Candan Yıldız

26 Kasım 2024

AKP 17 yıl önceki AYM kararını hatırladı; çocuklar yine ‘kurban’ ediliyor

Fitili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ateşledi, MEB kelime oyunlarıyla CHP’li yerel yönetimlerin çocuk eğitim merkezlerini hedefe koydu

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Yuvamız İstanbul Çocuk Etkinlik Merkezleri

Belediyelerin okul öncesi eğitimin önemli kademelerinden biri olan kreşlerine, çocuk eğitim merkezlerine alerjinin nedeni ne? Çocuklar mı, kadınlar mı, CHP’li belediyeler mi ya da ‘D’ şıkkı ‘hepsi’ mi? Yerel yönetimlerin 3-6 yaş çocuklar için açtığı kreşler ya da çocuk eğitim merkezleri, yoksul ailelerin çocuklarının özel anaokulu ya da kreşlere gidememesinin dengeleyicisi.

Kadınların iş gücü piyasasına dahil olabilmelerinin olmazsa olmazı… Bu konuyu temel belediye politikalarından biri yapan yerlerden biri de İstanbul Büyükşehir Belediyesi. Milli Eğitim Bakanlığı, 2007 tarihli Anayasa Mahkemesi’nin “Okul öncesi eğitim kurumları açabilir" düzenlemesini iptal etme kararını gerekçe göstererek belediyelere “kreş adı altında yerler açmayın, mevcutları da kapatın” dedi.

Anayasa Mahkemesi’nin 17 yıl önceki kararının şimdi uygulanmaya çalışılması ilginç. Can Atalay, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala hakkında verilen AYM’nin “İhlal” kararlarını uygulamayan iktidar, 17 yıl sonra çekmeceden bir AYM kararı çıkarıyor ve diyor ki "Uygulayın." Bu tavırda 31 Mart seçimleri sonrası CHP’nin çok sayıda belediyeyi kazanması etkili oldu mu acaba? Bir örnek vereceğim. Bursa Büyükşehir Belediyesi… AKP’li Alinur Aktaş döneminde de Ana Kucağı isimli çocuk eğitim merkezlerinde 4-6 yaş arası çocuklara okul öncesi eğitim verilmiş.

AYM’nin söz konusu kararı o zaman da vardı. Ama o dönemde böyle bir yazı belediyelere gitmedi. İstanbul’da İBB’nin şu an 105 çocuk eğitim merkezi var. Ve bu merkezlerden 20 bin çocuk yararlanıyor. Ve bunlar ağırlıklı olarak yoksul mahallelerde. Eğitimde fırsat eşitliği vizyonu var. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun verdiği rakamlara göre, 105 merkezde (kreş, çocuk eğitim merkezi) bin 500 kişi istihdam ediliyor ve bunların yüzde 97’si kadın. Belediyelerin bu merkezlerinin kapatılması sadece çocukların eğitim hakkının gasp edilmesi anlamına gelmeyecek, insanlar da işsiz kalacak.

İBB’nin işlettiği ÇEM’lerin 2024 yılı fiyatı 2 bin 500 lira. Özel eğitim kurumlarının işlettiği anaokulu fiyatları ise ortalama aylık 13 bin ile 50 bin lira arasında değişiyor. MEB’in okul öncesi öğrencisi sayısı 2024 istatistiklerine göre 1 milyon 954 bin 202. Okul öncesi eğitim kurumu sayısı ise 18 bin 866.

Okul öncesi eğitimin önemi bu kadar netken, TÜİK’in çocuk nüfusu istatistiklerine göre 2-14 yaş grubundaki çocukların yüzde 1.5’inin en fazla öğrenmede ve yürümede zorluk çektiği ortadayken neden okul öncesi eğitimin bir parçası olan belediyenin kurduğu bu yerler hedef haline getirildi? İmamoğlu bu kararı uygulamayacaklarını söyledi.

Bu açıklamadan sonra Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kararın bakanlığın uhdesinde bulunan anaokullarıyla ilgili olduğunu, kreşlerle ilgili olmadığını savundu. Ancak gönderilen yazıda ‘kreş’ ifadesi de geçiyor.

Anladığım MEB, ‘kreşlerde anaokulu benzeri eğitim veriliyor, bu benim iznim olmadan olmaz’ diyor.

Bu kararla, İBB’nin Yuvamız İstanbul projesi ise hedef alınan -çünkü bu merkezlerden 3-6 yaş arasındaki çocuklar faydalanabiliyor- çocuklar bu karardan zarar görecek. Tabii ki kadınlar da aileler de…  Kreşler kapatılmasa bile okul öncesi eğitim veren kurumların kapatılması ya da yenilerin açılmasının engellenmesi siyasi bir karar olarak tarihe geçecek. Tarikat ve cemaatlerle ait vakıflarla protokol imzalayan MEB, İBB ile doğrudan temasa geçip varsa bir sorun, onun giderilmesi için uyarıda bulunabilirdi. Denetlemenin yolu sadece kapatmak ya da yenilerinin açılmasına izin vermemek olmasa gerek… Ailelerin en hassas noktası olan çocukların eğitim hakkıyla doğrudan ilgili olan bu karar “kreşleri kapatmıyoruz” denilerek geçiştirilemez ve ikna edici de olmaz. Hele ki bu ekonomik yangında!

Candan Yıldız kimdir?

Candan Yıldız, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.

Gazeteciliğe HBB'de On'da On Haber program editörlüğü ile başladı.

Kanal D, TV 8, Birgün Gazetesi, CNNTürk, İMC TV, Halk TV'de muhabirlik, editörlük, ana haber editörlüğü ve haber program koordinatörlüğü yaptı.

Haber kanallarında çeşitli program formatları yarattı. Radyo ve Gazetecilik Ödülleri En İyi Program Ödülü/(1997), Çağdaş Gazeteciler Derneği En İyi Haber Program Ödülü/ (2002) ödülünü aldı.

Avustralya'da SBS Türkçe Radyo Haberler servisine haber yaptı.

"Öteki Sesler" isimli belgesel yaptı. "Dicle'nin Göz Yaşları" ile "Şiddete Karşı Anlatılar-Ayakta Kalma ve Dayanışma Deneyimleri" ortak çalışmalarda yazarlık yaptı.

T24'le birlikte internet gazeteciliğine adım attı.