Eliza Doolittle

19 Mart 2011

Elimizin Hamuruyla Davos’lara Karıştık

26-30 Ocak tarihleri arasında İsviçre’nin Davos kasabasında Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantıları gerçekleşti...


26-30 Ocak tarihleri arasında İsviçre’nin Davos kasabasında Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantıları gerçekleşti. Toplantılara, Türk iş dünyasından isimler dışında, hükümet temsilcileri olarak Ali Babacan ve Mehmet Şimşek katıldı.
İki yıl önceki zirveye, Başbakan Erdoğan ve Şimon Peres arasında yaşanan sert diyalog damga vurmuştu. Erdoğan’ın "Daha da Davos'a gelmem" çıkışıyla protesto ettiği zirveye, geçtiğimiz yıl hükümet üyeleri de katılmamıştı. 
Bu yılki oturumlarda ekonomik kriz ve büyüme odak noktası olurken, dikkati çeken bir başka konu, yıldızı parlayan ülkelerden Hindistan ve Çin’in, zirveye, daha önce eşi görülmedik biçimde yüksek sayıda delegeyle katılımıydı. 
Bunun dışında dikkatleri çeken bir başka konu, zirvedeki kadın temsil oranları oldu.  
Tüm dünyadan mesleğinin, siyasetin ya da akademik konumunun zirvesinde olan 2500’ü aşkın delegenin katılım yaptığı Davos Zirvesi’nde, delegelerin yalnızca %16’sının kadın olması çeşitli tartışmalara yol açtı. 
Pepsi Grubu’nun Dünya Başkanı, Fortune dergisi tarafından Dünya’nın en güçlü iş kadını olarak seçilen Indra Nooyi de, Guardian’a verdiği bir röportajda bu önemli sorunu dile getirdi. Nooyi’ye göre, bu yıl kadın delegelerin sayısı geçen yıllara göre artış gösterse de, delegelerin %50’si kadın olmadığı sürece, hiçbir zaman gerçek denge sağlanmayacaktı. 
Bu dengesizliğin, demokratik ve eşit temsil hakları bağlamında, yalnızca “ufak bir ayrıntı ” olduğunu söylemek, hiç kuşkusuz çok zor.    
Öte yandan, bu yıl İstanbul’un ev sahipliği yapacağı bir başka önemli ekonomik zirvenin adı, birçok farklı alanda alışageldiğimiz saçma bir yaftayla, “Kadınların Davos’u” diye yazılıp çiziliyor. 
“Küresel Kadın Zirvesi” yerine “Kadınların Davos’u” gibi bir etiketle bu oluşumu “şereflendirmek”, belli ki kimilerinde, Davos Zirvesi’ni büsbütün eril “tarafa” armağan ederek, sedef suyuna banılmış bir sanal saygınlık hissi uyandırıyor...
Kanada'da 20 yıl önce bir grup kadının başlattığı Küresel Kadın Zirvesi, 21. Yılında, 5-7 Mayıs tarihleri arasında İstanbul'da yapılacak.
Çeşitli ülkelerden 1000’i aşkın kadının katılacağı zirve, kadınların sorunlarına odaklanmaktan öte, sorunların çözümü konusunda neler yapıldığı ve ne yapılması gerektiği üzerinde yoğunlaşacak.
Zirveye, Tüsiad Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray, PepsiCo Asya Pasifik Bölge Başkanı Ümran Beba, Intel Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölge Direktörü Ayşegül İldeniz gibi pek çok kadın lider, özel sektör temsilcisi olarak katılacak. 
Ayrıca, Türk pazarına girmek isteyenlere somut tavsiyelerde bulunmak üzere özel bir oturum da düzenlenecek. 
Kerameti kendinden menkul, Avrupa Kültür Başkenti olduğu yıl da, belediye skandallarına, galeri baskınlarına, ayrışmalara ve yasaklara yuva olmuş olan İstanbul’umuzun; çeşitli ülkelerden 30 bakanın, son derece önemli iş heyetleriyle birlikte katılacağı böyle bir zirve için yeniden seçilmiş olması hem çok güzel ve olası fırsatlara gebe, hem de ironik… 
Bu yılki temanın “21. Yüzyılda Çözümlere Köprü Olan Kadınlar” olarak belirlenmiş olması, konumu nedeniyle sembolik bir anlam taşıması açısından, İstanbul’un seçilmesinde önemli bir etken.  
Global Cinsiyet ayrımcılığı sıralamalarında, pek çok Müslüman ülkenin bile arkasından gelerek, son sıraları kimselere bırakmazken; kadın erkek eşitliğine inanmayan bir Başbakan ve kadınlardan zerre hazzetmediğini, her demeciyle düşündürten Kadından Sorumlu bir Devlet Bakanı varken; giderek artan şiddet ve taciz olaylarının yanı sıra, günlük kadın katliamı ortalaması 5 olan bir ülkeyken; “köprü” olabileceğimiz çözümleri düşünmek, insanı ince bir umutla karışmış, hamuruna bolca da Nasreddin Hoca mizahı karışmış bir gülümsemeyle baş başa bırakıyor…

Bütün Kızlar Toplandık

İstanbul’da yapılacak Küresel Kadın Zirvesi’nden bir hafta önce, 25-27 Nisan 2011 tarihleri arasında İstanbul’da bir zirve daha gerçekleşecek; “Türkiye Kızlar Zirvesi”.
Zirvenin ismi en sloganlı bol fıkırtılısından bir Nil Karaibrahimgil şarkısını çağrıştırsa da, ciddi ciddi aynen böyle konulmuş…!
Düşünce gayet hoş… Daha önce G20 zirvesinden önce Kanada’da gerçekleştirilen “G(irls)20 Zirvesi” ile benzer bir modeli izleyecek olan zirvede, Türkiye’nin 7 bölgesinden 18-21 yaş arasındaki ikişer genç kadın bir araya gelerek Türkiye’de kadınların karşılaştığı sorunları ele alacaklar. 
Ancak yurtdışında uygulanmış ve İngilizce “G(irls)20” sözcük oyunuyla adlandırılmış bir oluşumun ismini, “chicken translation” (piliç çevirme!?) ile Türkçe’leştiriverince, hiç olmamış, ortaya son derece abuk bir başlık çıkmış. 
Kısacası, Türkiye’de kadına kadın demeyi ayıp sanan, bağyan’cı zihniyete bir şapka selamı vermiş gibi görünen kekremsi bir tat bırakıyor ağızda, Kızlar Zirvesi…
Kızlaar, haydi bırakın işi gücü, toplanın çabuk, evcilik oynuyoruz!