Çağnur Öztürk

12 Temmuz 2020

Genel ahlak ne ayol: Netflix vs sansür

Seversiniz sevmezsiniz ama bundan 8 yıl önce töre dizilerinin, zengin adam fakir kız dizilerinin arasında, televizyon programında eşcinsellik üzerine konuklarıyla uzun uzun konuşabilen sadece Okan Bayülgen vardı. Bayülgen de RTÜK’ün gazabına çok kez uğradı maalesef

Charlie Kaufmann, "Sinemayı Netflix mahvetmedi, film yapmayı bırakıp, 'seri'ler, 'evren'ler yapmaya başlayan stüdyolar mahvetti" demişti geçenlerde.

Netflix, sinemayı öldürdü mü mahvetti mi öldürmedi mi, öldürecek mi öldürmeyecek mi? Netflix filmleri Cannes’da yarışsın mı yarışmasın mı? tartışmaları bir yana; Netflix Türkiye odaklı ve çok yakın bir süre önce sosyal medyada da epey konuştuğumuz, yazdığımız ama unuttuğumuz bir konu gün yüzüne çıktı ve "Sinema ölüyor mu?" tartışması yine epey keyfi kaldı bizim için: Bizim büyük çaresizliğimiz…

Cüneyt Özdemir’in programına katılan AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Aşk 101 dizisindeki Osman karakterinin senaryonun ilk versiyonunda eşcinsel olarak kurgulandığını ve bunun değiştirildiğini açıkladı. Ünal'ın açıklamasıyla Aşk 101 dizisinin sansürlenmiş olduğu ve "Saray"onayına sunulup geçtiği görülüyor. Bu noktada dizinin yapım şirketi Ay Yapım’ın da söyleyeceklerini merak ediyorum.

Ve Ünal şöyle diyor: "Netflix bir dizi istedi, dizinin senaryosu hazırlandı. Dizi bir eşcinsel hikâyesiydi ve orada Osman isminde bir eşcinsel üzerinden yerli yapım firmasına bir dizi yapım teklifi verdi. Bu normal bir şey diyebilirsiniz. Ama Almanya‘da, Fransa‘da Hollanda‘da ya da ABD’de, bir eşcinsel kendi özel hayatını yaşar. Ama gazete almaya gittiğinde eğer yanında çocuk edindiği ya da kendi çocuğu da olabilir, gazete bayisine gittiğinde bir porno dergisinin poşet içinde satılmamasına tepki gösterir."

Nasıl olur şaşkınlıklarını bir yana bırakalım, streaming yayın yapan televizyon platformlarının RTÜK iznine bağlanacağı haberi Ağustos 2019’da çıkmıştı.

Netflix ise Eylül 2019’da aşağıdaki açıklamasında her türlü sansüre geçiş hakkı verdiğini açıklamıştı. Özetle gelmişti gelmekte olan…

Bu açıklamadan hemen önce Temmuz 2019’da Akif Beki şöyle buyurmuştu: "'Eşcinsellik propagandası diz boyu, hangi dizisini açsanız sansürsüz bir özendirme akıyor, çizgi filmlere kadar bulaştırdılar, nasılsa denetleyen yok, eşcinselliği olağanlaştıran sahneler fütursuzca sergileniyor, dediği kadar var hani Akit’in."

Beki’den ve Akit’ten önce de bu düşüncelerin fitilini ilk Ertuğrul Özkök köşesinde verdi ve Osman Müftüoğlu’nun da "eşcinsellik için toplum sağlığı açısından zararlı" sözlerine yer açmıştı.

Nisan 2018’de Ertuğrul Özkök, Netflix kurucusu Reed Hastings’le Netflix’in "dünya kültürüne getirdiği özgürlük"ü konuşurken şöyle soruyor:

Soru: "Türkiye ve başka bazı ülkelerde internet üzerinden yapılan yayıncılığa da müdahale sinyalleri geliyor. Böyle bir durumda ne yapacaksınız?"

Cevap: "Türkiye’yi konuşuyorsak öyle bir endişem yok. Biz Suudi Arabistan’da varız, Pakistan’da varız. Yani oralarda sorun çıkmayacak da Türkiye’de mi çıkacak? Böyle bir şey düşünemiyorum..."

