Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi dün adaya ayak basar basmaz Tayvan'ı dünyanın en hür demokrasilerinden birine sahip olduğu için övmekle işe başladı. Eş zamanlı olarak The Washington Post'ta yayımlanan makalesinde tonunu biraz daha yükseltti:[1]
Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) hızlanan saldırganlığı karşısında, kongre heyetimizin ziyareti, Amerika'nın demokratik ortağımız Tayvan'ın kendisini ve özgürlüğünü savunurken yanında durduğunun açık bir ifadesi olarak görülmelidir.
Pelosi bununla yetinmedi ÇKP ve Xi JinPing'e bodoslama girişti:
Otuz yıl önce, bir kongre heyetiyle Çin'e seyahat etmiştim. Tiananmen Meydanı'nda "Çin'de demokrasi için ölenlere" yazan siyah beyaz bir pankart açtık. Meydandan ayrılırken üniformalı polisler peşimize düştü. O zamandan beri, Pekin'in berbat insan hakları sicili ve hukukun üstünlüğüne saygısızlığı Başkan Xi Jinping iktidarında daha da kötüleşerek devam ediyor.
ÇKP Hong Kong'un siyasi özgürlüklerine ve insan haklarına karşı acımasız baskısı ile – hatta Katolik Kardinal Joseph Zen'i tutuklaması – "tek ülke, iki sistem" vaatlerini çöpe attı. Tibet'te ÇKP uzun zamandır Tibet halkının dilini, kültürünü, dinini ve kimliğini silmek için bir kampanya yürütüyor. Sincan'da Müslüman Uygurlara ve diğer azınlıklara karşı soykırım uyguluyor. Ve anakara Çin genelinde ÇKP, rejime karşı çıkmaya cesaret eden aktivistleri, dini özgürlük liderlerini ve diğerlerini hedef almaya ve tutuklamaya devam ediyor.
Kısacası Pelosi gezisinin profilin yükseltmek için elinde geleni ardına koymuyor.
Bir taşla birkaç kuş hedefliyor olabilir. Hem Çin'e karşı diklenebildiklerini göstererek yaklaşan ara seçimlerde Demokratların oylarını artırmak hem de siyasi kariyerine zarif bir son nokta koymak gibi.
Bu gezi ile bu hedeflere ulaşılmasını sağlar mı?
Yoksa Çin'in Tayvan'a nihai müdahalesini hızlandıracak bir süreci mi başlatır?
İlkin bu gezinin öncesinde ve sonrasında Çin'de nasıl algılandığına bakalım.
Yaşlı Cadı geliyor!
Pelosi'nin Tayvan'a ziyareti gündeme gelir gelmez 佩洛西 (Pèiluòxī) Çin'de sosyal medyada tedavüle girdi. Çin'in Twitter'ı Weibo'da "Yaşlı Amerikalı kadın" ya da "Yaşlı Cadı" olarak anılmaya başladı.
30 Temmuz'da Çin televizyonu CCTV Weibo'da "Eğer Pelosi Tayvan'a gelirse Çin Ordusu Oturup Seyretmeyecek (若佩洛西访台中国军队绝不会坐视不管) hastag'ini açtı.
Pelosi'nin Tayvan'a geldiği Salı günü ise "Amerika Ateşle Oynuyor ve Tayvan Provokasyonu ile Kendini Yakacak (美台勾连挑衅玩火必自焚)" ve "1.4 milyar kişi Çin'in Egemenlik Haklarına Müdahale Edilmesine Karşı (干涉中国主权问题14亿人不答应) hastag'leri daha çok ön plana çıkarıldı.
Weibo'da "Eğer Pelosi Tayvan'a gelirse Çin Ordusu Oturup Seyretmeyecek" hastagı
Bütün bunların ardından salı gecesi meraklı bir bekleyiş vardı Çin'de. Tiktok'un Çin'de kullanılan versiyonu olan Daiyun'da canlı olarak yayınlanan Pelosi'nin uçağının uydu takip görüntüleri 60 milyonun üzerinde kişi tarafından izlendi. On binlerce yorum yapıldı.
Ancak Pelosi'nin Taipe'ye inmesi ve gecenin vukuatsız sona ermesi tepkilerin sosyal medyada dile getirilmesine yol açtı.
"Kırmızı çizgilerimiz aşılınca yeni kırmızı çizgilerimiz mi olacak" diyen de vardı. Gerginliğinin tırmanmasının yol açtığı Çin borsalarındaki düşüş nedeniyle kayıplarına yanan da. "Günlerdir karşı önlemler diye bağırdık, bu nasıl karşı önlem. Bizim sitenin 1500 rmb (yaklaşık 4bin TL) maaşlı bekçisi bile işini daha iyi yapıyor. 'İçeri giremezsin' dediği kimse içeri giremiyor" diye yönetime dokunduran da…
Pelosi'nin uçağının uydu takip görüntüleri Çin'de 60 milyonun üzerinde kişi tarafından canlı izlendi.
Bütün bunlardan sonra Çin'in ortaya koyduğu tek dişe dokunur tepki 4-7 Ağustos arasında Tayvan etrafındaki 6 bölgede gerçek cephane kullanılarak bir tatbikat yapılacağının açıklanması oldu.
Xi Jinping gerçekten bu kadar cılız bir tepki ile yetinecek mi?
