Yenidoğan bebek çetesi skandalı ardından TBMM’de özel ihtisas komisyonu oluşturuldu. Bebek Ölümlerini ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu iki gün önce toplantı yaparak SGK yetkililerini dinledi.
TBMM’deki bu toplantı boyunca yetkililerin anlatımları ve paylaştıkları bilgiler, sistemin nasıl yozlaştığı hakkında önemli fikirler veriyor. (tbmm.gov.tr)
Sözgelimi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Adnan Ertem, bu skandalda adı geçen Şafak Hastaneleri ile devam eden tam 189 dava bulunduğunu açıklıyor.
Ertem, hastane ile 2018 yılında sözleşme imzaladıklarını belirterek, bakın ne diyor:
“Ondan sonra bir sözleşmemiz yok. Ama 2018 tarihli sözleşmemiz şu anda devam ediyor; mahkeme kararıyla devam ediyor. Gidip dava ettiler ve o sözleşmeyi ihya ettiler ve şu anda da konkordato ilan ettiler. Bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun çok fazla yapabileceği bir şey yok. Teftiş yapıyorsunuz, tespit ediyorsunuz ama 189 tane davayla karşı karşıya kalıyoruz."
Devam ederken gerekli bir anımsatma yapalım:
Skandal ortaya çıkınca, Tolga Şardan T24’te SGK İstanbul İl Müdürlüğü’nün 16 Mayıs 2022’de Özel Şafak Hastaneler Grubu’na bir yazı gönderdiğini, yapılan denetimler sonrası, gruba 44,5 milyon TL ceza kesildiğini yazmıştı. Bu cezaya dayanak olarak sıralanan gerekçeler şöyleydi:
-Gerçeğe aykırı fatura veya faturaya dayanak oluşturan belge hazırlandığı,
-Sağlık hizmeti sunulmadığı halde sağlık hizmeti sunulmuş gibi gösterildiği,
- İzinli doktorlar üzerinden sağlık hizmeti verildiği,
-Sağlık hizmeti verilen hastalara ait verilerin sisteme kaydedilmediği,
-Sağlık Bakanlığı’nca onay verilmemiş ilaç ve sağlık malzemesi kullanıldığı.
İşte, teftiş sonrası saptanan bu kadar ağır usulsüzlüklere karşın, Bakan Yardımcısı Ertem’in TBMM’deki açıklamasından öğreniyoruz ki, denetim hiçbir hüküm doğurmuyor, daha açık anlatımla işe yaramıyor.
Ertem’in “Bu durumda SGK’nın yapabileceği çok fazla bir şey yok. Teftiş yapıyorsunuz, tespit ediyorsunuz ama 189 tane davayla karşı karşıya kalıyoruz” sözleri itiraf gibidir ve sistemden yapısal sorunlar olduğunu ortaya koymaktadır.
Fatura incelemesinde acı gerçek
SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Doç. Dr. Eren Usul’un, böyle bir skandalın önlenebilirliği konusunda aktardığı bilgiler de dikkat çekici. Fatura inceleme süreçlerinin, daha kaliteli ve verimli hale getirilmesini amaçladıklarını ve burada iki kriter bulunduğu söylüyor Usul ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Fatura inceleme sayısının arttırılması için hekim sayısının arttırılması gerekiyor. Burada en fazla sıkıntı yaşadığımız alanlardan biri burası. 2024 yılı içinde Sağlık Bakanlığı üzerinden, iki defa açıktan atama kurasına çıktık fakat 2024'ün ilk yarısında 98 tabip kadrosu açıldı, 42 tabip kadrosu tercih edildi. 98 kadrodan sadece 42 tabibimiz tercih etti. Fiili başlayan sayımız şu anda 30, İstanbul için bu daha da kötü bir durumda. İstanbul ilimizde 30 tabip için ilana çıktık, 6 kişi tercih etti ve sadece 3'ü başlayabildi."