Netflix’e sansüre kadar gelen süreç ve zihniyet malumumuz…

18 yıllık…

Bizim için, düşünülemeyecek şey değil yani…

TV'de eşcinsellik

Seversiniz sevmezsiniz ama bundan 8 yıl önce töre dizilerinin, zengin adam fakir kız dizilerinin arasında, televizyon programında eşcinsellik üzerine konuklarıyla uzun uzun konuşabilen sadece Okan Bayülgen vardı. Bayülgen de RTÜK’ün gazabına çok kez uğradı maalesef.

RTÜK ve korku toplumu

21 Ocak 2012 tarihli yazımdan;

ATV’de "Kılıç Günü" diye bir dizi vardı, dizi uzun ömürlü olamadı. "Homoseksüel ilişkinin bu denli açık seçik gösterildiği ilk yerli dizi" olarak tv tarihimize geçmişti. İki erkek sevgiliyi bellerinde beyaz havlular, aynı yatakta sohbet ederken ekrana gelince, televizyon başındaki pek çok izleyici şok geçirdi. Gördük ki daha dans sahnelerinin olduğu bir gençlik dizisi de erotik bulunup 400 bin TL ceza alıyorsa bugün, Kılıç Günü yine o zaman iyi kurtulmuş RTÜK’ün elinden…

RTÜK, diziye "temel insan hakları" ihlal edildiği gerekçesiyle kanala uyarı cezası vermişti.

RTÜK’ten yapılan açıklama:

"ATV logosuyla yayın yapan TURKUVAZ RADYO TELEVİZYON HABERLEŞME VE YAYINCILIK A.Ş. unvanlı kuruluşun 24 Eylül 2010 tarihinde yayınladığı "Kılıç Günü" adlı dizinin; 3984 sayılı Kanunun 4756 sayılı Kanunla değişik 4 üncü maddesinin (s) bendinde belirlenen "Program hizmetlerinin bütün unsurlarının insan onuruna ve temel insan haklarına saygılı olması" ilkesine aykırı bulunması nedeniyle, yayın kuruluşuna uyarı müeyyidesi uygulanmasına oy birliği ile karar verilmiştir."

Dizinin yapımcısı Osman Sınav ise "Bizim eksiklerimiz, yapamadıklarımız vardır. Farklı bir yerden kuralım hikâyeyi dedik, ama bugünkü televizyon izleme algısının çok üstüne çıktık, anlaşılamadık yani...*" demişti.

Öncesinde ise o da homofobik bir açıklama yapmıştı ve eşcinsel örgütlerden tepki almıştı. Osman Sınav:

"Bu sahneleri provoke amaçlı kullanmadık. Böyle bir amacımız olsaydı daha önceden görselleri basına verirdik. Hikâyemizde Firavun'un sarayından bahsediyoruz. Firavun'un sarayında böyle şeyler vardır. Bunlar gerçektir. Karakter tanımlaması yapıyoruz. İyiliği, bütün güzelliğiyle gösterebilmek için karanlığı da bütün çıplaklığıyla göstermek lazım. Yoksa 'iyi' hissedilemez. Sığ kalır. Biz kimsenin cesaret edemediği şeyleri göstermeye çalışıyoruz. Ahlaksızlık propagandası yapmıyor, aksine o tip insanların profilini sergiliyoruz. Bu kişiler ve ahlaksızlıklarını gösterebilmek için ahlak sınırları dışına çıkmadan bir şeyler yapmak zorundayız."


*Kanal D’nin kısa ömürlü olan, Songül Öden’le Tardu Flordun’un rol aldığı "Mükemmel Çift" adlı dizinin ilk bölümünde iki erkeğin öpüşeceği açıklanmıştı. Tardu Flordun ile Tuğrul Tülek’in öpüşme sahnesi çekilmiş ancak yayınlanmamıştı. Dizide eşcinsel bir karakteri canlandıran sunucu Tuğrul Tülek ise TRT Çocuk kanalındaki görevinden kovulmuştu.