Binhan Elif Yılmaz

26 Ekim 2024

Gizli kamu borçları (4): Gizli kamu borçlarının büyüklüğünü ölçmek mümkün mü?

Bilginin simetrik değil asimetrik dağılımı ya da diğer adıyla asimetrik bilgi, borcun sürdürülebilirliği açısından büyük sorun yaratmaya devam ediyor. Bu bilinmezlik, düzensiz ve uzun süren bir temerrütten kaçınma konusunda önlerinde büyük bir engel

Küresel kamu borç stoku küresel milli gelir ile neredeyse eşit. Bir de kamu borç istatistiklerine yansımayan küresel gizli kamu borçları var ki, hacminin 1 trilyon $’a ulaştığı tahmin ediliyor. Bu açıklanmayan ve gizli yükümlülükler, 100 trilyon $’a yaklaşan küresel kamu borcuyla karşılaştırıldığında büyük bir meblağ gibi görünmüyor olabilir. Ancak son yıllarda üç katına çıkan yıllık yeniden finansman ihtiyaçlarıyla zaten yüksek oranda borçlu olan düşük gelirli ülkeler için büyüyen bir tehdit olduğu açık.

Gizli kamu borçlarında Çin sorununu, bu yazı dizisinin ikisinde ele aldım. Ancak pek çok başka ülke örneği mevcut. Borç istatistiklerinde önemli sınırlamalar ve eksik raporlamaların varlığı giderek daha fazla kabul görüyor. Özellikle düşük gelirli gelişmekte olan ülkelerdeki kamu borcunu analiz etmek, birçok eksik parçası olan bir bulmacayı çözmeye benziyor.

IMF ve Dünya Bankasının 2021 yılında yayımladığı Düşük Gelirli Ülke Borç Sürdürülebilirliği Değerlendirmesine göre, düşük gelirli ülkelerin yüzde 44'ü dış borç riski altında ve bunların yüzde 12'si zaten temerrüt riski içinde[1].

Horn vd. (2024)[2], çalışmasında yer alan örneklemdeki ülkeler ve dönem itibariyle geriye dönük olarak borç istatistiklerine eklenen 1 trilyon $ tutarında gizli kamu borcunun var olduğunu ispatlıyor. Bu tutar, örneklemdeki tüm ülkelerin toplam kamu borçlarının yüzde 12’sini aşan bir büyüklük. Yazarlar, tüm bildirilmemiş borçlar ortaya çıkarılmadığından, bunun "gizli borç"un gerçek büyüklüğü için alt sınır olduğunu vurguluyor.

Dünya Bankası’nın Borç Şeffaflığı Raporu’[3]na göre farklı yayınlarda açıklanan kamu borcu verileri, ilgili otoritelerin kayıtlarına göre GSYİH'nin yüzde 30'una kadar tutarsızlık gösteriyor.

Aynı raporda ilginç bir ülke örneği de var: Mozambik'teki "Tuna Bond" davası. Mozambik, yetersiz borç şeffaflığının tehlikelerini vurgulayan önemli bir örnek. 2016 yılında daha önce bildirilmeyen ve büyüklüğü 1,15 milyar $ tutarında iki büyük kredi alınmış. Bu büyüklük aynı zamanda ülkenin GSYİH'sinin yaklaşık yüzde 9'una eşit. Mozambik’in bu gizli kamu borcunun ortaya çıkışı sonrasında ülkeye yapılan uluslararası yardım desteği kesilmiş, ekonomik kriz baş göstermiş ve hükümet kamu harcamalarında büyük kısıntılar yapmak zorunda kalmış. En büyük kaybedenler de yoksul Mozambikliler olmuş.

Şimdi de bazı düşük gelirli ülkelerin gizli borçlarının ne kadar ve nasıl açıklandığını anlatan Borç Raporlama Isı Haritası[4]na bakalım: (Harita yazının sonunda yer alıyor.)

Isı Haritasına göre, analize dahil edilen 76 düşük gelirli ülke arasında kamu borcu verilerinin açıklanmasında büyük değişkenlik var. Kamu borcu verileri, özellikle Sahra Altı Afrika ve küçük devletlerde sistematik olarak yayımlanmıyor veya güncellenmiyor. 2019 ve 2020 yıllarına ait değerlendirmeler, düşük gelirli ülkelerin yaklaşık yüzde 40'ının, “metodolojik olarak tanımlanan asgari veri açıklama ve bilgilendirme standartları”na ulaşmadığını gösteriyor. Ya hiç borç verisi yayınlamamışlar ya da borç verileri iki yıldan eski.

Standart borçlanma araçlarının tamamı (krediler ve menkul kıymetler) genellikle yer almıyor. Düzenli borç verileri yayımlayan 46 düşük gelirli ülkenin yüzde 60'ı kredileri, garantileri ve borçlanma senetlerini, yüzde 40'ı da bu araçlardan en az birini eksik olarak yayımlıyor. 15’ten fazla ülkede ödenmemiş teminatlı borçlar bulunuyor ve teminatlandırmanın ayrıntıları resmi istatistiklerde yer almıyor. Ayrıca ülkelerin yalnızca 18'i, yasal çerçevelerine ve borçlanma uygulamalarına göre beklenenlerle uyumlu olan borç istatistikleri yayımlamıyor. Çoğu durumda, istatistikler sadece merkezi yönetimin doğrudan borcuna odaklanırken, toplam kamu kesimi borçluluğuna ulaşmayı sağlayan yerel yönetim borçları ile kamu iktisadi teşebbüslerinin borçlarını ise açıklamıyor.

