Esenyurt'ta kayyıma karşı Demokrasi Nöbeti'ne katılanlar...
31 Mart seçimlerinde, neredeyse her iki Esenyurt seçmeninden birinin oyunu alan (Yüzde 49,05) görevden alınan belediye başkanı Ahmet Özer’in yerine kayyım atanmasının üzerinden 55 gün geçti.
CHP’nin demokrasi nöbeti de 55 gündür Esenyurt ilçe binasının önündeki meydanda devam ediyor.
O nöbeti bir grup aydın, yazar, sanatçı, iş insanı, siyasetçi, sivil toplum temsilcisi ziyaret etti; tıpkı kayyım atanan Batman ve Mardin ziyaretleri gibi…
CHP Esenyurt İlçe Başkanlığı’nın bulunduğu iş hanının önünde polis toması beklerken, bariyerler de memleketin haline dair çok şey söylüyor.
Konuştuğum Esenyurt Belediyesi CHP Meclis Grup Başkanı Saadettin Yıldırım anlattıkları da durumu tarif eder nitelikte:
“Esenyurt baştan beri bu işin içine giremedi. Partimiz ve ilçe örgütümüz bu işin içinde… Çünkü korku var. Polis barikatları var. İnsanlar kameraya çekiliyor. Bir de insanlar yoksul. Buraya gelmenin ekonomik bir maliyeti de var. Ama esnaf ya da pazar gezdiğimizde bizi desteklerini söylüyorlar. Bizim 15 gün sonra bu işten vazgeçeceğimizi düşünüyorlardı. Hatta kayyım bey demiş ki ‘15 gün direnirler sonra bırakırlar.’ Ama şunu bilmiyor, burada gönüllü ve emekçi insanlar var. Parayla ya da yardımla buraya gelmiyorlar. Bir kişi de kalsak bu nöbeti sürdüreceğiz.”
CHP İl Başkanı Özgür Çelik Esenyurt'ta Demokrasi Nöbeti'nde yazar ve aydınlarla birlikte...
Ahmet Özer’in tutuklanması ve görevden alınması sonrası yapılan anketten söz ettiler, desteğin yüzde 80’lerden 90’lara çıktığını ifade ettiler.
Hatta Esenyurt Kaymakamı’nın da bir toplantıda “Esnaf halk rahatsız, kayyım istemiyor” dediğini aktardılar.
Kayyım sonrası belediyedeki durumu da sordum, ki bunu CHP İl Başkanı Özgür Çelik de ifade etti.
Yaklaşık 250 belediye çalışanı ki bunlar memur kadrosundan çalışanlar, temizlik ya da çöp işlerine verilmişler. Kimileri bu baskı karşısında istifa etmiş.
Saadettin Yıldırım duruma ilişkin şunları anlattı:
“Yedi belediye başkan yardımcımız hemen görevden alındı. Onların yerine Beykoz, Üsküdar, Beyoğlu’nda bilinen AKP yöneticilerini göreve getirdiler. Sonra da müdürleri değiştirdiler. Eski belediye başkanı Necmi Kadıoğlu’nun bir ekibi var belediyede. Esenyurt’ta oturan AKP’lilerden bazıları görevleri kabul etmediler. Çünkü tepki göreceklerini biliyorlardı sokakta. Geçenlerde bir cenaze namazına katılan Kadıoğlu burada vatandaştan tepki gördü. Vatandaş ‘Hangi yüzle geldiniz, kazanamadığınız belediyeye niye çöktünüz’ dedi.”
45 üyeden oluşan belediye meclisinin 28’i CHP’li, 17’si ise AKP’li. CHP’li üyelerin verdiği bilgiye göre kayyım meclisi daha toplamamış. Encümenlerle kararlar alıyormuş.
