindeyiz ki ahh, Istanbul özlemimin tavan yaptığı zamanlar bunlar.
Boğaz’ın mavisine karışmış erguvan morları uzakta...Susuzluğuma iyi gelen en keyifli teselli ise alabildiğine baharlı Amsterdam.
Rengarenk laleler, upuzun günbatımları ve huzur dolu çehreler. Burada öyle kolay kolay, bahar pembesine karışmıyor kapkara, utanç dolu gündemler...
Bu bahar da her bahar olduğu gibi, aşık olma zamanı...Tazelenme zamanı.
Bu bahar da her zaman olduğu gibi, ezber bozma zamanı...
Ne korkunç ki, “yalnız ve güzel ülkemde” her gün, yeni kapkaranlıklar izliyoruz.

Ezber boza boza yenileniyoruz. İçimiz yana yana eksiltiliyoruz.
Sıcak, insancıl, aileyi en başa koyan, iyi yürekli bir memlekettik biz. Konuksever, hoşgörülü, ahlaklı, muhabbetliydik. Pırıl pırıl yarınlarımız, ışıl ışıl gencecik bir nüfusumuz vardı.
Andımızı iyice ezberlemiştik. Ülkümüz, yükselmek ve ileri gitmek, görevimiz büyüklerimizi sayıp, küçüklerimizi korumaktı.
Unuttuk. Unuttular.
Unutanları yetiştiren de, eline yüzüne bulaştıran da, eğiten de, ayıplayan da, gözeten de, ortalığa salan da bu toplum. Ve şimdi, bir kentin büyük ayıbı üzerinden elleri yıkama vakti değil. Bu ayıbın izlerini sürerek korkunç ve yaygın gerçekleri görme vakti.
Manisa. 2010. Polis ekiplerinin düzenlediği operasyonda, bir fuhuş çetesinin, 14 yaşındaki H.G ve 16 yaşındaki D.K adlı kız çocuklarının yanı sıra 16 yaşındaki C.P isimli erkek çocuğuna da para karşılığı fuhuş yaptırdığı belirlenmiş. Operasyonda, çocuklara fuhuş yaptırdıkları ve bu çocuklarla cinsel ilişkiye girdikleri iddiasıyla yakalanan 31 kişi gözaltına alınmış.
Edirne. 2010. Manyağın biri 8 yıl boyunca öz kızına tecavüz etmiş. Ensest ilişkiden 2 çocuğu/torunu olmuş. Onlardan birini de taciz etmiş. 7-12 yıl hapsi isteniyor.
Afyon. 2009. 13 yaşındaki kız çocuğuna 16 adam tecavüz etmiş. Kız yetiştirme yurduna yerleştirilmiş, mahkemeye sevk edilen sanıklar tutuklanmış. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
Diyarbakır. 2008. Adamın biri, 12 yaşındaki M.K.'ya 3 ay boyunca aralıklarla tecavüz edip, ikinci bir kişinin de tecavüzüne uğratmış. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde "Mağdurun beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğa cinsel istismar" suçlamaları ile alt sınır 20 yıl hapis istemiyle yargılanan adam, 10 Eylül 2009 tarihinde görülen duruşmada 10 bin TL kefaletle tahliye edilmiş. Psikolojik travma yaşayan M.K., korunmak bir yana, ailesi ile birlikte mağdur olmuş; aile, evlerini de satıp Diyarbakır'ı terk etmek zorunda kalmış.
Balıkesir. 2010. 22 yaşındaki zihinsel engelli bir gence tecavüz ettikleri iddia edilen 18 kişi polisin baskınıyla yakalanmış. Aralarında bir siyasi partinin ilçe başkanı ve yine başka bir partinin kurucu ilçe başkanının da bulunduğu 18 şüpheli adliyeye sevk edilirken, olayla ilgili 4 kişinin ise aranmasına devam ediliyor.
İzmir. 2006. Dövüldüğü gerekçesiyle tedavi altına alınan 1.5 yaşındaki kız bebeğe tecavüz edildiği belirlenmiş. Bebeğini hastaneye götürdüğü sırada alkollü olduğu belirtilen anne Fadime B., ile kendisine fuhuş yaptırdığı iddia edilen Yılmaz.V., Metin D. ve Ali A.(64), ile birlikte gözaltına alınmış. Anne ve üç zanlı tutuklanarak cezaevine konmuş. Çocuğa eziyetten 5 yıl yemiş olan anne, birkaç gün sonra dışarıda...
* * *
Çocuk Koruma Kanunu.
Kanun Kabul Tarihi : 03.07.2005
Resmi Gazete Tarihi : 15.07.2005
Resmi Gazete Sayısı : 25876
“Amaç. Madde 1 - (1) Kanunun amacı, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir.
Kapsam. Madde 2 - (1) Kanun, korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında alınacak tedbirler ile suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerinin usûl ve esaslarına, çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin hükümleri kapsar.”
* * *
Ankara. Nisan 2010. Meclis Kayıp ve Mağdur Çocukları Araştırma Komisyonu Başkanı Halide İncekara açıklama yapıyor:
"... Biz çocukça bilmiyoruz. Çocuk Koruma Kanunu 2005 yılında çıktı ve bırakın bizleri yargı bile henüz bunu hazmedebilmiş değil; çocukça bir dil geliştirilmiş değil...
...20 milyonun üzerinde genç nüfusumuz var ve hızlı bir şekilde, bütün kurumlar ve toplum olarak, nesil projemizin hayata geçmesi lazım..."
Kanun kabul edileli tastamam 5 yıl geçmiş. Mülkün temeli olan adalet, konuştuğu dillere bunca yıl, çocukça’yı ekleyememiş.
Gündemin, bu haberlerle ağlata ağlata yoğun olduğu geçen hafta boyunca; ne kadar vahimdir ki, ülkeyi yönetenlerden hiçbiri, konuyla ilgili, yine medyayı suçlamanın, olayların zaman aşımına uğradığını belirtmenin ve “gerekenin yapıldığını” açıklamanın dışında bir şey yapmadılar. En azından, kişisel olmanın çok ötesinde olan bu toplumsal temelli olayları, yürekten kınadıklarını; yurtsever-anne-baba-ve insanlar olarak çok üzüldüklerini bile söyleyemediler.
Yetkin, güvenilir, hızlı, adil kurumlarımız vardı bizim. Sahiplenen, eğiten, belleten, sağaltan eğitmenlerimiz vardı.
Kaybettik. Yok ettiler.
Çaresiz ve sahipsiz ülkemde bunlar oluyor. Hava güngünden daha da kararıyor.
Dört bir yansa, laf dinlemeden, fütursuz çocuk kahkahaları gibi, inadına bahar...
Yeter artık. Bırakın hayvancılığını ezberlete ezberlete bitiremedikleri bereketli ülkemize et ithal etme çabalarını; bırakın “ahlaksız teklifleri”, nasıl da kabak tadı veren, partiler ve kurumlararası sürtüşmeleri, dediğim dedik, tek yönlü ve kısır kararları.
Erteleyin ertelenebilir bütün gündemleri. Ne olur, önceliklerimizi hatırlayın.
Artık bu mevsim, daha da kararmadan etraf, çocukların baharını geri vermek gerek.
Bu ülkenin, ruh-beden-eğitim-kalp açlığı sorununu, hakkaniyetle ve acilen, çözmeye çalışmak gerek.
Bu mevsim, sıcak, insancıl, ahlaklı, adil, iyi yürekli, BAHARLI bir ülke olduğumuzu, yeniden hatırlamak ve hatırlatmak gerek.