Ramazan ayının son haftası...
Partilerin iftar programlarını izlemek, parti tabanlarını gözlemlemek, bir siyasi partinin teşkilat yapısını anlamak açısından fikir veriyor.
DEVA Partisi İstanbul İl Başkanlığı'nın Millet Sofrası iftarını takip ettim.
Yenikapı'daki Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi (Mimar Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi)'ndeki iftar 3 bin 500 kişilik bir salonda organize edilmişti.
Hemen hemen bütün masalar doluydu. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Zeynep Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Dilek İmamoğlu salona birlikte giriş yaptılar.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun da katılacağı söylenmişti. Ama Kaftancıoğlu'nun daha sonra 1980'de Ülkücüler tarafından öldürülen kayınpederi Ümit Kaftancıoğlu'nun anma gecesine katılacağı için katılamayacağını öğrendim.
Babacan ve İmamoğlu'nun konuşmasına geçmeden önce, eski Adalet Bakanı, CHP listesinden aday gösterilen Sadullah Ergin'le ayak üstü konuşmamı aktarmak isterim. Son dönemdeki tartışmaları sorduğum Ergin ""demokratik toplumda bu tür tartışmalar olur, doğaldır" demekle yetindi.
İftara katılanların profilinin ağırlığını tanımlamam gerekirse, kentli ve orta sınıf... Kadınların sayısı fena değildi. Başörtülü olmayan kadınların sayısı başörtülü kadınlara göre fazlaydı.
Bütün partilerde karşılaştığım dil DEVA'da da egemen olmuş... Partililer arasında "Başkanım" hitabı oldukça yaygındı. Bu da Türkiye siyasetinin hiyerarşik yapısının bir dışa vurumu aslında...
DEVA İstanbul İl Başkanı Erhan Erol'un konuşması gecenin bence en kritik konuşmasıydı. Zira AKP'de olduğu döneme ilişkin sözleri doğrudan parti tabanınaydı. Partililerin AKP'li seçmeni ikna edebilmesinin malzemesini veriyor gibiydi.
Erol AKP'deki günlerine ilişkin dedi ki "Geriye dönüp baktığımda o günlerden içimde kalan en büyük acı nedir biliyor musunuz? Aldatılmışlık duygusu...İlk 5 yılda çok güzel şeyler yaptık. Hepsinin de hesabını vermeye hazırım. 2011'de ben erken uyananlardanım. Etrafımda gördüklerim ve duyduklarım benim o partiyle (AKP) siyaset bağımı kopardı. Aday olmayacağımı çevreme ve medyaya söylemiştim. O günlerde aldığım kararın doğru olduğuna inanıyorum ama içimdeki kandırılmışlık ve aldatılmışlık duygusunu taşıyorum. Bu ülkenin insanları çok kandırıldı, dini değerlerle kandırıldı. Milli değerlerle kandırıldı. Biz de bunları yaşadık. Kişi bilmediğinin düşmanıdır. Bilmedik, görmedik, kandırıldık. Artık kandırılmayalım. Bu ülkenin insanlarını kandırmayacaklar yönetsinler." (Alkışlar salondan... )
Erhan Erol'la da konuştum. İstanbul'da Millet İttifakı'nın nasıl çalışacağına ilişkin sorular sordum. DEVA ve CHP'nin İstanbul'da daha koordineli çalıştığı anlaşılıyor.
Millet İttifakı'nı oluşturan 5 partinin il başkanlarının seçim çalışmaları konusunda yaptıkları görüşmelerden parti liderlerinin İstanbul programlarında ortak çalışmalar yürütme kararı çıkmış. Bu arada İyi Parti'nin bu çalışmalarda olmadığını öğrendim.
Onun dışında her parti kendi seçim çalışmasına yoğunlaşacak. Örneğin DEVA, CHP'nin ulaşamayacağı muhafazakar seçmene, kararsızlara uluşmaya çalışacak.
Salonda gözlerim tabii ki, Millet İttifakı'ndan diğer partileri de aradı. Tesadüfen Saadet Partililere denk geldim. Pendik ilçeden isimlerle konuştum. Yeniden Refah Partisi'nin Cumhur İttifakı ile hareket edişini Yeniden Refah'ta istifalara neden olduğunu anlattılar.
Fatih Erbakan'ın genç olduğu dönemde "Jöleli" lakabı olduğunu, partiye emek vermeden yükselmek istediğini ama Milli Görüş'ün bir dava hareketi olduğunu anlattılar. Zaten 40 yıldır o yoldan hiç sapmamışlar.
"Evet CHP zamanında Müslümanlar zarar gördü ama AKP zamanında İslamiyet zarar gördü. İmam hatipten mezun olanlar deist oluyorlar. Kılıçdaroğlu'nun seccadeye basması yanlıştı ama sonra samimi olarak özür diledi. Ancak AKP seccade diyerek seccade altına süpürülenleri göstermek istemiyor" diyen Saadet Partililer, Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusunda tabanlarını ikna etmek için Necmettin Erbakan'ın geçmişte CHP ile kurduğu ilişkilerden örnek verdiklerini, CHP'ye oy vererek Saadet'in geleceğini söylediklerini anlattılar.
Millet İttifakı liderlerinin ortak mitingler yapacağını da not düşmeliyim. İstanbul, Ankara ve İzmir'de altı liderin seçmene ortak seslenmesi planlanıyormuş.
Ali Babacan'ın "Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu ülkemizin 13. Cumhurbaşkanı yapacağız. Söz mü?" sorusuna salondan yükselen "Söz" yanıtı belki de en coşkulu andı.
DEVA umutlu... İstanbul adayları sahaya çıkmaya başlamış. AKP'nin kale ilçelerinde de çalışmalar yürütecekler.
Bakalım çalışmalar sandığı nasıl yansıyacak?