Esenyurt CHP İlçe Başkanlığı'nın önündeki meydan
CHP İl Başkanı Özgür Çelik de yaptığı açıklamada, 55 gündür iddianamenin yazılmadığını, Ahmet Özer’in savunma hakkını kullanamadığını, son 12 kişinin gözaltına alınıp 11 kişinin tutuklanmasının da soruşturmayı uzatma amaçlı olduğunu söyledi:
“Prof.Ahmet Özer için gizli tanık icat ettiler. Çünkü onu tutuklarken ortaya attıkları iddiaların gerçeği yansıtmadığını kendileri de gördüler. O gizli tanığın bir sonuç vermediğini görünce Ahmet Özer’in 12 yıllık telefon konuşmalarının HTS kayıtlarını ortaya çıkardılar. 12 kişiyi gözaltına aldılar. 11’ini tutukladılar. Bu tutuklamalarla soruşturmayı uzatmak istiyorlar. 12 kişinin içinde Ahmet Hoca’ya ve başka akademisyenlere salça satan kişi de var! 55 gündür iddianamesini hazırlamıyorlar. İnsanları tutuklayarak suç icat etmeye çalışıyorlar. Bir an önce iddianame yazılmalı ve Prof. Ahmet Özer kendisini savunmalıdır. Özgürlüğüne kavuşmalı ve Esenyurt Belediyesi’ndeki makamına oturmalı ve halkına hizmet etmeye devam etmelidir. Onlar Ahmet Özer’i iyi tanıyorlar. Şehircilik şurasına davet ettiler, çalıştaya davet ettiler, anayasa uzlaşma komisyonuna davet ettiler. Her davetten sonra teşekkür mektupları yazdılar. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere her yeni yıl ve bayramda kendisine teşekkür mektup ve mesajları gönderdiler.”
Hasan Cemal, Esenyurt Heyeti olarak desteğe gelenler arasında
Silivri Cezaevi’nde kalan Ahmet Özer’in avukatlarıyla da görüştüm. 64 yaşındaki Ahmet Özer’e ilk 30 günde talep etmelerine rağmen yumurta verilmediğini aktardılar. Yalnız kaldığını, ortak havalandırmaya bile tek başına çıktığını bu nedenle koşullarının ağır olduğunu, kalorifer siteminin de arızalı olduğunu söylediler.
Özer’in avukat olan kızı Seraf Özer de “Babamdan terör çıkaramazlar ama onlardan zalimlik çıkarabilirler” dedi.
CHP Esenyurt teşkilatı Ahmet Özer’le ilgili bugüne kadar 300 bin broşür dağıtmışlar. STK’ları, yöre derneklerini, pazarları, esnafı dolaşıp durumu açıklamışlar. CHP’li yöneticiler önümüzdeki günlerde farklı etkinliklerle kayyım siyasetini daha görünür kılmaya çalışacaklarını açıkladı. Zira İstanbul’un en büyük ilçesine kayyım atansa bile yeterince görülmüyorlar, duyulmuyorlar. Ve hayat birileri için hiç de olağan akmıyor.
Nöbete katılan kadınların sözleriyle bitirelim:
“Geliyoruz ama bizi yıldırmaya çalışıyorlar. Ama yılmayacağız. Polislerle engellemeye çalışıyorlar. Kazanacağız. Kayyım hala bir darbe… Üzgünüz, hak hukuk adalet diyoruz. Ahmet Başkan’ın bir an önce görevine dönmesini istiyoruz. Yağmur çamur kar demeden irademize sahip çıkıyoruz. Her gün burada olacağız. Sonuna kadar direneceğiz.”
