Burçin Akgün Ünaldı

17 Mart 2019

Yüksek modayı 'çıktı'dan almak

3D baskı tekniği ile üretilmiş kıyafetleri sokağımızdaki butikte bulamıyor olsak da podyumda, büyük tekstil fuarlarında ve büyük markaların amiral mağazalarında çokça görmeye başladık

Hemen hepimiz 3D yazıcıların üretim dünyasını, mesken endüstrisini nasıl değiştireceğini ve yüksek ihtimalle eğitimi yeniden şekillendireceğini duyuyoruz.  Ancak, 3D baskı teknolojisinden çok şey kazanacak bir endüstri var ve o da moda endüstrisi. Üstelik yalnızca kitlesel üretim yapan markalar değil modanın lüks moda markaları ve hatta özellikle sınırları zorlamayı seven couture tasarımcıları da bu teknolojiye gözlerini çoktan çevirmiş durumda.  Özellikle 3D yazıcıların maliyetindeki düşüş ve moda endüstrisinin giyilebilir teknolojiye eğilimi, moda tasarımcılarının bu teknolojiyi “yeni bir yaratıcı ortam” olarak kucaklamalarını ve heyecan duymalarını sağladı.  Artık yüksek modanın lüks evleri zanaatkarların, terzilerin, kalıpçıların ve nakışçıların yanına mühendisleri ve matematikçileri de yerleştiriyor; defile ya da koleksiyon iş birliklerinde mühendislik firmaları ile anılıyorlar.

3D baskı ürünü moda, kıyafetten ayakkabı ve aksesuara giyilebilir ve üç boyutlu basılmış her şeyi kapsıyor, tasarımlar ise çok klasik ve sıradan görünümlü olanlardan oldukça fütüristik birer yüksek moda eserine kadar değişkenlik gösteriyor.  Her ne kadar şimdilik 3D baskı tekniği ile üretilmiş kıyafetleri sokağımızdaki butikte bulamıyor olsak da bu inovasyonun ürünlerini özellikle podyumda, büyük tekstil fuarlarında ve müşterilerine “kişiselleştirme” deneyimi vaat eden büyük markaların bazı amiral mağazalarında çokça görmeye başladık.

Tasarımcılar için bir kıyafet tasarımın en meydan okuyan kısmı vücudu rahat ettirecek esnekliğin sağlanması, bu sebeple tasarımlarında kullandıkları tekstil malzemelerinin esnekliği, yumuşaklığı ve şekil almaya uygunluğu oldukça önemli. 4-5 yıl öncesine kadar 3D baskı teknolojisi bir kıyafetin daha çok esneme ihtiyacı duyulmayan kısımları için kullanılmaya başlanmıştı; daha formlu, eklenti ya da yumuşaklık gerektirmeyen bölgelerde bu teknoloji ürünü parçalar yer alabiliyordu. Bu sebeple de daha çok ağ ya da petek biçimli olarak parçalar basılarak birbirine sonradan ekleniyordu.  Oysa bugün neredeyse yekpare bir kıyafetin basılabildiği bir 3D teknolojisi var elimizde. Birkaç örnekten önce lüks modada bu teknoloji ile tasarladığı kıyafetler giyilebilir birer sanat eseri olan Iris van Herpen’i anmak gerekiyor. Futurist yaklaşımlarla başladığı ve giyilebilirden çok sergilenebilir olan 3D baskıyla üretilmiş tasarımları yanında bugün kolayca giyilebilen birer gece kıyafeti ya da büstiyer gibi tasarımları da var.

threeasFOUR markası 3D baskı teknolojisi ile ürettiği hem esnek hem dayanıklı  “elastomer” adı verilen bir materyalden tasarladığı Pangolin elbiseyi giyen kişinin hareketi ile de 3D etkisini sürdürmesini hayal etmiş. Stratasys baskı şirketi ve mimar Travis Fitch iş birliği ile hayata geçirilen elbisenin bitmesi için 10 baskı makinası 500 saat çalışmış. Baskı sonrasında elde edilen zincirimsi parçalar birleştirilerek de elbise oluşturulmuş.

2016 yılında ise Ministry of Supply markası ilk 3D baskı teknolojisi ile yekpare ürettiği tamamen dikişsiz ceketini 250 Amerikan dolarına satışa çıkarmış ve ceket dakikalar içinde satılmış. Ceket 3D baskıyla üretildiği ve hiç dikişi olmadığı için hem oldukça rahat hem de bu dikişsizliğe rağmen omuz, kol altı vb eklenti bölgelerinde yine de beden hareketine uygun esnekliği gösterebiliyor. Aynı ceketin geleneksel yöntemlerle üretilmesine oranla bu metodun sonucunda  %30 daha az artık çıktığı da görülmüş.  Dahası üç boyutlu modelleme tekniği sayesinde her bir ceket siparişi veren kişinin bedenine birebir uygun şekilde üretilebiliyor.

