Doğan Akın

29 Nisan 2010

Mülkiyelilerin inanamadığı gerçekler

Geçmişten yansıyan ışığın gözümüzü kamaştırarak bugünü görmemizi engellemesine izin vermemeli, Mülkiye'nin gerilediğini görmeliyiz...


Üye olmayan giremez!
Kardeşler ve eşleriyle birlikte yediye ulaşan Mülkiyeli sayısı nedeniyle Mülkiyeliler Birliği'ne benzettiğimiz evimizde sık yapılan esprilerden biriydi bu. Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni (Mülkiye) bitirdikten bir hafta sonra gazeteciliğe başladığım Cumhuriyet'te Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Tan, Yazı İşleri Müdürü Okay Gönensin, Genel Yayın Müdürü Hasan Cemal de Mülkiyeli'ydi.
Ankara'da ODTÜ ormanının kenarındaki evimiz, Mülkiye'den birkaç kuşağın buluştuğu yer olurdu kimi zaman. 1980 sonrasında girenler için Mülkiye'yi en çok ifade eden isimlerden biri olan Prof. Yavuz Sabuncu ile yaptığımız uzun sohbetlerin yeri ayrıydı. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra okuldan koparılan Prof. Korkut Boratav, Prof. Taner Timur, Prof. Cahit Talas, Prof. Tuncer Bulutay, Prof. Yılmaz Akyüz, Prof. Mete Tunçay, Prof. İlber Ortaylı ve daha birçok ismin SBF'ye dönüşünü hayal eder, diğer yandan bu kesimle ciddi bir ihtilafa düşen Prof. Yahya Sezai Tezel ile uzun sohbetler yapardık. Tezel ile bir gece Kızılay'da bitmeyen sohbet, aynı yerde, ODTÜ ormanının kenarındaki evimizde sabaha kadar sürmüştü.
Bütün meselemiz Mülkiye ve Türkiye'ydi...

Evet, Mülkiye artık hüzünlü bir hikâyenin adıydı

İşte o sohbetlerin devamı saydığım bir yazı yazdım. “Mülkiye, artık hüzünlü bir hikâyenin adıdır” başlığı altında yayımlanan o yazı olağanüstü bir ilgi gördü. 151 yıl önce kurulduktan sonra Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli öğrenim kurumlarından biri olan Mülkiye'nin yaşamakta olduğu mevzi kaybına işaret eden o yazıya öğrencilerden hocalara, bürokratlardan işadamlarına ve gazetecilere kadar kayıtsız kalan hiçbir kesim olmadı.
Bu düzeyde olacağını tahmin etmemekle birlikte, yazının ilgi göreceğini biliyordum. Zira, çevremde kime “rehberlik, öğretmenlik gibi branşlara girmek için gereken puanların Ankara SBF'ye giriş için yettiğini, hatta arttığını” söylesem aldığım ilk tepki, “hayır, olamaz, bir yanlışlık vardır” biçiminde oluyordu.
Ancak yöneticilik yaptığı dersane sektöründe ciddi bir deneyimi bulunan Mülkiyeli dostum Sertuğ Çiçek ısrarlıydı, hata olmadığını, Ankara SBF'nin uzunca bir süredir üniversiteye girişte mevzi kaybettiğini geçen yılın rakamlarından örneklerle ortaya koydu.

Mülkiye, en iyilerin menziline girmiyor

Sertuğ'un, gelinen noktaya ilişkin olarak hazırladığı yeni veriler de, ne yazık ki bu durumu teyit ediyor. “Ortalama puanlara göre yüzdelik dilimler sıralaması”nda Ankara SBF'nin durumu pek iç açıcı görünmüyor. Bu sıralamada Kamu Yönetimi yüzde 5,5, Uluslararası İlişkiler yüzde 7.7, Maliye yüzde 11.2, İşletme ile İktisat yüzde 11.5, Çalışma Ekonomisi de 16.5 olan dilimlerde yer bulabiliyor.
Bir başka deyişle, üniversiteye giren öğrencilerden ortalama olarak en iyi yüzde 11.2'si Ankara SBF'nin İktisat ve İşletme bölümleriyle ilglenmiyor, öğrencilerin en iyi yüzde 16.5'inin menzilinde Mülkiye'nin Çalışma Ekonomisi bölümü bulunmuyor!
Bu yazının sonunda verdiğimiz iki linkte Sertuğ Çiçek'in hazırladığı ve yorumladığı tablolarda daha ayrıntılı veriler bulacaksınız.

Önce Türkiye, sonra Mülkiye'den kaynaklanan nedenler

Evet, durum bu. Bu durumun önce Türkiye'den, sonra Mülkiye'den kaynaklanan nedenleri var. Her iki gruptaki nedenler üzerinde dikkatle düşünmek ve çözüm yollarını tartışmak gerekiyor.
Gerçeği kabul etmeden onu değiştiremezsiniz. Geçmişten yansıyan ışığın gözümüzü kamaştırarak bugünü görmemizi engellemesine izin vermemeli, Mülkiye'nin gerilediğini görmeliyiz. Sorunun tartışma götürmeyen tek noktası, belki de bu. Yanlış noktadan hareket ederek doğruya ulaşmak mümkün olmadığına göre, çözüm yolunda ilk adım bu durumu kabul etmekten geçiyor.

Mülkiye yazısına gelen yorumların anlamı

Ruh, olmak istediğiniz şeydir. Sadece kendi küçük dünyanızla ilgiliyseniz mutluluk kolay iş, ama unutmayın aynı yolda mutsuzluk da çok kolay! Hayat, ancak bir “anlam” arıyorsanız sizi ruhsuzluktan kurtarabilir. Ruhsuzluktan ve gerçek mutluluğu tesadüflere terk etmekten...
“Mülkiye, artık hüzünlü bir hikâyenin adıdır” yazısına gelen onlarca yorum bana bunu da düşündürdü.
Ne olursa olsun, ruhun kolay kolay kaybolmadığını...

1- MÜLKİYE'YE KAYIT YAPTIRAN ÖĞRENCİLERİN YÜZDELİK SIRALAMADAKİ DURUMU

2- BAŞARILI ÖĞRENCİLERİN TERCİHLERİNDE BURSLARIN ETKİSİ

3- DOĞAN AKIN: MÜLKİYE, ARTIK HÜZÜNLÜ BİR HİKÂYENİN ADIDIR