Yazar, aydın, gazeteci, sanatçı, iş insanı ve STK temsilcilerinden oluşan heyet
Esenyurt Heyeti’nin açıklaması: RIZAMIZ YOK, İTİRAZIMIZ VAR Bundan sekiz yıl önce, ülkenin gidişatından, haklarımızın gaspından, barış ve kardeşliğimizin zedelenmesinden kaygı duyan yurttaşlar olarak ülkeyi yönetenlere şöyle seslenmiştik: “Bu toprakların ortak sahibi olan bizler; Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Laz, Arap, Çerkez, Roman, Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Süryani, Ezidî, Sünni, Alevi, inançlı, inançsız bütün yurttaşlar rengârenk çeşitliliğimizle bu vatanın çocuklarıyız. Kadın erkek, genç yaşlı hepimiz, birlikte mutlu olmayı dileyen vicdanlı, iyi insanlarız. Hangi kesimden, hangi görüşten, hangi siyasî gelenekten, hangi bölgeden olursak olalım inançlarımızı, dinimizi, dilimizi, kimliğimizi, kültürümüzü barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz. Anayasal haklarımızın engellenmesini, siyasî tercihimizin hiçe sayılmasını, seçtiklerimizin görevden alınmasını, kayyım atamalarıyla irademize ipotek konmasını istemiyoruz. Düşmanlaştırılmak istemiyoruz. Kadına, çocuğa şiddet, taciz, tecavüz, kadın cinayetleri, ayrımcılık istemiyoruz. Bu ülkeyi yönetenler! Sizler, biz yurttaşları barış, güven, huzur içinde yaşatmak için seçildiniz. Bizleri, kin ve nefret sözleriyle ayrıştırmayın, hakka, hukuka olan inancımızı yok etmeyin. Bilin ki; bu gidişata rızamız değil, itirazımız var.” Yoğunlaşan kayyım uygulamaları kaygılarımızın ne kadar haklı olduğunu gösterdi. Bugün, millî irade sözcüğünü ağızlarından düşürmeyenler, milyonlarca yurttaşın iradesini hiçe sayarak kayyım atanan illerin, ilçelerin, bölgenin seçmenine, "Sizi milletten saymıyoruz" diyorlar. Adalet duygusunu zedeleyen keyfî uygulamalarla demokrasiye, iç barışa darbe indiriyorlar. Kayyım zincirinin halkalarından biri olan Esenyurt Belediyesi'ne kayyım ataması, Belediye Başkanı Sayın Ahmet Özer'in tutuklanması ve ardından açılan düzmece bir dava ile örgüt üyeliğinden yargılanmaya çalışılması; iktidarın keyfiliğinin, hukuk tanımazlığının, halkın iradesine pervasızca ipotek koymasının hangi boyutlara varabileceğini açıkça gösteriyor. Hatırlatmak isteriz ki kayyım sadece bir idarî karardan ibaret değildir. Kemirile kemirile yok edilen demokrasinin, son kalan kırıntılarından biri olan sandığa da kilit vurulmasıdır. Kayyımlar, önümüzdeki günlerde çok daha vahim gelişmeler olabileceğinin, muhalefeti bölmek ve susturmak için siyasî etik ve ahlâk dışı her türlü yönteme başvurulabileceğinin de işaretidir. Bizler; barış, adalet ve millet iradesine saygı isteyen yurttaşlar adına buraya antidemokratik, keyfî kayyım siyasetine "Rızamız yok" demeye; iradeleri gasp edilen seçmenler ve Sayın Ahmet Özer'e dayanışmamızı iletmeye geldik. İktidarı, demokrasiye darbe olan kayyım uygulamalarından vazgeçmeye, tüm siyasî aktörleri de kayyım siyasetine ama'sız, fakat'sız karşı çıkmaya çağırıyoruz. Burada bir kez daha tekrarlıyoruz. Halkın iradesine ve demokrasiye karşı kayyım uygulamalarına "Rızamız yok, itirazımız var." Esenyurt Heyeti: Belgin Bıyıkoğlu-Yazar / Cafer Solgun-Araştırmacı, Yazar /Emine Uşaklıgil-Yazar / Erdoğan Aydın-Yazar / Erdoğan Kahyaoğlu-Yazar / Fatma Bostan Ünsal-Siyaset Bilimci / Gülayşe Koçak-Yazar / Gülseren Onanç-Sivil Toplum Yöneticisi / Gürhan Ertür-Radyo Programcısı / Hacer Ansal-Akademisyen / Hasan Cemal-Yazar, Gazeteci / Mehmet Saltoğlu-Siyasetçi / Müge İplikçi-Yazar / Necmiye Alpay-Yazar / Nesim Ovadya İzrail-Yazar / Nesteren Davutoğlu-İletişim Uzmanı / Nesrin Nas-Ekonomist, ANAP Eski Genel Başkanı / Nevzat Onaran-Yazar / Nurcan Baysal-Yazar / Nurten Ertuğrul-Mali Müşavir, Aktivist / Orhan Alkaya-Yazar, Tiyatrocu / Oya Baydar-Yazar / Sema Gülez-İş İnsanı / Sena Kaleli-24. Dönem CHP Milletvekili / Viki Çiprut-Gazeteci. |
Candan Yıldız kimdir?Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı. Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı. Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı. Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı. "Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı. T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı. |