Isı Haritasına göre gizli kamu borçlarını açıklama seviyesindeki iyileşme oldukça yavaş. Bazı ülkeler son yıllarda gizli kamu borçlarını açıklama konusunda ilerleme kaydetse de diğer bazı ülkelerde gerileme ortaya çıkmış. 

Dolayısıyla yükümlülüklerin veya borçlanma şartlarının gerçek kapsamının, genellikle alacaklı ülkeler ya da uluslararası finans kuruluşlarının tam bilgisi dışında olduğu birçok borçlu ülke bulunmaktadır.

Bilginin simetrik değil asimetrik dağılımı ya da diğer adıyla asimetrik bilgi, borcun sürdürülebilirliği açısından büyük sorun yaratmaya devam ediyor. Bu bilinmezlik, düzensiz ve uzun süren bir temerrütten kaçınma konusunda önlerinde büyük bir engel.

Ekonomik gidişat iyi değilse gizli borçların maliyeti daha da büyük olur. Çünkü ne kadar gizli borç olduğu ve kamu borcunun gerçek boyutu, kriz dönemlerinde anlaşılır. Gizli kamu borçları, aynı zamanda gizli temerrüte dönüşme riski taşıyor.

2014'e kadar süren yüksek küresel emtia fiyatları ve göreceli refah döneminde birçok gelişmekte olan ülke, Paris Kulübü dışındaki alacaklılardan biri olan Çin başta olmak üzere diğer hükümetlerden yoğun bir şekilde borç aldılar. Bu borçların önemli bir kısmı büyük veri tabanlarına kaydedilmedi ve kredi derecelendirme kuruluşlarının radarından uzak kaldı. Kamuya ait veya garantili işletmelerin, raporlama standartlarından uzak dış borçlanmaları da arttı. Gizli borçlardaki patlama, kayıt dışı borcun yeniden yapılandırılmasına ve gizli temerrütlerde artışa yol açtı. Borçlanma şartları veya yeniden yapılandırma koşulları hakkında nispeten az şey bilinmekle beraber, kesin olan şey, tarihsel olarak belirsizliğin kriz çözümünü rayından çıkarması veya en azından geciktirmesidir[5].

Gizli kamu borçlarının potansiyel ekonomik etkilerini minimuma indirmek için, mevcut gerçek borç tutarının açıklanması, yeni borçlanmaların da şeffaf bir şekilde yapılması gerekir. Borç şeffaflığı ülkelere doğrudan fayda sağlamakla kalmaz, aynı zamanda uluslararası finansal sistemde ülkeler arasında doğru ve etkin dağılımı için de önemlidir.

Şeffaflık hayatın her alanında çok önemli. Bilgi eksikliğinin ve gizliliğin tüm yükünü toplum olarak yaşıyoruz. Sorunlar büyüyor ve giderek daha içinden çıkılamaz hale bürünüyor. O nedenle sadece kamu borçlarında gizliliği ortadan kaldırmakla sorun çözülmüyor, her kamu kurumunun aktardığı bilgiler asimetrik olmamalı. Çünkü güveni zedeleyen en önemli unsurlardan biri, bilgi asimetrisidir. Ayrıca acı bir biçimde tecrübe ediyoruz ki; DOĞRU, GERÇEK GÖSTERGE VE RAKAMLARLA YOLA ÇIKILMAZSA, ATILAN POLİTİKA ADIMLARI, ÇÖZÜM YERİNE KAOS YARATIR.

Gizli kamu borçlarıyla mücadelede ve ortaya çıkarılmasında borç şeffaflığının önemini bir sonraki yazımda ele alacağım. Görüşmek üzere.

Gizli kamu borçları (1): Nasıl gizlenirler?

Gizli kamu borçları (2): Gizli borçlarda Çin rekoru ve Çin teşvik paketinde gizli borç sorunu

Gizli kamu borçları (3): Buzdağının görünmeyen kısmında Çin mi var?


[1] https://www.worldbank.org/en/topic/debt/brief/debt-transparency-report

[2] Horn, S., Mihalyi, D., Nickol, P. & Sosa-Padilla, C. (2024). Hidden Debt Revelations. NBER Working Paper No. 32947, Cambridge.

[3] World Bank Group (2021). Debt Transparency in Developing Economies. Washington DC, USA. https://www.worldbank.org/en/topic/debt/publication/report-debt-transparency-in-developing-economies

[4] Bkz. World Bank (2021). Debt Reporting Heat Map: 2021. https://www.worldbank.org/en/topic/debt/brief/debt-transparency-report

[5] Pazarbaşıoğlu, C. & Reinhart, C.M. (2022). Perspectives on Debt: Shining a Light on Debt. Finance & Development, March 2022, 12.

Binhan Elif Yılmaz kimdir?

Binhan Elif Yılmaz, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında tamamladı.

Akademik hayatı 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak başlayan Binhan Elif Yılmaz, aynı Ana Bilim Dalında 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör oldu.

"Devlet Borçları ve Türkiye'de Borç Çıkmazı", "Türk Vergi Sistemi", "Maliye", "Küresel Kriz ve Avrupa'da Borç Çıkmazı", "Sosyal Güvenlik Ekonomisi", "Kamu Maliyesi" isimli standart kitaplarının yanında 100'ü aşkın Akademik çalışma ve ulusal/uluslararası kongrelerde sunulan bildiriler bulunmaktadır.

Binhan Elif Yılmaz Kamu Maliyesi, Maliye Politikası, Türk Vergi Sistemi, Devlet Borçları, Kamu Borç Yönetimi ve Uluslararası Borç Krizleri derslerini vermekte, TÜBİTAK, BAP destekli projeler yürütmektedir.

Çeşitli TV kanallarının ekonomi programlarına yorumlarıyla girmekta olan Binhan Elif Yılmaz, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır.