Doğan Akın

28 Ekim 2015

T24'ün sayfaları İpek Medya Grubu yazarları ve habercilerine açıktır

Gazeteciler için hiçbir görüş ve inanç gazetecilikten değerli olamaz...

Türkiye, basın ve ifade özgürlüğü açısından askeri darbe dönemlerini aratmayan bir dönemden geçiyor. Son olarak Koza İpek grubu bünyesindeki televizyon ve gazeteler ile bu kurumlardaki gazeteciler, yazarlar baskı, baskın ve tehditlerin hedefi oldular.

Koza İpek grubuna yapılan baskın ve el koyma süreci bir kez daha gösterdi ki, Türkiye'de ana akım medyanın birinci sorunu, sermaye yapısındaki çarpıklıktır. Siyasi ve bürokratik baskıların medyada sonuç üretmesinin temel nedeni, medya patronlarının medya dışındaki sektörlerde yürüttükleri işlerdir.

Avrupa Birliği'nin, 2013 ve 2014 Türkiye İlerleme raporlarında kayıt düştüğü gibi, bugün Türkiye'deki basın ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerden birisi, medya dışında da faaliyet gösteren medya sermayesidir. 

Bu yapının ürettiği son sonuç, polis Koza İpek grubu yayınlarına coplar, biber gazları ve kelepçelerle zor kullanarak girerken, ana akım medyanın ürkek/utangaç tavrı oldu. Gazete ve televizyon binalarına polis zoruyla girilmesi ana akım medyanın haber kanallarında canlı olarak verilmeye, gazetelerinde manşetlere çıkarılmaya değer görülmedi. 

İş dünyası örgütlerinin hiçbir zaman iftihar edemeyecekleri sessizliklerini de ibretle izliyoruz.

Polis zoruyla girilerek el konan Koza İpek grubu yayınları için sansür kapıda.
T24 olarak bir kez daha altını çiziyoruz; gazetecilik medya patronlarının değil gazetecilerin mesleğidir. Televizyonlar ve gazeteler medya patronlarınınsa, gazetecilik bizimdir. 

Gazeteciler için hiçbir görüş ve inanç, gazetecilikten değerli olamaz. Bu yaklaşımla; Fethullah Gülen cemaati bünyesinde ve yakınında görünen yayınların geçmişte defalarca gazetecilik kriterleri açısından eleştirildiği T24'ün sayfalarının, bugün büyük bir baskı, tehdit ve sansür karşısında bulunan Koza İpek grubunda çalışan yazarların yazılarına, habercilerin haberlerine açık olduğunu duyuruyoruz.

Medyaya yönelen baskı ve tehditler bizi gazetecilikten alıkoymuyor, aksine bağımsız gazeteciliğin Türkiye için önemini, üzerimizdeki sorumluluğu bir kez daha hatırlatıyor.
Korkmuyoruz.
Yaşar Kemal der ki; zulmün artsın ki tez zeval bulasın!