Vergi rekortmenleri, Gelir İdaresi Başkanlığınca gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri değerlendirilerek açıklanan listeye giren ve en yüksek tutarda vergi tahakkuk eden toplam 200 mükelleftir.
2023'ün gelir vergisi rekortmenliğinde ilk üç sırada sırasıyla, Baykar YK Başkanı Selçuk Bayraktar, Baykar Genel Müdürü Haluk Bayraktar ve Koç Holding Şeref Başkanı Mustafa Rahmi Koç yer alıyor. Gelir vergisi rekorları menkul sermaye iradı yani kâr payı üzerinden elde edilmiş durumda.
Selçuk Bayraktar ve Haluk Bayraktar'ın tahakkuk eden gelir vergisi tutarı oldukça etkileyici düzeyde. 2023 yılı itibariyle Selçuk Bayraktar 1,95 milyar TL, Haluk Bayraktar ise 1,68 milyar TL ile rekor kırmışlar. Son iki yılda da yaklaşık 12 katlık bir artış söz konusu. Üçüncü sıradaki Mustafa Rahmi Koç'un tahakkuk eden gelir vergisi tutarı ise 480 milyon TL ve son iki yılda artış 3,5 kat olmuş.
Gelir vergisi kişisel gelir üzerinden alınan bir vergiyken, kurumlar vergisi kurum kazancı üzerinden alınır. O nedenle bu listedeki gelir vergisi rekortmenliğinin yanında şirket olarak da kurumlar vergisi rekortmenliğinin olması beklenir. Ama şirketlere tanınan vergisel avantajlar bu beklentinin karşılanmamasına yol açar çoğu zaman. Ek olarak burada açıklanan tutarlar tahakkuk tutarıdır. Tahsil edilen ve edilecek vergi tutarının daha düşük olma ihtimali var.
Kurumlar vergisi rekortmenliğinde ilk üç sıra bankalara ait. Ama birinci, bir zamanlar olduğu gibi TCMB değil, bu kez birinci, bir kamu bankası olan Ziraat Bankası. Bu dev kamu bankası vergi rekortmeni ama bütçe verilerine göre bu yılın ilk yedi ayında 35,5 milyar TL "görevlendirme gideri" (görev zararı) karşılığı bütçeden transfer aldı. Üstelik geçen yılın aynı döneminde bu tutar 8,5 milyar TL idi.
İkinci ve üçüncü sırada sırasıyla Garanti Bankası ve Akbank yer alıyor. Her ne kadar bankacılık sektörünün 2024 kârlılığı enflasyonun altında kalsa da 2023 yılı böyle değildi.
Vergi rekortmeni olarak bilinmek, aslında o kişinin/kurumun toplumda kendisinden beklenen rolü yerine getirdiği anlamına gelebiliyor. Rekortmenlerin toplumda tanınırlıkları artarken iş ilişkileri gelişebiliyor, hatta vergi kurallarına uyumda toplumun motivasyon kaynağı olabiliyor. O nedenle vergi rekortmenliği çoğu zaman bir prestij unsuru ve bir çeşit manevi ödül de.
Ancak toplumda pek çok alanda ayrıştığımız gibi vergi rekortmenleri arasında da ismini açıklayanlar ve isminin açıklanmasını istemeyenler var. Gelir vergisi tahakkuk ettirilen 100 vergi rekortmeninin 73'ü isimlerinin, kurumlar vergisi tahakkuk ettirilen 100 vergi rekortmeninin de 34'ü kurum bilgilerinin gizli tutulmasını istemiş.
Bu durumda listedeki toplam 200 rekortmenin yarısından fazlası ismini gizliyor. Ayrıca isimlerini gizleyenlerin hem sayısı hem de toplam rekortmen sayısına oranı her geçen yıl artış gösteriyor. İsimler açıklanmayınca da niyet okumalar artıyor.
Vergi rekortmenliğini gizleyerek vazgeçtikleri bu prestij ve/veya manevi ödül, gizlendiklerinde elde edecekleri kazançtan daha az olsa gerek.
Vergi rekortmenleri listesinin bir de tam karşıtı var; vergi yüzsüzleri listesi. Bu listede belli bir tutarın üzerinde vergi borcunu yasal süresi geçtiği halde ödemeyenler yer alıyor.
Vergi yüzsüzleri listesi 2019'dan bu yana açıklanmıyor. Oysa maliye son dönemde hem vergi gelirlerinin artırılması hem de kayıt dışılıkla mücadele için kararlı adımlar atmaya başlamış durumda. Hatta sosyal güvenlik prim borcu olan bazı belediyelerin isimlerini ve borç tutarlarını kamuoyuyla paylaşıyor. Peki gelir ve kurumlar vergisi yüzsüzleri listesi de açıklanır mı?
Aslında vergi sistemimize dolaylı vergiler hâkim durumda. Ama vergi rekortmenlikleri gelir ve kurumlar vergisi gibi iki dolaysız vergi üzerinden belirleniyor. Bir de arada unutulan servet vergileri var. Unutulma nedenlerinden en önemlisi serveti tanımlamadaki hata, diğeri de vergi hasılatı içindeki minimum payı.
Ancak gelir ve servet dağılımında son yıllarda artan bozulma malûm. Belki vergi rekortmenleri listesinin servet vergisine göre de yapılması gerekir bu gidişle. İsimlerini açıklarlar ya da açıklamazlar ama açıklandığı kadarıyla servet vergisi rekortmenlerini de bekliyoruz.
Binhan Elif Yılmaz kimdir?Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında tamamladı. Akademik hayatına 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak başlayan Binhan Elif Yılmaz, aynı Ana Bilim Dalında 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör oldu. "Devlet Borçları ve Türkiye'de Borç Çıkmazı", "Türk Vergi Sistemi", "Maliye", "Küresel Kriz ve Avrupa'da Borç Çıkmazı", "Sosyal Güvenlik Ekonomisi", "Kamu Maliyesi" isimli başlıca kitaplarının yanında 100'ü aşkın akademik çalışması ve ulusal/uluslararası kongrelerde sunduğu bildirileri bulunmaktadır. Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz Kamu Maliyesi, Maliye Politikası, Türk Vergi Sistemi, Devlet Borçları, Kamu Borç Yönetimi ve Uluslararası Borç Krizleri derslerini vermekte, TÜBİTAK, BAP destekli projeler yürütmektedir. Çeşitli TV kanallarının ekonomi programlarına yorumlarıyla katılmakta olan Binhan Elif Yılmaz, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır. |