2010 yılında EDROM, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politikalar Forumu ve Anadolu Kültür tarafından başlatılan ‘Roman Topluluklar İçin Bütünlüklü Sosyal Politikalar Geliştirme Projesi’ bir dizi etkinlikle sonlandırıldı. Proje çerçevesinde Türkiye’nin farklı yerlerinde gerçekleştirilen araştırma sonucu “Sosyal Dışlanmanın Roman Halleri” kitabı yayınlandı. Yayın daha önce Sosyal Kültürel Yaşamı Geliştirme Derneği’nin “Romanlar ve Sosyal Politika” adlı çalışmasında dile getirilen sorunların daha geniş kapsamlı incelenmesi ve güncellenmesi özelliğini taşıyor. Araştırma raporu üç bolümden oluşuyor; İlk bölümde Roman anlatıları ile sosyal dışlanma pratikler; Roman algısı ve mekânsal damgalanma, ekonomik yaşamdan dışlanma ve Romanların emek piyasaları ile ilişkileri, hizmetlere erişim, eğitim, sağlık, sosyal yardımlara erişim, belediye hizmetlerine erişim konusunda farklı illerdeki uygulamalar gündeme getiriliyor. İkinci bölümde Romanlara yönelik sosyal politikalar güvenceli işlere erişim, eğitime eşit katılım, düzenli bir asgari gelir ve sağlık hakları çerçevesinde tartışılıyor. Son bölümde Romanların toplumsal katılımı konusunda öneriler geliştiriliyor.
Kitaba http://www.spf.boun.edu.tr/content_files/Roman_Kitap_TR.pdf adresinden erişilebilir.
Roman Toplulukları İçin Sosyal Politika Konferansı
Roman açılımı sonrasında düzenlenen en geniş katılımlı etkinlik olması, Avrupa Komisyonu İstihdam, Sosyal İşler ve İçerme Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü, , Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Kurumsal Gelişim ve Sivil Toplum Bölümü, Roman STKları ve Türkiye’den ve Avrupa’dan farklı sivil toplum örgütlerinin katılımı ile gerçekleştirilen konferans Roman Açılımı sonrasında düzenlenen en önemli toplantılardan biri oldu.
Konferans Romanlar ile ilgili sorunların ve olası çözümlerin Avrupa’daki iyi örnekler üzerinden ele alınarak gerçekleştirilmesi yönünde kapsamlı bir çalışmayı gündeme getirdi. Konferansta katılımcılar Romanlar ile ilgili sosyal politika geliştirilmesinde aşağıdaki alanları öne çıkarttılar.
- Aile hekimleri üzerinden çocukların izlenmesi ve okullaşmaya katkı sağlanması.
- Yeni mekânların açılması; çocuklara yönelik hizmet verecek yoksunlukların azaltılacağı mekânların oluşturulması.
- Sivil toplum kuruluşlarının oluşturulması ve var olanların güçlendirilmesi, kaynak sağlanması, politika oluşturma ve uygulama süreçlerine katılmaları.
- İnsan bedeni ve ruhuna saldırı olan ayrımcılık değersizlik, utanç, yersizlik, yurtsuzluk ve ait hissetmeme ile sonuçlanıyor. Bu çerçevede önyargıların kırılması ile ilgili olarak bölgesel düzeyde Roman ve diğer STK’ların birlikte çalışmalar yapması. Romanların kendilerini Roman olmayanlara anlatması.
- Bölgesel Kalkınma Ajanslarının sosyal içerme çalışmaları yapmaları. Bu süreçte Roman STK’larının bulundukları bölgelerde ajansların eylem planlarının oluşturulma süreçlerine dâhil edilmeleri.
- Roman STK’larının bir üst yapı oluşturarak Romanların dışlanmalarına karşı bir eylem planı geliştirerek hükümete ve kamu kurumlarına aktarmaları.
- İşsizlik konusunda mevcut politika ve uygulamalar Romanların sorunlarını çözmekten uzak olduğu için kota ya da pozitif ayrımcılık örneklerinin gündeme getirilmesi.
- Roman araştırma merkezlerinin geliştirilmesi ve bu merkezlerde Roman araştırmacılarının çalıştırılması.
- Roman olmayan kuruluşların çalışmaları önemli. Bu kuruluşlarla birilikte yerinde hizmet veren kurum ve STK’ların artması ve mevcut kuruluşların desteklenmesi.
- Sosyal alanların geliştirilerek cemiyet yapılanmasından sivil toplum yapılanmasına doğru bir hareketin başlatılması.
- Ulusal düzeyde makro politikalar geliştirilmesi ve kamu çalışanlarında sorunun boyutları konusunda farkındalık yaratılması.
- Roman topluluklarının bulundukları yerlerde çalışmalar yapılması, iyileştirmelerin hayata geçirilmesi.
- Kısa vadede ekonomik çözümler öne çıkarken uzun vadede eğitim ile ilgili çalışmalar öne çıkmaktadır. Bu çerçevede uzun vadede algılar ve bakış açılarının değiştirilmesi, Roman topluluklarda özgüven oluşumunun sağlanması, kentsel rantın adil dağıtılması, Roman çocuklarının devam ettiği okulların şartlarının düzeltilmesi öne çıkan öneriler arasındadır.
- Ulusal Roman kültür festivalinin yapılması.
- Yerel yönetimlerin sosyal politika uygulamalarının artırılması.
- Çözümlerin boyutuna göre yerel yönetimler mikro düzeyde politikalar geliştirirken merkezi yönetim makro politikaları oluşturmalı.