Hele "ateşle oynayanlar ateşle yanar yok olur" diye hayli üst perdeden esip gürledikten sonra…
ÇKP'nin "tabu"su
"Demir Leydi" namıyla bilinen dönemin İngiltere başbakanı Margaret Thatcher Hong Kong'un yeni statüsünün belirlenmesi için müzakereler başlamadan önce Çin'e devrinden sonra bile Hong Kong'un İngiliz idaresi altında kalmasını kabul ettirebileceğini umuyordu. [2]
24 Eylül 1982'de Deng Xiaoping ile yaptıkları görüşmede bu hayalinin ne kadar beyhude olduğunu anlayacaktı: Deng müzakareler olumlu sonuçlanmazsa en fazla iki yıl içinde Çin''in Hong Kong'u geri alma kararını tek taraflı olarak ilan edeceğini söyleyerek askeri çözüme baş vurmaktan kaçınmayacaklarını net olarak ortaya koydu.[3]
ÇKP için toprak bütünlüğü konusunun bir nevi tabu olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Tayvan ise, 2017'den itibaren Xi Jinping'in gündeminde ilk sıralarda yer almaya başladı. Xi, ÇKP'nin 19. Kongresi'nde bu konuyu dikkati çekecek bir şekilde vurgulamıştı:[4]
"Ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünü kararlılıkla koruyacağız ve ülkenin bölünme trajedisine kesinlikle müsamaha göstermeyeceğiz. Anavatanı bölmeyi amaçlayan herhangi bir faaliyete tüm Çin halkı şiddetle karşı çıkacaktır. Her türlü "Tayvan bağımsızlığı" niyetini yenmek için sağlam bir iradeye, inanca ve yeterli kapasiteye sahibiz. Hiçbir kişinin, hiçbir örgütün, herhangi bir siyasi partinin, herhangi bir zamanda, herhangi bir biçimde, Çin topraklarının herhangi bir parçasını Çin'den ayırmasına asla izin vermeyeceğiz."
2021'de ÇKP'nin 100. Kuruluş yıl dönümde yaptığı konuşmada ise kırmızı çizgileri daha da netleştirdi: [5]
Tayvan sorununu çözmek ve Çin'in tam olarak yeniden birleşmesini gerçekleştirmek, ÇKP'nin tarihi bir misyonu ve sarsılmaz bir taahhüdüdür. Aynı zamanda Çin ulusunun tüm oğullarının ve kızlarının ortak arzusudur. Tek Çin ilkesini ve 1992 Mutabakatı'nı destekleyeceğiz ve barışçıl ulusal yeniden birleşmeye ulaşacağız. Tayvan Boğazı'nın her iki yakasındaki yurttaşlar olarak hepimiz bir araya gelmeli ve birlikte hareket etmeliyiz. "Tayvan bağımsızlığına" yönelik her türlü girişimi tamamen yenilgiye uğratmak için kararlı adımlar atmalı ve ulusal canlanma için parlak bir gelecek yaratmak üzere birlikte çalışmalıyız. Çin halkının ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunma konusundaki kararlılığını, iradesini ve yeteneğini kimse küçümsememelidir.
1982 yılında henüz bugünküne kıyasla çok daha cılız bir silahlı kuvvetlere sahip olduğu dönemde bile toprak bütünlüğü için savaşı göze alan ÇKP, bugün de aynı kararlılığı göstermekten çekinmeyecektir.
Yani "Çin Tayvan'a müdahale eder mi" sorusu doğru sorulmuş bir soru değildir. Çin er ya da geç Tayvan'ı kendi egemenliği altına almak üzere harekete geçecektir.
Soru bunu ne zaman yapacağıdır.
* * *
Xi Jinping ve ÇKP'nin Pelosi'nin ziyaretini sineye çekmeleri bir anlamda eşyanın tabiatına aykırıdır.
Bunun Çinli yetkilerde artık nihai çözümün gerekliliği konusunda bardağı taşırıcı bir etki yaratmış olması da kuvvetle muhtemeldir.
Kısacası bu ziyaret, 2049'da idrak edilecek Çin Halk Cumhuriyeti'nin 100. Kuruluş yıl dönümü hedeflerinden biri olan "Tayvan'ın ana vatana katılması" projesini ÇKP'nin gündemine "çok daha kısa vadede" gerçekleştirilmek üzere getirecek gibi gözüküyor.
[1] Opinion: Nancy Pelosi: Why I'm leading a congressional delegation to Taiwan, The Washington Post, 2 Ağustos 2022
[2] In Hong Kong, Mixed Memories of Thatcher, The Wall Street Journal, 9 Nisan 2013
[3] The secret negotiations that sealed Hong Kong's future, CNN, 22 Haziran 2017
[4] 习近平强调,坚持"一国两制",推进祖国统一 : http://www.xinhuanet.com//politics/19cpcnc/2017-10/18/c_1121820960.htm
[5] 习近平:在庆祝中国共产党成立100周年大会上的讲话 : http://www.xinhuanet.com/2021-07/15/c_1127658385.htm
Cevdet Kadri Kırımlı İzmir’de doğdu. Yurtiçinde ve yurtdışında farklı şirketlerde yöneticilik yaptı. Çin’de ve Hong Kong’da yaşadı. |