Candan Yıldız

09 Mart 2023

AKP ve Erdoğan: Saadet'teki terkle başlamıştı yine Saadet'teki terk ile mi bitecek?

Bütün siyasi müdahale çabalarına rağmen, Saadet yerini seçti. Her seçiş, terk ediştir de aynı zamanda.

Gazeteci Umur Talu, Altılı Masa’dan hiç kalkmayan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Oğuzhan Asiltürk aracılığıyla kanca atmasına rağmen duruşunu bozmayan Saadet Partisi için 6 Mart’ta, yani Millet İttifakı’nın adayının açılandığı gün şu paylaşımı yapmıştı.

“AKP ve Erdoğan, yasaklı Erbakan'ı terk edip onu Saadet Partisi'ne bırakmıştı... Saadet Partisi Genel Merkezi'nde şimdi  'terk tarihi' yeniden yazılıyor.”

Recep Tayyip Erdoğan, Necmettin Erbakan'ın "tek adam" yönetimine karşı çıkıp Saadet Partisi’ni "terk ederek" AKP'yi kurmuştu.

Saadet'i terk ile başlayan AKP hikâyesi, Saadet’in Erdoğan’ı tamamen terk etmesiyle sonuçlanıyor gibi…

AKP’nin “terk ettiği” adresin tarihi yeniden başlıyor; uzlaşma, istişare siyasetiyle. Üstelik AKP’yi “terk” ederek.

6 Mart bunun da bir ilanıydı. Bütün siyasi müdahale çabalarına rağmen, Saadet yerini seçti. Her seçiş bir anlamda terk ediştir de… 

“Milli Görüş gömleğini çıkardık” diyerek siyaseten yasaklı Necmettin Erbakan’ı terk eden Recep Tayyip Erdoğan’ın kurucusu olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi bugün müesses nizamın savunucusu pozisyonuna gelirken, “Gelenekçi” olarak nitelendirilen Milli Görüş çizgisinin temsilcisi Saadet Partisi bugün “Yenilikçi” çizgiye denk düşen bir ittifakın parçası…

“Yenilikçi” kavramına mevcut iktidar bloğunun karşısında kendisini alternatifi olarak konumlandıran siyasi blok için kullanıyorum. Zira İstanbul Sözleşmesi konusunda rezervi alan Saadet Partisi’nin kadın özgürlüğü, LGBTİ+’lar konusundaki siyasi söylemini biliyoruz. Ancak İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan AKP iktidarının bu sözleşmeyi yürürlükten kaldırdığını da unutmamalı.

Milli Görüş çizgisinden kopan AKP’nin bugün Saadet Partisi’nin gerisine düştüğü açık. Özellikle de demokrasiye ilişkin pratiklerinde… Milli kalkınmacılığı savunan Milli Görüş’ün sermaye ile olan ilişkisiyle kıyaslandığında AKP bugün doğayı, kenti, demografik dengeleri alt üst eden sermayenin savunuculuğunu yapıyor.  

Gelelim nereden nereye meselesine?

Erbakan’ın kurucuları arasında olduğu Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi (kapatıldı), Fazilet Partisi (kapatıldı) ve Saadet Partisi bize bir siyasi çizginin sürekliliğini anlatıyor. Bu siyasi çizgi bugün, partinin genel merkezi önünde “Türkiye laiktir laik kalacak” sloganlarının atılmasına, Atatürk posterinin asılmasına imkân veren siyaset alanını genişletme çabalarının öznelerinden biri artık.

“Özgürlük” söylemiyle iktidara gelen AKP ise bugün kendisini “başörtüsü” özgürlüğüne sıkıştırmış bir parti. Toplumsal ve siyasal olarak çözülmüş bir sorun olan başörtüsünü istismar etmek zorunda hissediyor. Seçimlere giderken “Başörtüsüne anayasal güvence” hamlesiyle kutuplaşma siyaseti üretmek isteyen AKP’ye Saadet Partisi de geçit vermedi.  Altılı Masa’nın “Cumhur İttifakı’nın her zaman yaptığı gibi samimiyetsiz bir şekilde kadınların başörtüsü hakkını siyasi istismar ve ranta dönüştürme amacını ortaya koymaktadır” metnine imza attı.

Çözüm Süreci’nin aktörlerinden AKP bugün HDP’yi kriminalize ederken her fırsatta da terörle ilişkilendiriyor. Saadet Partisi ise HDP ile görüşmenin yanı sıra Millet İttifakı’nın HDP ile görüşmesini doğal karşılıyor.

Erdoğan’ın geçmişinin anlatıldığı kitaplardan biliyoruz. Cezaevinde ilk kez düşünmüştü “Milli Görüş’ten ayrı bir siyaset ve liderliği…”

Nitekim 2002 seçim sonuçları açıklandığında seçimi kazanmış, AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Atatürk’e referans vererek “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” demişti.

Bugün ise millet iradesinin yereldeki tecellisi olan belediyelere kayyum atayan, kayyum atama tehdidinde bulunan bir parti artık AKP…

Saadet Partisi’ni Erbakan’ı terk etmekle itham eden çevreler var. Temel Karamollaoğlu ise 29 yaşından beri Erbakan’ın yanında olan bir isim. Siyasi uzlaşma kültürünü önemseyen bir siyasetçi. 

Karamollaoğlu, "Milli Görüş gömleğini" hatırlatanlara "O gömlek artık size olmaz, üzerinizde durmaz, taşıyamazsınız; size ağır gelir! Yoldan çıkan, yola dair cümle kuramaz! Yoldan çıkan her şart altında yola devam edenlere dışarıdan akıl veremez!" demişti. 

Millet İttifakı’nın adayının açıklandığı gün Demokrat Parti Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Yavuz, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Beytiye Ekinci ortak verdiği fotoğraf da müzakere siyasetinin bir karesi.


AKP’yi kuran kadrolardan çoğu bugün AKP’de değil artık. Hatta resmi web sitesinde bazı kurucuların adı kaldırıldı. 71 kurucu isimden sadece 60 kişinin adı yer alıyor. Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu da ayrılan isimler arasında…

2001 yılında AKP’nin kuruluşunu ilan eden Erdoğan o gün “Diyaloğa hoşgörüye açık, uzlaşmacı ve birleştirici bir dil kullanmayı kendisine ilke edinen partimiz” demişti.

22 yıl geçti…

Bugün kullanılan dil ise; “Be ahlaksız, be namussuz, be adi!” 

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB’de On’da On Haber Program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV’de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya’da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

“Öteki Sesler” isimli belgesel yaptı. “Dicle’nin Göz Yaşları” ile “Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri” ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24’le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.