Candan Yıldız

29 Ocak 2025

Ayşe Barım’ın avukatı Bektaşoğlu: Suçlamanın ismi büyük ama delil yok!

“Suçlamaların altı doldurulamıyor. Dosyada gizlilik olduğu için tam olarak nelerin olduğunu bilmiyoruz. Gezi dosyasında yer alan bir tapeden söz ediliyor. O tape de Ayşe Barım’ın lehine aslında…”

Ayşe Barım… Ünlüler dünyasının tam merkezinde bir isim.

Hacmi 500 milyon dolarla 1 milyar dolar arasında telaffuz edilen dizi ihracat pazarını elinde tutan yapım firmalarına oyuncu sağlayan menajerlerden biri.

Barım, ne olduysa oldu ve dizi pazarında ‘tekelleşme’ iddialarıyla gündeme geldi. 23 yıl önce kurduğu ID İletişim’in sahibi Ayşe Barım hakkında "haksız rekabet", "şantaj", "iş ve çalışma hürriyetinin ihlali" ve "Vergi Usul Kanunu’na muhalefet" iddialarıyla soruşturma açıldı. Bu soruşturma sürerken Ayşe Barım, 12 yıl önceki Gezi eylemleri gerekçesiyle gözaltına alındı. Barım, dört gün süren gözaltının sonunda "Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engellemeye teşebbüse yardım etme" iddiasıyla pazartesi akşamı tutuklandı.

Süreci hatırlayalım… İktidara yakın gazetecilerden Fuat Uğur, Eylül 2024’te şöyle bir yazı yazdı:

"Özellikle bu sektörü elinde tutan ve öne çıkan birkaç isim var. Aralarındaki en güçlüsü ise oyuncu kılığındaki yeteneksiz ve çapsız kızları adeta MAMA gibi pazarlayan o iş kadını. Misal bu kızlardan birinin neredeyse sıfır izlenen bir dizisinin üçüncü sezonunu dijital platformlara yaptırtacak denli güçlü. Kızlardan birini bir eşcinsel şarkıcıyla sevgili gibi lanse edip şarkıcının iş adamı sevgilisinden (Görüntüyü kurtarmak için) 5 milyon dolar tırtıklayan da o."

Bu tuhaf iddialar eşliğinde sözü edilen iş kadını Ayşe Barım’dı…

Sözü edilen oyuncu Serenay Sarıkaya’ydı. Bir kadın oyuncu hedefe konmuş, Ayşe Barım da, diğer iddiaların yanı sıra ‘Mama’ nitelemesiyle ağır hakarete uğramıştı.

Barım bu süreçle ilgili hâkimlik ifadesinde şöyle dedi:

“Benim ismim geçmediği için ben de bir suç duyurusunda bulunamadım. 7 Ocak tarihinde bir anda yazıların sadece o paragrafı alınarak çeşitli Twitter hesaplarından sadece orası paylaşıldı. Bu Ayşe Barım’dır denilerek beni ‘mama’ ilan ettiler. Çok yoğun bir karalama ve iftira kampanyası ile karşı karşıyayım… Bunları asla kabul etmiyorum. Bu kadar emeğin sonunda başarı hikâyesi olan hikâyemin bu şekilde bir utanç hikâyesine döndürülmesinden dolayı mağdur durumdayım. Bu süre boyunca çalışamadım. Zaten kalp sorunum var. Ameliyat olmuştum. Çok ciddi psikolojik şiddet içerisindeyim. Hayatımda nereye gittiğimi bile anlayamıyorum. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum, suçsuzum.”

Oyuncu Serenay Sarıkaya da iki hafta önce tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde “Dişimle tırnağımla bugünlere gelmişim, bir itibarsızlaştırma çabası var. Çok açık ve net bir şekilde gerçek ortada” demişti.

Bir kadın oyuncunun ilişkileri doğru/yanlış söz konusu edilerek suç gibi yansıtılması, açıklama yapmak zorunda bırakılması hiç kimsenin özel hayatının güvencede olmadığının bir kanıtı ve bu da yeni bir aşama…

Ünlülerin hayatlarının ‘magazin’ bağlamından çıkarılarak ‘ahlak’ yargılamasının konusu yapılması ‘big brother watching’den farklı değil.

Ayşe Barım’ın neden hedef alındığıyla ilgili farklı iddialar da gündeme geldi. TRT’nin dijital platformu Tabii’nin bir projesine oyuncu vermediği / vermek istemediği öne sürüldü. Neden ne olursa olsun, sektöre ilişkin ‘etik-denetleme’ konularının ceza hukukunun konusu yapılması güvenlikçi siyasetin kültürel alana müdahalesinin yeni bir biçimi…

Ayşe Barım’ın avukatı Okan Kadir Bektaşoğlu ile konuştum.

Bektaşoğlu, müvekkili Barım’ın önce Bakırköy Kadın Cezaevi’ne götürüleceğini söylediklerini, ancak orada olmadığını öğrendiğini ifade etti. “Silivri Kapalı Kadın Cezaevi’ne götürülmüş olabilir. Netleştiremedik henüz” dedi.

Bektaşoğlu şu bilgileri verdi:

Suçlamanın ismi büyük ama delil yok. Altı doldurulamıyor. Dosyada gizlilik olduğu için tam olarak nelerin olduğunu bilmiyoruz. Gezi dosyasında yer alan bir tapeden söz ediliyor. O tape de Ayşe Barım’ın lehine aslında. Biriyle konuşuyor. Orada ‘Gelin buraya, kariyerinize zarar verecek. Yapmayın’ diyor. Kaldı ki sözü edilen sanatçıların Gezi döneminde menajeri değil Ayşe Barım.

Barım ifadesinde menajerliğini yaptığı sanatçıların 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Demokrasi Mitingleri’ne katılımını sağladığını da söylemiş.

Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ, Zafer Algöz, Yılmaz Erdoğan, Kenan Doğulu, Yavuz Bingöl, Özcan Deniz, Demet Akbağ, Halit Ergenç, Bergüzar Korel o dönemde Demokrasi Mitingleri’ne katılan isimlerden…

Hiç kimsenin dokunulmazlığı yok, herkes tutuklanabilir” mesajının verildiği açık. Ama neden 12 yıl sonra…

Bunlarla eş zamanlı olarak muhalefetin basın toplantıları soruşturma konusu oluyor, muhalefetin iddialarını araştıran gazetecilere soruşturmalar açılıyor. İfade özgürlüğü zapturapt altına alınıyor. Nefes almak daha da zorlaşıyor.

Bu gidişle Adalet Bakanlığı’nın yapımı süren cezaevlerini hızla bitirmesi gerekecek!

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.