Peki neden? Son üç dört yıldır geleceğini yurtdışında arayan uzman hekimlerin sayısının arttığını, kamu sektöründe uzman hekim kadrolarının doldurulamadığı haberlerini hatırlarsak, Genel Müdür Usul’ün sözlerinin ne kadar büyük bir soruna işaret ettiği ortaya çıkıyor. Sağlıkta neredeyse normalleşen şiddet ve giderek artan ve çeşitlenen bezdirme (mobbing), çalışan uzman hekimlerin hayatını ve işlerini yapmalarını giderek zorlaştırıyor. Türkiye’de zorlu eğitimlerden geçerek yetişen uzman hekimlerin sayısı azalırken, açılan kadrolar dolmuyor.
Yenidoğan skandalıyla sarsılan Türkiye’de, mesele anlaşılmak istendikçe, sağlık sektöründe bütün sorunların birbiriyle nasıl bağlantılı olduğu da böylece ortaya çıkıyor.
Vatandaşa yeni eziyetler
Yazıyı bitirirken, TBMM’de dün kabul edilen genel sağlık sigortasına ilişkin düzenlemeleri de içeren kanun görüşmelerindeki bir konuşmaya da yer verelim. CHP Bursa Milletvekili Dr. Kayıhan Pala, TBMM Genel Kurulu’nda kürsüden yaptığı konuşmada, prim borcu olanlar ile katkı paylarındaki artışa dair sözleri önemliydi.
Genel sağlık sigortasında, prim borcu olanların kamuda sağlık hizmetlerinden yararlanamadığını ancak Cumhurbaşkanı’nın bir kararıyla prim borcuna bakılmaksızın vatandaşların sağlık hizmetlerinden yararlandığını hatırlattı.
Bu sene bu yönde bir karar çıkmadığını vurgulayan Pala, “Dolayısıyla 31 Aralık’tan sonra prim borcu olanlar bugün itibariyle gittiklerinde hiçbir sağlık hizmetinden yararlanamıyorlar. Neden bunu bu kanunun içine koymadınız?” diye sordu.
Bir kez daha ortaya çıkıyor ki, yoksulların ne yaşadığı, gerçekten iktidarın umurunda değil. Umurunda olsa, milyonlarca vatandaşın (9 milyon civarında) hastaneye gidemeyip ilacını alamayışını dert edinir ve sorunu çözen bir maddeyi kanuna koyardı.
Bunu yapmadığı gibi katılım payını durmadan arttırıyor. Ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi için katılım payı 2 liradan 20 liraya yükseltildi. Emekliye 15 bin TL aylığı çok gören iktidar, katılım payını 10 kat artırarak açlık sınırında yaşayan emeklinin sağlık sorunlarıyla mücadelesini daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Ne diyelim? Program çalışıyor.
