Bülent Vardar

21 Temmuz 2019

Sinemamızın "Gülen Adam"ı 19 yıl önce sonsuzluğa göçtü

Kemal Sunal, 1972 yılında Ertem Eğilmez’in “Tatlı Dillim” filmiyle sinemaya ilk adımını attı. Oynadığı filmlerdeki karakterlerin genel özelliği haksızlıkların karşısında duran, iyiliği ve saflığı yüzünden başına sürekli iş açılan, insanlara doğru yolu gösteren, daima "gülen" adamdır

Sinemamızın İnek Şaban’ı, Kapıcılar Kralı, Salako’su, Kibar Feyzo’su Kemal Sunal, halkla arasında gülmece aracılığıyla sonsuzluğa uzanan bir iletişim kurmuş ender sanatçılardan biriydi. 19 yıl önce yönetmen Ali Özgentürk’ün “Balalayka” isimli filminin çekimleri için uçak korkusunu yenmeye çalışarak bindiği uçak daha havalanmadan, geçirdiği kalp krizi sonucu 3 Temmuz 2000’de 55 yaşında sonsuzluğa uçtu.

Kemal Sunal’la ders verdiğim Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tanışmıştım. Bir öğretim üyesinin odasında sohbet ettiğim Kemal Sunal, ciddi, çok konuşmayan ama sohbet geliştikçe aydın sanatçı kimliğinden etkilendiğim bir insandı. Şöhretin yalancı dünyasını özel yaşamının dışında bırakmış, ailesine, komşuluk ilişkilerine ve sosyal yaşamına değer veren, bizden biriydi o. Filmleri de aslında son derece samimi ve ülkemiz halkının kalbinde taht kuran bu büyük sanatçının farklı yüzünün bir aynasıydı.


Sanatın büyüsü de bu değil mi? Ciddi, kaliteli bir sohbet yaptığınız Kemal Sunal, aynı zamanda 7’den 77’ye herkesin yüreğine değen, salt güldürme amaçlı filmlerle değil, aynı zamanda gülmecenin metafor olarak da işlev taşıdığı filmlerle oyunculuğunun farklı yüzlerini ortaya çıkaran ayrıksı bir insandı. Tıpkı aslında utangaç olduğunu, topluluk önünde konuşurken çok rahat olmadığını hissettiğiniz sinemamızın büyük aktrisi Türkan Şoray’ın, “Selvi Boylum Al Yazmalım”ın Asya’sını ya da “Vesikalı Yarim”in “Sabiha’sını bir elbise gibi üzerine giyerek devleşmesi gibi…

İstanbul’da Küçükpazar semtinde Malatyalı bir ailenin çocuğu olarak doğan oyuncunun babası Migros'tan emekli Mustafa Sunal, annesi ise Saime Sunal'dı. Sunal ailesi mütevazı bir aileydi. Kemal Sunal üç erkek kardeşin, Cemil ve Cengiz’in en büyük olanıydı. Ailenin ekonomik koşulların yetersizliğinden dolayı Sunal, yaz tatillerinde fabrika işçisi ve çırak olarak çalıştı.

Kemal Sunal, ülkemizin kamuya mal olmuş diğer isimlerinden Müjdat Gezen, Uğur Dündar gibi Vefa Lisesi'nden mezun oldu. Keyifli bir arkadaş gurubuyla geçirilen lise yılları biraz uzun sürmüş ve liseyi 11 yılda bitirmişti. Yüksek eğitimine Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Gazetecilik Bölümü’nde başlamış, ama yaşam koşulları yüzünden okulu yarım bırakmıştı. Sunal, yıllar sonra aynı üniversitenin İletişim Fakültesinin Radyo Televizyon Sinema Bölümü’nden 1995 yılında mezun olup, daha sonra "TV ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü" isimli teziyle Yüksek Lisansını da yapmıştı.

Kemal Sunal’ın sinema yolculuğunun önünü tiyatro açmıştı. Vefa Lisesi'nde okurken amatör olarak "Zoraki Tabip" isimli bir oyunda rol aldı. Bu başlangıç onun Kenterler, Ulvi Araz, Ayfer Feray tiyatrolarında profesyonel oyunculuk yaşamının da yolunu açmış, daha sonra efsanevi Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nda çalışmaya başlamıştı. Bu süreç ise sinemamızın oyuncu fabrikatörü Ertem Eğilmez'in, çekeceği bir film için oyuncu arayışıyla Devekuşu Kabare Tiyatrosu’na gelerek onu fark etmesiyle yön değiştirdi. Kemal Sunal, 1972 yılında Ertem Eğilmez’in “Tatlı Dillim” filmiyle sinemaya ilk adımını attı. Oynadığı filmlerdeki karakterlerin genel özelliği haksızlıkların karşısında duran, iyiliği ve saflığı yüzünden başına sürekli iş açılan, zekasıyla kötülerle mücadele eden ve insanlara doğru yolu gösteren, daima "gülen" adamdır.


Kemal Sunal, sanat yaşamı boyunca 80’den fazla filmde rol aldı. Onun sinema yaşamı Ertem Eğilmez ile başlamış ve gene Ertem Eğilmez’in, Rıfat Ilgaz’ın “Hababam Sınıfı” isimli romanını sinemaya uyarlamasıyla “İnek Şaban” karakteri aracılığıyla kitlesel bir popülariteye dönüşmüştü. Hababam Sınıfı’nda, Sunal’ın canlandırdığı "İnek Şaban" karakteri, belki de sinemamızın en çok akıllara kazınmış karakteri olarak yıllara meydan okumaktadır.  Hababam Sınıfı serisinin dört filminde oynayan Kemal Sunal, bu film aracılığıyla bir araya geldiği sinemamızın diğer büyük bir oyuncusu Şener Şen ile birçok filmde de oynamıştır. Bu filmlere  yönetmenliğini Kartal Tibet’in yaptığı “Tosun Paşa (1976) ve Ertem Eğilmez’in yönettiği  “Süt Kardeşler” (1976) örnek verilebilir.

Kemal Sunal sinema yaşamı boyunca 14. Antalya Film Festivali’nde (1977) “Kapıcılar Kralı” filmindeki rolüyle En İyi Erkek Oyuncu; 2.Ankara Film Festivali’nde (1989) “Düttürü Dünya” filmindeki rolüyle En İyi Erkek Oyuncu ve 35. Antalya Film Festivali’nde (1998) “Yaşam Boyu Başarı” ödüllerini almıştır. Bu büyük oyuncu dünya var oldukça filmleri aracılığıyla sevenleriyle buluşmaya devam edecektir.