Türkiye Cumhuriyeti ömrü boyunca gerçeklerin takipçisi olan bir haberciyi kaybetti. Baki Şehirlioğlu gazetecilik yapılabilen bir dönemin temsilcisi, televizyon haberciliğinin ahlak abidesiydi.
Hiç bir iktidarın değil, doğruların peşindeydi.
Saygıyı hakkaniyetiyle, sevgiyi paylaşımıyla kazandı. Gücünün kaynağı sürekli sorgulayan beyniydi. Bağımsız aklını kimselere teslim etmedi. Paraya, mülke kıymet vermedi. Onu dinleyenler azaldıkça, söyleyecekleri çoğalınca, sesinin yankısı duyulmaz olunca beyni kendi kendini yedi, bitirdi.
Geriye ektiği tohumlar, büyüttüğü fideler, serpilip gelişen ağaçlar bıraktı. Biz toprağını temiz tutacağız Baki abi, toprağına yılanı, çiyanı sokmayacağız. Herkesin adaletini gözeten, kimsenin hakkını yemeyen, sorular sormaktan korkmayan, peşin hükümlü olmayan, fikirlere, inançlara, kimliklere, yaşam tarzlarına saygılı, dogmalara, biat etmeye karşı, rüzgarlara direnen, yüzünü güneşe veren sağlam ağaçlar büyüttün Baki abi. Gözün arkada kalmasın. Bol bol meyva vereceğiz. Şimdi nadas zamanı. Biraz dinleniyoruz.
Televizyon ekranından verdiğim bütün haberlere sahip çıkarak , beni Mit'e, askerlere ve gelen giden bütün iktidarların hışmına karşı koruyan sevgili müdürüm , bize haberciliğin bağımsız, tarafsız kalarak, her kesimi karşımıza alma pahasına yapılabileceğini sen öğrettin.
Nadas zamanları geçer, hasat zamanları gelir. Bizim meyvalarımız tükense de, meyva veren ağaçlar tükenmez. Çünkü ağaçlar olmadan kimse nefes alamaz.
Gözün arkada kalmasın, ruhun şad olsun, toğrağını bol bereketli tutacağız Baki abim.