Cevdet Kadri Kırımlı

27 Ağustos 2024

"Kara kedi, beyaz kedi hiç fark etmez; fareyi yakalıyorsa iyi kedidir"

Deng'in 120. doğum günü ülkede biraz dostlar alışverişte görsün kabilinden kutlandı demek abartı olmaz

2 Şubat 1979'da Teksas'ta bir rodeo gösterisini izleyen Deng Xiaoping kendisine hediye edilen kovboy şapkasını reddetmiyor...

22 Ağustos geçen yüzyılın en önemli liderleri sıralamasında kanımca "ilk on"da yer alan Deng Xiaoping'in (邓小平) 120. doğum yıl dönümüydü. Mesellerle konuşmayı seven Deng'i en iyi özetleyen tanımlama kendi kadar meşhur olan cümle şöyle: "Kara kedi, beyaz kedi hiç fark etmez; fareyi yakalıyorsa iyi kedidir (黑貓白貓, 能抓耗子的就是好貓)"

Deng son derece pragmatik bir ilderdi. Ama aynı zamanda kendini komünist olarak tanımlayan ve Çin Komünist Partisi (ÇKP)'nin mutlak iktidarının elzem olduğuna inan bir lider.

Birini söndürüp diğerini yakmacasına sigara içen, 152 boyunda, kovboy şapkası takıp poz vermekte beis görmeyen, kompleksiz ve sempatik görünümlü Deng'in munis haline bakıp yanılanlar oldu. Örneğin Tiananmen Meydanı'da daha fazla siyasal reform talebiyle toplanmış olan kalabalığın kanlı bir şekilde dağıtılması kararını vermesini pek kimse beklemiyordu.

Hong Kong'un Çin'e devredilmesi müzakereleri (1982-84) esnasında onunla görüşen "Demir Leydi" namıyla bilinen dönemin İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher da Çin'e devrinden sonra bile buranın İngiliz idaresi altında kalmasını kabul ettirebileceğini umuyordu…

* * *

Mao'nun 1976'da ölümün ardından Çin önemli bir dönüm noktasındaydı. On yıldır devam eden kontrollü iç savaş mahiyetindeki Kültür Devrimi(1966-76) ülkenin hem insan sermayesini hem de ekonomik kaynaklarını tarumar etmişti. Ekonomik maliyet Çin devlet sektörünün 1949'dan 1979'a kadar biriktirdiği tüm sabit varlıkların değerinden daha fazlaydı.

İnsan sermayesi anlamında kayıpları tam olarak ortaya koymak ise daha zor. On yıl boyunca resmi rakamlara göre 1.728.000 kişi "doğal olmayan" şekilde ölmüştü. Sakat kalanların sayısı ise 7 milyondan fazlaydı.[1] Eğitim yıllarca aksamış, yüz binlerce genç ölmüş ya da sakat kalmştı.

Öğretmenler ve akademisyenler dışında ülkenin önemli entelektüelleri ve kültür insanları da bundan nasibini almıştı. Casus ya da sağcı olarak yaftalanıp aşağılanan, işkence gören pek zor yazar, müzisyen, tiyatrocu ya intihar etmiş ya da kötü muamele sonucu ölmüştü.

Çin, kişi başına milli gelirin 165 dolar dolar olduğu,[2] açlık tehdidinin kol gezdiği bir üçüncü dünya ekonomisiydi. Henüz 16 yaşındayken öğrenci olarak Fransa'ya gidip [3] Birinci Dünya Savaşı'ndan yeni çıkmış ekonomik çöküntü içindeki Avrupa'nın çalkantılı bir döneminde 6 yıl geçiren Deng ekonomik sorunların yıkıcı siyasi etkilerine yakından tanık olmuştu. Nüfusun büyük bölümünün on yıllardır açlık sınırında yaşadığı Çin'de ÇKP'nin bu gidişle iktidarını sürdürmesinin zor olacağını görüyordu. 

İşte bu ahval ve şerait altında Mao'nun ölümünden ardından sessiz sedasız süren iktidar mücadelesinden sonra liderliği ele aldı.

İki yıl sonra da 1978'te Reform ve Açılım (改革开放) politikasını başlattı.  

"Taşları hissederek nehri geçmek" (摸着石头过河)[4] düsturuyla piyasa ekonomisine geçiş süreci başlıyordu.

