Celal Özcan

02 Ekim 2012

Borçlanmalar hangi durumda emeklilik yaşını düşürür?

Sosyal güvenlik mevzuatına göre çalışanların sosyal güvenlik sistemine ilk defa tabi oldukları tarihten önceki veya...

Sosyal güvenlik mevzuatına göre çalışanların sosyal güvenlik sistemine ilk defa tabi oldukları tarihten önceki veya sonraki primi ödenmemiş olan bazı süreleri sonradan borçlanarak emeklilik işlemlerinde değerlendirebilme hakları bulunmaktadır.

Borçlanılabilecek olan bu süreler yurt içinde olabileceği gibi, yurt dışında da geçmiş olabilir.

Hemen belirtelim ki, borçlanılan süreler bazı durumlarda sigortalılının lehine olacak şekilde emeklilik için gerekli olan prim ödeme gün sayısını ve emeklilik yaşını düşürme gibi çift etki sağlarken, bazı durumlarda da sadece prim ödeme gün sayısının artırılmasına imkan vermektedir.

Bu çervevede, eğer borçlanılacak olan süreler, ilk sigortalılık başlangıcından önce ise, ilk sigortalılık başlangıç tarihi borçlanılan süre kadar geriye götürülmekte ve bulunan yeni tarihe göre de emeklilik şartları (sigortalılık süresi+prim ödeme gün sayısı+yaş) belirlenmektedir.

Bu durumda, borçlanılacak olan sürenin uzun veya kısa olup olmamasına göre sigortalının lehine olacak şekilde emeklilik için gerekli olan yaş şartı ve prim ödeme gün sayısı düşebilmektedir.

 

Sosyal güvenlik yönünden borçlanılabilecek süreler

 

Borçlanmalar sosyal güvenlik mevzuatında en son 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 41 inci maddesinde düzenlenmiş ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları da Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nde açıklanmıştır.

Buna göre;

-Kanunları gereği verilen ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri

-5510/4-a (SSK) kapsamındaki sigortalı kadının, iki defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla hizmet akdine istinaden işyerinde çalışmaması ve çocuğunun yaşaması şartıyla talepte bulunulan süreleri,

- Er veya erbaş olarak silah altında veya yedek subay okulunda geçen süreleri,

-5510/4/c (Emekli Sandığı) kapsamında olanların, personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,

-Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri,

-Sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj süreleri,

-Sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,

-Grev ve lokavtta geçen süreleri,

-Hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreleri,

-Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçirdikleri süreleri,

-4857 sayılı İş Kanununa göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri,

borçlanılabilmektedir.

Bu borçlanmalardan bazıları özelliği ve kanun hükmü gereğince ilk sigortalılık başlangıcından önceki bazı süreleri kapsamamakta, başka bir ifadeyle borçlanma imkanı bulunmamaktadır.

Örneğin;SSK sigortalısı olarak çalışan kadınların ilk defa sigortalı oldukları tarihten önce yaptıkları doğumları borçlanma imkanları bulunmamaktadır. Bu durum, doğum borçlanması ile ilk sigortalılık başlangıcının geriye götürülemeyeceği, dolayısıyla doğum borçlanması yapmak suretiyle daha düşük bir yaşta emekli olmanın mümkün olmadığı  anlamına gelmektedir.

Yine, seçim kanuna göre istifa edenler veya grev ve lokavta katılanlar için, istifa veya grev ve lokavt tarihi mutlaka ilk defa sigortalı olunan tarihten sonra olacağından, bu tür borçlanmalarda da sigortalılık başlangıcının geriye götürülmesi imkanı bulunmamaktadır.

Yukarıda belirtilenler dışındaki borçlanmalarda, sigortalılık başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlanma yapılması durumunda, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye gidilmek suretiyle tespit edilmektedir.

Örneğin; 1/1/2008-1/7/2009 tarihleri arasında askerlik hizmetini yapan ve 15/10/2010 tarihinde ilk defa çalışmaya başlayan sigortalının askerlik hizmetini borçlanması halinde askerlik yaptığı süre ilk işe giriş tarihinden önce olduğu için sigortalılık başlangıcı, ilk işe giriş tarihinden borçlanılan süre kadar geriye gidilerek belirlenecek ve sigortalılık başlangıcı 15/4/2009 tarihi olacaktır.

Bu tür borçlanmalar bazen emeklilik şartları yönünden oldukça önem arz etmektedir. Özellikle 08/9/1999 tarihinden önce ilk defa sigortalı olarak işe girilmiş ve askerlik de ilk defa işe girildiği tarihten önce yapılmış ise, borçlanma durumunda, kademeli emeklilik yaşı geçiş düzenlemelerine göre muhtemelen emeklilik şartları sigortalı lehine düşmüş olacaktır.

