Çağnur Öztürk

09 Temmuz 2012

Çığır açacak Çıplak Gerçek

Gerçek, hayal gücünden her zaman ya daha çarpıcıdır ya daha korkunçtur

Gerçek, hayal gücünden her zaman ya daha çarpıcıdır ya daha korkunçtur.

Star TV’de dün başlayan Çıplak Gerçek dizisi için Sonunda birileri harekete geçti diye bahsetmiştim.  Çünkü dizinin en önemli  yanı 45 dk olması ve 16 bölüm olarak tasarlanmasıydı.  Setlerde Ölmek İstemiyoruz söylemini fiile döünştüren bir çaba olduğu için de Star TV’yi kutlamıştım.

Öncelikle dizinin senaryosu ve rejisi Ümit Ünal’a ait, ve elbette Ünal’ın sinematografisinin lezzetini televizyon ekranında görme zevkini yaşıyoruz. İlk bölümlerde senaryo ve kurgu bana biraz ağır geldi belki biraz daha dinamizm gerek ama öyle bir reji ve görüntü yönetimi var ki, hayran bırakıyor; tv ekranında nadir bulunan türden. Ünal, daha önce tvde birkaç dizi çekti ama demek ki Biz Size Aşık Olduk gibi komediden ziyade drama çekmeli kesinlikle.

Senaryoya baktığımız zaman geçen sezon ATV’de ekrana gelen Kızım Nerede geliyor akıllara ama her yönüyle kat kat üstün bir yapım Çıplak Gerçek ve beklentilerimizi, tahminlerimizi boşa çıkaracak türde gidecek ve bitecek gibi görünüyor.

Oyunculuklar iyi sözü yetersiz kalabilir; şöyle açıklayayım her iyi oyuncu her role yakışmaz yani personası uygun olmayabilir. Bunu doğru seçmekte iyi bir yönetmenin işidir, Ümit Ünal çok başarılı bir cast yapmış.

Yetkin Dikinciler, Derya Alabora, Mustafa Uğurlu, İdil Fırat, Cem Bender ve Erdem Akakçe...

Sonuç olarak Çıplak Gerçek, hem 45 dklık bölümleriyle dizi sektörümüz için çığır açacak hem de kalitesiyle artık ekranda beklentilerimizi yükseltecek çok iyi bir yapım. Eee tabii ki bir sinema sanatçısının elinden çıkan dizi başka oluyor.

Atlas Dergisi Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek bir gezi dönüşünde, Kuzey Kore anılarını anlatırken şöyle bir cümle kullanmıştı: Gerçek, hayal gücünden her zaman ya daha çarpıcıdır ya daha korkunçtur. O gün bu gündür aklımdan çıkmıyor bu söz.

Bakalım Çıplak Gerçek’in etkisi nasıl olacak?..

Çıplak Gerçek’in hataları neler?

  1. 45 dk’lık dizi oluyor yaşasın derken, 2 adet 45 dk’lık bölümün art arda yayınlanması bende kekremsi bir tat bıraktı ve amaca ulaşmadığını görüp üzülmeme neden oldu. Umarım bundan sonra art arda olmaz.
  2. Dizinin dün gazetelerde yayımlanan tanıtım afişi, çok yanlış bir kullanım. İzleyicinin gerçeklik algısıyla oynayan türden. Daha önce ATV’nin Son, Uçurum dizilerinde yaptığı ve şiddetle olmaması gereken türden. Bir sonraki sayfada dizi olduğu anlaşılıyor ama bir kere algılar kaymış oluyor.

 

Sibel Üresin'i yok sayalım yoooook

 

Önceki çıkışında da şöyle başlık atmıştım. Sibel Üresin’i medya olarak yok sayalım. Amacı belli: konuşulmak, popülarite ve kadim bir tv kişisi olabilmek.

Dün Habertürk TV’de Alt Üst Muhabbetler’e katıldı ve sinir kat sayım arttı. Neden amacına ulaştırdığımız için halbuki yok saysak nasıl da şaşıracak ve konuşulmadan bitecek gidecek.

Suç bizde de var.

Açıklamalarına yenisini ekledi daha doğrusu nefret suçunu da ekledi; bariz, göz göre göre şu sözlerle nefret suçu da işlemiş oldu.

‘Toplum bozuldu hani sadece çokeşlilik diye bakmayın travestiler arttı, gayler arttı, lezbiyenler arttı, yani toplum bozuldu olay toplumun bozulması. Eşcinselliğin ahlak bozukluğu olduğunu düşünüyorum.’

Yok sayalım Üresin’i yoooook.