"Kara kedi, beyaz kedi hiç fark etmez; fareyi yakalıyorsa iyi kedidir" sözü "ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek için kapitalist yöntemler kullanmak gerekiyorsa varsın kullanalım" bağlamında söylenmişti.

Tabii olay "kapitalizmi benimsiyouz" şeklinde ifade edilmedi. Deng 1982'de ÇKP'nin 12. Ulusal Kongresi'nin açılış konuşmasında gerçekleştirilen pratiğin teorisini şu sözlerle yapıyordu: [5]

Modernizasyon hamlemiz Çin'in gerçeklerinden başlamalıdır. Hem devrim hem de inşada, yabancı deneyimlerden öğrenmeye ve bunlardan yararlanmaya özen gösterilmelidir. Ancak, diğer ülkelerin deneyimlerini ve modellerini kopyalamak ve yeniden üretmek hiçbir zaman başarılı olmamıştır. Biz bu konuda pek çok ders çıkardık. Marksizmin evrensel gerçeklerini ülkemizin somut gerçekleriyle birleştirmek, kendi yolumuzu izlemek ve Çin özelliklerine sahip sosyalizmi (中国特色的社会主义)[6]  inşa etmek, uzun tarihsel deneyimimizden çıkardığımız temel sonuçlardır.

Bundan sonra Çin Karakterli Sosyalizm (中国特色社会主义) Parti jargonunda baş köşede bir yer edinecekti.

Deng'e göre piyasa ekonomisine geçmenin kapitalizmle alakası yoktu:

Planlamanın piyasa güçlerine oranı, sosyalizm ile kapitalizm arasındaki temel fark değildir. Planlı bir ekonomi, sosyalizme eşdeğer değildir, çünkü kapitalizmde de planlama vardır; piyasa ekonomisi kapitalizm değildir, çünkü sosyalizmde de piyasalar vardır. Planlama ve piyasa güçleri, ekonomik aktiviteyi kontrol etmenin araçlarıdır. Sosyalizmin özü, üretici güçlerin özgürleşmesi ve gelişmesi, sömürü ve kutuplaşmanın ortadan kaldırılması ve herkes için nihai refahın elde edilmesidir. Bu kavram netleştirilmelidir. Menkul kıymetler ve borsa iyi mi kötü mü? Herhangi bir tehlike içeriyorlar mı? Bunlar kapitalizme özgü mü? Sosyalizm bunlardan faydalanabilir mi? İnsanların çekincelerini muhafaza etmelerine izin veriyoruz, ancak bunları denemeliyiz. Bir ya da iki yıllık denemeden sonra uygulanabilir oldukları kanıtlanırsa, bunları genişletebiliriz.

(...)

Çin karakterli sosyalizme giden yolda ilerleyeceğiz. Kapitalizm yüz yıllardır gelişiyor. Oysa sosyalizmin inşasına şunun şurasında ne zaman başladık ki? [7]

"Partinin temel çizgisine yüzyıllarca tereddüt etmeden bağlı kalın". Deng Xiaoping'in Shenzhen'de Lizhi Park'ta bulunan 30x10m ebadındaki panosunda onun bu sözü yer alıyor. 1992'de henüz Deng sağ iken yerleştirilen bu panonun ilk halinde onun bir başka sözü bulunuyordu: "Sosyalizm konusunda ısrar etmemek, reform yapmamak, açılım yapmamak, ekonomiyi geliştirmemek ve insanların geçim koşullarını iyileştirmemek ancak çıkmaz bir yol olabilir."

* * *

Malum, piyasa ekonomisine geçişle birlikte insanlık tarihinin en büyük kitlesel göçü yaşanacaktı. 1980-2020 arasında yani 40 yıl içinde yaklaşık 300 milyon kişinin kırsal kesimden kentlere göç ettiği tahmin ediliyor. Şehirlere göçenler fabrikalar için ucuz emek kaynağı oldu. Böylece pek çok mal o zamana kadar mümkün olmayan ucuzlukta üretilir hale geldi. Bu bir yandan müthiş bir ihracat büyümesine yol açarken mülkiyet edinme hakkının verilmesine paralel olarak şehirlere göçenlerin yarattığı müthiş emlak talebiyle birlikte insanlık tarihinde benzeri olmayan bir büyüme dönemi meydana geldi.

