Candan Yıldız

03 Aralık 2022

CHP’nin İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması’ndan izlenimler: Alkış barometresi neyi gösteriyor?

"Adil bölüşüm", "zenginliğin paylaşılması", "sosyal devlet" vurguları salonu en çok coşturan içeriklerdi 

CHP’nin İkinci Yüzyıla Çağrı Buluşması’nı Kemal Kılıçdaroğlu “Kasım sonunu bekleyin” sözleriyle duyurarak merak uyandırmış, beklentileri yükseltmişti.

Kılıçdaroğlu’nun ABD ve İngiltere temaslarının, buluşmalarının bir "Z Raporu" olarak da okunabilir Yeni Nesil Kalkınma Modeli.

“Yeni Nesil Kalkınma Modeli”nin duyurulmasının İkinci Yüzyıla Çağrı altında olması cumhuriyetin kurucu partisi CHP’nin ekonomide teknolojiye dayalı dönüşüm vaadi olarak okunabilir. "İnşa" temalı ikinci yüzyıl buluşmasına Murat Karayalçın’ın, Altan Öymen’in, Hikmet Çetin'in katılması da bunun bir mesajıydı.

“İktidar, iktidar” sloganıyla kürsüye gelen Kemal Kılıçdaroğlu, “ Heyecanlı mısınız?” derken kendisinin heyecanının ellerine yansıması gözlerden kaçmazken Altılı Masa’nın vizyonuna da uygun olarak “Tek adam rejiminin” sona erdirildiği, “Sadece ekonomik krizden çıkışı değil, ekonomik krizleri yapısal olarak engelleyecek” bir ekonomik model vaadiyle yola çıktıklarını anlattı. 

“Yeni Nesil Ekonomi Modeli”, Altılı Masa’da ekonomi kadrosu en zayıf görünen CHP’nin hodri meydanı gibiydi... Kimilerinin “Süper Lig Kadrosu” olarak tanımladığı ekipte, Faik Öztrak, Selin Sayek Böke, Hacer Foggo dışında eski Merkez Bankası Başdanışmanı akademisyen Hakan Kara, büyüme konusunda uzman Refet Gürkaynak, ABD’nin en önemli üniversitelerinden MIT’ten Daron Acemoğlu ve istihdam konusunu eğitimle bağlantılandıran Ufuk Akçiğit ve Çin ve Angela Merkel'e de danışmanlık yapan Jeremy Rifkin gibi isimler var. Bu isimler Kılıçdaroğlu’nun danışmanı statüsünde olan isimler.

Sunumlar analiz ve veri doluydu ama bir partinin kamuoyu ile paylaştığı içerikte miydi emin değilim. Kimi katılımcıların (CHP’li üye, delege, sahadakiler)  “Yurt içi ve yurt dışı yatırımcılara yönelik gibi, daha siyaset yapıcılara yönelik sunum gibi” yorumlarını duydum. Buna rağmen, CHP'nin özellikle delegeleri sunumları sonuna kadar dinledi, salondaki hava "iktidara gelişin yaratacağı değişimin" heyecanına denk düşüyordu. Aslolan da buydu solandakiler için. Hele ki "adil bölüşüm", "zenginliğin paylaşılması", "sosyal devlet" vurguları salonu en çok coşturan içeriklerdi. 

Zira orta üst sınıf tekstilci bir kadın "Beylikdüzü'nde ki yaşadığım sitede bile arabalar sürekli park halinde. Çocuklarının okul taksitini ödeyemeyenler var. Yazın evlerin ışığı yanmazdı, bu yaz yanıyordu çünkü insanlar tatile gidemedi. Bizim sektör kendi öz sermayesinden yemeye başladı. Artık vadeli senetler dönmüyor. Herkes nakit çalışıyor" diyerek durumu anlatıyor. 

Ekonomi, hâlâ büyük muhalefet partisi. 

Salonda en coşkulu alkış alan cümleleri alt alta koyduğumuzda aslında insanların neyi duymak istediklerini daha iyi anlayacaksınız.

"YÖK kaldırılacak."

"Barış Akademisyenleri görevlerine iade edilecek."

"Kirli sermayenin çaldığı 418 milyar doları borç olarak yazdım, kuruş kuruş hesabını soracağım."

"Emeği ucuzlatan politikaları çöp sepetine atacağız."

"Halkın Sesi Hakk'ın sesi" (Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'ndeki sözü) 

"Şatafata ve israfa son vereceğiz, bize kral değil kural lazım."

"Aile Destekleri Sigortası kadınların hesabına yatacak."

"Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek."

"Devletin, maaş alanlara yani ücretlilere en az 300 milyar dolar borcu var, biz bu borcu ödemeye geliyoruz."

Kimi katılımcıların Kılıçdaroğlu'na dönük olarak, Selahattin Demirtaş'ın 2015 seçimlerinde Erdoğan'a yönelik "Seni başkan yaptırmayacağız" sloganına atıf yapıp, "Seni başkan yaptıracağız" sloganları eşliğinde CHP liderinin şu sözleri başkanlık adaylığına bir gönderme mi bilinmez ama "Bireyler, yönetenler gelip gidecek, ama ülke bir daha asla savrulmayacak. Bu benim, güzel ülkeme bırakacağım, en büyük ve en güzel mirasım olacak"  ifadelerinin hemen ardından "Bugün size ana muhalefet partisinin genel başkanı olarak seslenmiyorum. Kuracağımız sistemin, büyük güç birliğinin bir parçası olarak sesleniyorum"  demesi bir denge yaratma olarak da yorumlanabilir. 

İktidarın geniş kesimlerce paylaşılacağı vurgusu

Zira Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener için "merttir", Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu için "bilgedir, cesurdur", Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu için "deneyimi ve entelektüel birikimi bize her türlü katkıyı sağlayacak", Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal için "Menderes'in, Demirel'in gençliğini, ruhunu görüyorum", Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan için "Bütün dünya tecrübesini, başarısını biliyor" sözleriyle Altılı Masa'nın liderlerini es geçmedi. Kılıçdaroğlu'na dönük "aday dili kullanıyor" eleştirilerine yanıt gibiydi.

Kılıçdaroğlu , CHP'nin ikinci yüzyıl vizyonu için Altılı Masa'yı da kapsayan ama onu da aşan bir tarif yapıyordu. Siyaset üstü isimlerle de politika yapılacağı, bu isimlerin bağımsız çalışacağı, siyasetin gölgesinde ya da siyasetin çıkarlarının gölgesinde çalışmayacağı vurgusu yaptı, inşa planlamasında iktidarın geniş kesimlerce de paylaşılacağını anlattı. 

Tabii CHP liderinin "Ülke söz konusu olunca, ideolojik farklılıklar teferruattır, Türkiye için kenetlendik" sözlerini Altılı Masa içi iktidar mücadelesine bir yanıt olarak yorumladım. 

Vergide adalet, temiz sermaye, nitelikli iş gücü, teknoloji üreten sanayileşme gibi vurgular önemli olsa da "Sendikal örgütlenme" vurgusunun sadece bir yerde geçmesi altı çizilmesi gereken bir nokta.

Uzun sunumların yapıldığı "İkinci Yüzyıla Çağrı" toplantısından ayrılanlara sordum... "Salondaki coşku bize yetti, değişim olmalı" diyenler bu motivasyonla salondan ayrıldıklarını söyledi.

Herhalde onların da ruh hali Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylediği gibiydi.

"Başlıyoruz."