Çiğdem Toker kimdir?Çiğdem Toker, Diyarbakır'da doğdu. Denizli Lisesi'nden mezun oldu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Gazeteciliğe üniversite öğrencisiyken Anka Ajansı'nda başladı. Günaydın, Ankara Ulus gazetelerinde, Nokta dergisinde stajlar yaptı. Anadolu Ajansı'nın sınavlarını (1988) kazanarak, adliye, Devlet Güvenlik mahkemeleri (DGM), yüksek yargı muhabiri olarak çalıştı. 1990- 1993 yıllarında haftalık Ekonomik Panorama dergisinde; sonrasında da kesintisiz 15 yıl Hürriyet Gazetesi Ankara Bürosu'nda ekonomi muhabiri olarak görev yaptı. Burada maliye, vergi, özelleştirme, enerji, rekabet politikalarını izledi. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerini, IMF ile ilişkileri, kriz kapsamında çıkarılan kanunların TBMM'deki yasama süreçlerini haberleştirdi. Çeşitli ülkelerde Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası toplantıları muhabir olarak takip etti. Habertürk gazetesinin ilk Ankara temsilcisi olarak gazetenin Ankara bürosunu kurdu. İstifa ederek ayrıldı. İnternet gazetesi T24'ün ilk yayınlarında OECD'nin "Futbolda Kara Para Aklama" raporunu konu alan dizi yazısıyla yer aldı. Köşe yazarı ve Ankara Temsilcisi olarak çalıştığı Akşam gazetesinden, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyma sürecinde kendi isteğiyle ayrıldı. 2013- 2018 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Gazetenin sahibi konumundaki Cumhuriyet Vakfı yönetimi değiştikten sonra kendi isteğiyle ayrıldı. 2018'de katıldığı Sözcü gazetesindeki yazılarına 2022 Kasım ayında 'küçülme' gerekçesiyle son verildi. Fox TV kanalında yayımlanan "Orta Sayfa" adlı haber programında yorumcu olarak yer alıyor. Eleştirel finans haberciliği olarak da tanımlanan yazıları hakkında kimileri astronomik, çok sayıda manevi tazminat davası açıldı. Konusu bir imar haberi olan yazısı hakkında hapis cezası istemiyle yargılandı. Kamu ihaleleri ve şirketleri konu alan çok sayıda yazısı da Sulh Ceza hâkimlikleri kararlarıyla erişime engellendi. Kitapları - Adım da Benimle Beraber Büyüdü- Abdüllatif Şener, Doğan Kitap, 2008 - "Türkiye'de Sağlıkta Kamu Özel Ortaklığı - Şehir Hastaneleri" kitabına makale katkısı, İletişim Yayınları, 2018 - Kamu İhalelerinde Olağan İşler - Tekin Yayınevi, 2019 Ödülleri - İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi "En Başarılı İktisat Muhabiri Ödülü" (1995) - Sabah Gazetesi "Muammer Yaşar Bostancı Haber Yarışması Büyük Ödülü" (1997) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği "Basında Tarım Ödülü" (2000) - Milliyet Gazetesi "Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü" – "Taksiyarhis'in Zehra Teyzesi" başlıklı röportaj (2001) - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti- TGC "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" |"Evcil'in Dönüşü" dosyası – (2005) - European Press Prize "The Mystery of the Secret Funds" – "Yorumcu Ödülü"nde kısa liste (2015) - Halkevleri "Basın Ödülü" (2016) - Uluslararası Şeffaflık Derneği Ödülü (2016) - İstanbul Tabip Odası "Basında Sağlık Ödülü" (2016, 2018 ve 2019) - TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi "Emre Madran Koruma Ödülü" (2017 ve 2019) - Eskişehir - Bilecik Tabip Odası "Halk Sağlığı Ödülü" (2017) - ÇGD "Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Ödülü" (2017) - ÇGD Bursa Şubesi "Meslekte Dayanışma Ödülü" (2018) - Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü "Uluslararası Cesaret Ödülü - Kısa liste" (2018) - Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü – "Kamu İhalelerinde 21/b Usulü" dosyası- (2018) - Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği "Önder Kadınlar Ödülü" (2019) - Rekabet Derneği "Adil Rekabete Katkı Ödülü" (2019) - TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası "Hasan Balıkçı Onur Ödülü" (2020) - Halkevleri Dayanışma Ödülü (2020) - Ankara Tabip Odası – "Şehir hastanelerinin ekonomi politiğini tüm gerçekliğiyle ortaya koyarak kamuya ve sağlık çalışanlarına etkilerini görünür kılan haberleri" nedeniyle (2021) - TMMOB Şehir Plancıları Odası - Kent Planlama Basın Ödülü (2021) - İzmir Gazeteciler Cemiyeti "Hasan Tahsin Basın Özgürlüğü Ödülü" (2021) - SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği "Yılın Kadınları" Ödülü (2021) - Alanya Gazeteciler Cemiyeti - Ulusal Basında Yılın Gazetecisi Ödülü (2021) |