Az önce de değindiğim üzere modanın dahi tasarımcılarından Iris van Herpen modada giyilebilir teknolojinin sınırlarını her koleksiyonunda biraz daha zorluyor ve her defasında muhteşem ve çok etkileyici koleksiyonlara imza atıyor. Tasarımcının çığır açan “İskelet Elbise”si tamamı 3D baskı teknolojisi ile mimar Isaïe Bloch iş birliğiyle üretilmiş ve ilhamını pek çok hayvanın anatomisinden almış. Fakat tüm bu listede belki de en giyilebilir 3D baskı ürünü elbiselerden biri yine Iris van Herpen’in baskı şirketi Materialise ve Griffith Üniversitesinden Samuel Canning işbirliği ile oluşturduğu dantelimsi elbise.   Etkileyici bir şekilde, tasarımcı ve mühendislerden oluşan bu ortak ekip lazer sinterleme ve baskı teknolojileri ile dantel benzeri karmaşık bir 3D baskı elbiseye imza attı.

Tasarımcı Melinda Looi ve yine Belçikalı baskı şirketi Materialise işbirliğinde 3D baskı ile oluşturulan “Gems of the Ocean” isimli elbise ise yine teknolojinin limitlerini zorlayan bir parça olarak dünyanın ilk yekpare olarak üç boyutlu baskı ile üretilen uzun gece elbisesi olma sıfatını taşıyor. Elbise baskı makinasından çıktıktan sonra 5000 Swarovski kristali ile süslenmiş.

 

Yakın zamanda kaybettiğimiz Karl Lagerfeld ne meydan okumaktan ne de yeni bir şeyi ilk deneyenlerden biri olmaktan asla kaçınmamıştır. Şu halde 3D baskı teknolojisindeki potansiyeli tasarımlarında kullanması da sürpriz değildi.  Bir eski dönem kumarhanesi seti biçiminde düzenlenen Chanel defilesinde ünlüler rulet masası etrafında oturmuş defileyi izliyorken podyumda ikonik Chanel siyah ceketin baskı versiyonu vardı.

Lagerfeld  “20. Yüzyılın en ikonik parçalarından olan bu ceketi 21. Yüzyılın teknolojisi ile hayata geçirmekti fikir, ilk tasarlandığında asla akla hayale gelmeyecek bir şeyi gerçekleştirmekti” diye açıklıyordu defile sonrasında. Couture yüksek bir kulede uyuyan güzel gibi kalırsa unutulup gider önemli olan couture de zamana uyarlayabilmektir diyerek ikonik bir couture parçanın teknoloji ile değerinden bir şey kaybetmeyeceğini vurgulamak istemişti. 

Yüksek moda tasarımcıları ve lüks moda evleri bu yeni alanı tasarım hayallerini sınırsız kılmak arzusuyla benimserken özellikle spor ayakkabı endüstrisinin büyük oyuncuları prototip üretimini çabuklaştıracağı ve daha önemlisi “kitlesel kişiselleştirme”yi kolaylaştırarak üretimi neredeyse birebir müşterinin ayağına özel ve hatta mağazada yapmayı sağlayabileceği için bu teknolojiye yıllardır büyük yatırımlar yapıyorlar. Profesyonel sporculara özel kişisel ayakkabılarla başlayan bu süreç şimdi son kullanıcıya nasıl hızla ve ulaşılabilir gelir bunun için büyük ar-geler çarpışıyor. Adidas, 3D baskı teknolojisinin en iyilerinden Carbon ortaklığında orta tabanı 3D baskı ile üretilmiş ilk ayakkabısının kitlesel üretimini yaptı bile, hedef büyük sayıda ayakkabının tamamını böyle üretmek. Adidas’a göre özellikle koşu ayakkabılarında maksimum konforun sağlanması kişiye özel 3D baskı ile mümkün olacak, orta taban üretimi için yazıcı makinalar saç telinden ince bir malzemeyle çalışıyor. Benzeri bir vaad Under Armour, New Balance ve Nike gibi firmalarda da var, hemen hepsi müşterilerine birebir kendilerine uygun ayakkabıyı mağazada üretme ve satın alma hedefi koymuş durumda.

3D baskı teknolojisi esnek, ısıya ve suya dayanıklı, aynı anda opak ve transparan, formu birebir bedene uyumlu, kimi ortama hatta giyen kişinin o anki sağlık ya da duygusal durumuna göre değişebilen kıyafetler yapmaya olanak tanıyacak ve daha da gelişeceği bir gerçek.

Peki bir gün beğendiğimiz her modeli bizler evimizde istediğimiz gibi basabilecek hale gelebilecek miyiz? O durumda tasarımcı hakları, patent, fikri mülkiyet konuları ne olacak? Ya da fiziksel mağazacılığın sonu bu baskı teknolojisi mi getirecek?

Bu soruların cevabı yine zamanda.