Rejimi Mao kurdu ama bugünkü mevcut rejimin asıl babası Deng'dir denebilir.

* * *

Deng'in 120. doğum günü ülkede biraz dostlar alışverişte görsün kabilinden kutlandı demek abartı olmaz. Parti bünyesindeki resmi toplantılar dışında devlet televizyonu CCTV'de haberlerde yer aldı. Ama Çin'in Twitter'ı Weibo gibi sosyal medya uygulamalarında konu hiç köpürtülmedi.

Toplumun geniş kesimlerine yönelik olarak yapılan en önemli etkinliğin 120. doğum yıldönümü nedeniyle çıkarılan pullar olduğu söylenebilir.

Deng Xiaoping'in 120. Doğum yılı nedeniyle çıkarılan pullarda hayatının 4 önemli evresi yer alıyor: İlki Avrupa'daki öğrencilik ve işçilik yılları. İkincisi ÇKP saflarında askeri dönemi. Üçüncüsü 1978'de "Bilim Baharı"ını başlatması. Sonuncusu ise Reform ve Açılım dönemi.

Xi Jinping, Deng'in hakkını "Partinin ve devletin çalışma merkezini ekonomik inşaya kaydırma kararı, Reform ve Açılımı uygulamaya yönelik tarihi kararı, parti tarihinde geniş kapsamlı öneme sahip büyük bir dönüm noktasıdır" [8] şeklinde teslim ediyor etmesine ama pratikte ona Mao kadar görünürlük verilmesinin bile önünü açmıyor. 

Kanımca ayrı bir yazı konusu olacak kadar teferruatlı kişisel nedenlerden kaynaklanıyor bu durum.


[1] 建国以来历次政治运动事实\ (Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana tüm siyasi hareketlerin gerçekleri), 1984

[2] 1976 verisi. Dünya Bankası. https://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.PCAP.CD?locations=CN

[3] Deng Xiaoping henüz 16 yaşındayken 1920 yılının Aralık ayında bir grup Çinli öğrenciyle birlikte gemiyle Fransa'ya gitmiş, burada 1926 Ocak'ına kadar hem orta öğrenimine devam etmiş hem de Renault dahil çeşitli fabrikalarda çalışmıştır. 1923 yılında Avrupa'daki Çinli Komünist Gençlik Birliği'ne 1924'te Çin Komünist Partisi'ne katılmıştır.  Nora Wang,  Deng Xiaoping: The Years in France, The China Quarterly, Sayı: 92 (Aralık, 1982), sayfa. 699-700, Cambridge University Press

[4] Taşları hissederek nehri geçmek (摸着石头过河) " Bizdeki yoğurdu üfleyerek yemenin muadili sayılabilecek, temkinli bir şekilde ilerlemek anlamında kullanılan anonim bir söz. 1984'ten itibaren Deng Xiaoping tarafından sıkça kullanıldığından popüler hale gelmiştir.

[5] https://www.ccdi.gov.cn/special/19da/lcddh_19da/12da_19da/201710/t20171013_108926.html

[6] Deng'in kullandığı "中国特色的社会主义" Türkçeye aslında "sosyalizmin Çin karakterli hali" diye çevrilebilir. Bugün kullanılan "中国特色社会主义" ise "Çin karakterli sosyalizm" anlamında özel bir isimdir.

[7] Excerpts from Talks Given in Wuchang, Shenzhen, Zhuhai and Shanghai, 18 Ocak-21 Şubat 1992, http://www.china.org.cn/english/features/dengxiaoping/103331.htm

[8] 习近平:在纪念邓小平同志诞辰120周年座谈会上的讲话 (Xi Jinping: Yoldaş Deng Xiaoping'in doğumunun 120. yıl dönümü anma sempozyumunda konuşma), https://www.gov.cn/yaowen/liebiao/202408/content_6969972.htm

Cevdet Kadri Kırımlı kimdir? 

İzmir'de doğdu.

Yurt içinde ve yurt dışında farklı şirketlerde yöneticilik yaptı.

Çin'de ve Hong Kong'da yaşadı.

"Çin Mucizesinin Sonu mu? Uyuyan Arslan Kağıttan Kaplan" adlı bir kitabı (İletişim Yayınları) vardır.