Örneğin;Sigortalı olarak ilk defa 1/12/1991 tarihinde işe girmiş olan erkek sigortalının normal emeklilik şartları 25 yıl sigortalılık süresi, 53 yaş ve 5600 prim ödeme gün sayısıdır. Ancak bu sigortalı askerliğini işe girmeden önce 1/6/1989-31/10/1990 tarihleri arasında yaptığı ve 16 aylık askerlik süresinin tamamını da borçlandığı varsayıldığında, ilk sigortalılık başlangıcı borçlanılan süre kadar geriye doğru götürülecek ve yeni sigortalılık başlangıcı 1/8/1990 tarihi olacaktır ki, bu durumda da emeklilik şartları 25 yıl sigortalılık süresi, 52 yaş ve 5525 prim ödeme gün sayısı olacaktır.

 

Yurtdışı borçlanmasında sigortalılık başlangıcının tespiti ve emeklilik şartlarına etkisi

 

Çalışanların sıkça yaptıkları borçlanmalardan biri de “yurt dışı borçlanması”dır. Yurt dışı borçlanmaları “3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanuna” göre yapılmaktadır.

Bu Kanuna göre; sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki sürelerin borçlanılması durumunda sigortalılık başlangıç tarihinin, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmesi öngörülmüştür.

Örneğin;Herhangi bir kişinin sigortalı olarak ilk defa 1/1/2001 tarihinde çalışmaya başladığı, bu tarihten önce de 1/7/1996-31/12/2000 tarihleri arasında Amerika’da çalıştığı ve bu ülkede geçen 4 yıl, 6 aylık  hizmetini borçlandığı varsayıldığında, yurtdışında geçen hizmetleri ilk defa sigortalı olduğu tarihten önce olduğundan, sigortalılık süresinin başlangıcı 4 yıl, 6 ay geriye gidilmek suretiyle 1/7/1996 tarihi olarak bulunacak ve emeklilik şartları da bu yeni tarihe göre belirlenecektir.

Diğer yandan, 3201 sayılı Kanuna göre Türkiye'de sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayanların sigortalılık başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten, sigortalı ölmüş ise ölüm tarihinden, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilmektedir.

Örneğin;Herhangi bir kişinin Türkiye’de sigortalılık çalışmasının olmadığını, ancak 1/1/2000-31/12/2025 tarihleri arasında Almanya'da çalıştığı bu süreleri borçlandığı ve borcunu da  1/7/2028 tarihinde  ödediği varsayıldığında, bu kişinin sigortalılık başlangıcı 1/7/2003 tarihi olacak ve emeklilik şartları da bu yeni tarihe göre belirlenecektir.

Burada sıkça sorulan ve tereddüt edilen bir konuya açıklık getirilmesinde de yarar görülmektedir. Bu konu ise, Türkiye ile ikili sosyal güvenlik sözleşmesi olan ülkelerde çalışılmış olmasına rağmen, kişinin daha önce Türkiye’de hiç çalışmasının bulunmaması halinde, emeklilik şartları açısından yabancı ülkedeki sigortalılık başlangıç tarihinin dikkate alınmaksızın, sigortalılık başlangıcının borçlanma bedelininin ödendiği tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülmek suretiyle tespit edilecek olmasıdır.

Daha açık ifaderle, SGK uygulamasında ülkemiz ile aralarında ikili sosyal güvenlik sözleşmesi olsa dahi, kişinin Türkiye’de hiç sigortalılık çalışması yoksa, yabancı ülkedeki çalışma tarihi ilk sigortalılık başlangıcı olarak dikkate alınmamaktadır.

Esasen, bu husus bazı sosyal güvenlik uzmanlarınca eleştirilmekte ise de olaya ikili sosyal güvenlik sözleşme hükümleri çerçevesinde  bakıldığında, bu uygulamanın yanlış olmadığı düşünülmektedir.

Zira, ikili sosyal güvenlik sözleşme hükümlerinin uygulanabilmesi için başka bir ifadeyle yurtdışındaki sigortalılık başlangıcının Türkiye’de ilk sigortalılık başlangıcı olarak dikkate alınabilmesi için, kişinin her iki ülkede de sigortalılık çalışmasının olması gerekmektedir. Dolayısıyla, sadece bir ülkede sigortalılık çalışması varsa ikili sosyal güvenlik sözleşmesi hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır.

Dolayısıyla, Türkiye ile ikili sosyal güvenlik sözleşmesi olan ülkelerde çalışan, ancak Türkiye’de hiç sigortalılık çalışması bulunmayan kişilerin, bu ülkelerdeki çalışmalarını sigortalılık başlangıcı olarak saydırmak istiyorlarsa Türkiye’ye döndükten sonra mutlaka kısa süreli de çalışmaları gerekmektedir.