- Roman STK’larının yerel yönetimlere baskı yaparak çalışmaları sağlanmalı.
- Mekânsal politikaların iyileştirme ve sosyal içerme çerçevesinde geliştirilmesi.
- Sosyal hareketliliğe imkân verecek politikaların geliştirilmesi.
- Yoksulluk zincirinin kırılması
- Roman acılımı ve kamu kurumlarının yürüttüğü çalışmalara STK’ların dâhil edilmesi ve Roman STK’larının gözlemciliğinin kabul edilmesi.
Bir Yerel Yönetim Sosyal İçerme Uygulaması
Konferans deneyim paylaşımı ve yeni uygulamaların gündeme getirilmesi açısından önceki çalışmalardan farklı özellikleri içerdi. İŞKUR’un işsizlikle ilgili yeni uygulamalar başlatacak olması ve yerel yönetimlerde örnek uygulamaların gündeme gelmesi önümüzdeki dönemde örneklerin çoğalması açısından umut verici.
Sur Belediye başkanı Abdullah Demirbaş çok kültürlülük konusunda Türkiye’de fark yaratan cesur uygulamaları ile öne çıkıyor. Romanlar ve Domlardan özür dilenmesi gerektiğini dile getiren Demirtaş bu sorunları yaşayanlara iktidarca bir yaklaşımla bizlerin neden olduğunu belirtiyor. Sorunların yerinde tespit edilip yerinden müdahale etmek, birlikte çözüm bulup birlikte uygulamalar yapmak gerektiğini, Sur Belediyesi’nin bu ilke çerçevesinde çalışmalar yapığını dile getirdi. Yerel yönetim hizmetlerinde yaşayan tüm topluluklara eşit davranılması için politikalar geliştirip uyguladıklarını ancak bu çabanın sorunların çözümü için yeterli olmadığını belirten Demirtaş, Domanilerin hala bir anadil sorunu olduğuna dikkat çekti. Roman toplulukları bulundukları toplumların dillerinin asimilasyonuna uğradıkları için sıkıntının devam ettiğini bu anlamı ile kültürel alanda gelişmelerine imkân verecek öneriler dile getiren Demirtaş kendilerinin bu alanda Sur Belediyesi olarak çok dilli Belediyecilik anlayışını Türkiye’de ilk başlatan kurum olduğuna dikkat çekti. Bu yaklaşımla ötekileştirmeyi azaltarak farklılıkların azaltılmasına katkı sunduklarını dile getiren Demirtaş, eşitlik ve istihdam müdürlüğü kurularak farklı toplumsal kesimlere hizmet sunumunu başlattıklarını belirtti. Ayrımcılığın giderilip eşitliğin geliştirilmesi için politikalar üreterek çok sesliliğin farklılıkların korunması ilkesinde içerilmesini savunan Demirtaş örnek bir uygulama olarak Belediye Meclisi’ne paralel olarak danışma meclisi özelliğinde Kırklar Meclisi girişimini veriyor.
Romanların Açmazları
Konferans İspanya ve Romanya örnekleri ile Romanları statülerinin tartışılmasını gündeme getirmiştir. İspanya’da vatandaşlık temelli bir yaklaşım gündemdeyken Ana Oprişan’ın sunduğu Romanya örneğinde azınlık statüsü çerçevesinde çalışmalar gündeme geldi. Ulus olma özelliği ve ana dil gibi konular gündeme geldiğinde Roman dernekleri anadilde eğitim talep etmediklerini vatandaşlık temelli bir arayış içinde olduklarını dile getirdiler.
Romanlara yönelik ayrımcılığın kurumsallaşmasındaki temel nedenlerden biri de hak arama süreçlerinin vatandaşlık durumlarını etkileyecek olumsuz sonuçlar doğuracağı korkusu nedeni ile ertelenmesidir. Bu çerçevede her toplantıda Roman topluluklarının temsilcilerinin ‘iyi vatandaş’ olduklarını ispatlama gayreti rutin bir pratik olarak devam ediyor. Kamu ile olan ortak toplantılarda yaşadıkları ayrımcılıklar bariz olmasına, yerel yönetim hizmetlerinden yeterince faydalanmıyor olmaları, gentrification-soylulaştırma çalışmaları ile kentlerde yaşam yerlerinden kovulmaları, eğitim sağlık ve diğer sosyal alanda yaşadıkları sıkıntılar gündeme geldiğinde kamunun gazabını çekmemek için asli vatandaş oldukları yönde açıklamaları gündeme getirerek mevcut politikaların kalıcılaşmasına katkıda bulunuyorlar.
Kültürel alanda festival ve benzeri alanların geliştirilmesi ve Roman kültürünün araştırılması temel talepler. Hak temelli bir arayış, anadil gibi konular Romanların vatandaşlık algılarını zedeleyecek girişimler olarak algılandığı için çoğu zaman topluluk temsilcileri ‘devletten daha devletçi’ bir yaklaşımla kendi durumlarını meşrulaştırarak dışlanmalarına neden olan yapısal sorunlardan çok geçici çözümlere uğraşıyorlar.
Roman açılımı ve sonrasında dile getirdikleri taleplerin somut politikalara dönüşmemesinden duydukları sıkıntıyı gündeme getirmekle birlikte açılım konusundaki yüksek beklentilerini koruyorlar. Temel sıkıntı olarak açılım sonrası dönemde muhatap bulamamak. Önümüzdeki dönemde Roma sivil toplum kuruluşları ortak bir yol haritası ile kamuya vaatlerini hatırlatmaya hazırlanıyorlar.