Çin, mali teşvik paketi ile yine gündemde. Her ne kadar teşvikin büyüklüğü tam olarak açıklanmasa da temelde paketin dört sac ayağı bulunuyor: devlet bankalarının sermayelerini arttırmak, düşük gelirlilere sübvansiyon sağlamak, emlak piyasasını desteklemek ve yerel yönetimlerin borç sorunlarını çözmek.
Çin, mali teşvik paketi ile yine gündemde. Her ne kadar teşvikin büyüklüğü tam olarak açıklanmasa da temelde paketin dört sac ayağı bulunuyor: devlet bankalarının sermayelerini arttırmak, düşük gelirlilere sübvansiyon sağlamak, emlak piyasasını desteklemek ve yerel yönetimlerin borç sorunlarını çözmek.
Çin bu paketle özellikle borçlu yerel yönetimleri destekleyecek. Çinli yetkililer, geçtiğimiz haftalarda yerel yönetimlerin borç sorunlarıyla başa çıkabilmesi ve emlak sektörünün canlanabilmesi için yaklaşık 140 milyar $ özel tahvil ihracıyla finansman sağlanabileceğini duyurmuştu.
Çin’de yerel yönetimlerle ilişkili bir yapı var, LGFV’ler (Yerel Yönetim Finansman Araçları – LGFVs). Açıklanan teşvik paketindeki yerel yönetim destekleri de büyük ölçüde onlarla ilgili.
Çin, yerel düzeyde LGFV’ler aracılığıyla yol, havaalanı ve elektrik altyapısı gibi şehir ve ilçelerdeki projeleri finanse ediyor. LGFV’ler, resmi olarak hükümetin bir parçası olmayan özel şirketler. Projelerine verilen kamu garantileri, örtük koşullu yükümlülük örneklerinden. Koşullu yükümlülüklerin gizli kamu borçlarının bir parçası olduğunu, bu yazı dizisinin ilkinde açıklamıştım. Dolayısıyla LGFV’lerin borçları resmi bilançolarda görünmüyor. Yerel yönetimlerdeki bu yapı gizli kamu borçlarına örnek.
Yerel yönetimler finansman sağlamak için şirketler kuruyor. Bu şirketler de ödünç alınan fonları kullanarak bağlı şirketleri için daha fazla finansman sağlıyor. Dolayısıyla iç içe geçmiş bir yapı var. LGFV’ler, yerel yönetimler adına borçlanıp, projelerin finansmanını sağlıyor. Söz konusu yüksek meblağlı borçları ise bankalardan, finans kurumlarından çoğunlukla tahvil ihracı ile temin ediyor. Bu gelir kaynakları yeterli olmazsa, eski tahvilleri geri ödemek için geçici bir önlem olarak daha fazla tahvil ihraç edebiliyor.
LGFV’lerin önemli bir finansman kaynağı, şehirlerdeki emlak ve varlık satışları. Hatta faaliyetleri, emlak piyasasının canlanmasını ve varlıkların değerlenmesini de sağlıyor. Bu durum şirketin kârlılığını arttırırken, aynı zamanda borçlarının kapatılmasını kolaylaştırıyor. Ancak söz konusu gelir kaynağının getirileri borcun faiz oranının altında kalırsa, borcun sürdürülebilirliği tehlikeye giriyor.
Çin’de uzun yıllardır devam eden emlak krizi, LGFV’lerin varlık gerekçelerinin sorgulanmasına neden oldu. IMF’nin Çin ülke raporlarındaki verilere göre LGFV bilançoları Çin ekonomisine kıyasla daha hızlı büyüyor. Veriler, LGFV'lerin toplam varlıklarının ülke milli gelirini çoktan aştığını gösteriyor. LGFV’lerin borcu ise milli gelire oran olarak 2018 yılındaki yüzde 34 düzeyinden 2020'de yüzde 39'a (Bkz. IMF, China: Selected Issues; December 20, 2021, Washington DC), 2023 sonunda yüzde 48’e ulaştı. Sektör genelindeki nakit akışlarında süreksizlik ve şeffaflık eksikliği açısından bakıldığında, bu oranlar daha da büyük olabilir. Ayrıca faiz ve anapara toplam yükümlülükleri de GSYİH’nin tamamına yaklaşırken, borcun anaparası bu büyüklüğün önemli bir kısmını oluşturuyor.
Çin bankaları LGFV’lere verdikleri borçlar nedeniyle zor durumda. Öte yandan şeffaflığın çoğu zaman yetersiz olması, hükümetin yönergelerine uymayan projelerde fonların kötüye kullanılmasına yol açıyor. Bankalar için önemli kredi kayıpları ortaya çıkarken, bankacılık sistemine sermaye enjekte etmek ve zayıf bankaları kurtarmak için de yerel ve merkezi yönetimin koordineli çabaları gerekecek. Dolayısıyla merkezi hükümet müdahalesi olmadan, yerel borç sürdürülemeyecek.
Oysa Çin yönetimi 2018 yılında yerel yönetimlerin LGFV borçları için garanti vermesini yasaklamak istemiş ve yerel yönetim yetkililerini görev alanlarındaki borç birikiminden sorumlu kılmak için yeni önlemler getirmişti. Ayrıca 2021 yılının ilk aylarında işletme sermayesi kredileri üzerinde daha sıkı kontroller de dahil olmak üzere çeşitli idari önlemler yoluyla en borçlu yerel yönetimler için yeni LGFV borçlanması kanallarını sıkılaştırmıştı. Çin Halk Bankası, 2021 yılında LGFV reformunu hızlandırma ve gizli borç risklerinin daha fazla yayılmasını önleme sözü vermişti.
Bu şirketlerin gizli borç riski halka da yayılıyor. Faiz indirimi ve parasal genişlemeye rağmen konut sektöründeki sorunlar çözülemiyor. Çin'de projeler yarım kalıyor, emlak sektörü ve varlık fiyatları zayıflıyor, demografik kriz kapıda, altyapı yatırımlarındaki hızlı artış yerel yönetimlerin ve tüm reel ekonominin kaldıraç işlemlerini arttırdı, şeffaflık eksikliği de eklenince konut sektörüne güvensizlik artıyor.
Zaten, altyapı projelerinin yatırım getirisinin azalması ve yerel makamların inşaatları finanse etmek için alınan borcu geri ödemekte zorlanması nedeniyle büyük olasılıkla mali teşvikin odağının hane halkı gelirini artırmaya kayması gerekecek.
Ancak gelinen son nokta, çözüm olarak bazı bölgelerin LGFV borçlarını geri ödemek için tahvil çıkarmak oldu. Çinli yetkililer, riski yüksek bölgelerdeki gizli borcu ödemeye yardımcı olmak için ek yerel tahvil ihracına izin verecekler. Bu şekilde nakit sıkıntısı çeken şehir ve ilçeleri destekleme planlarını değerlendiriyorlar.
Ama asıl merak edilen şu ki; yerel hükümetler pandemi sırasında altyapı projeleri olmadan kendilerini desteklemek için bilanço dışı borçlanmayı ve bunca harcamayı nasıl arttırdıklarıdır.
Çin, yerel yönetimlerin yatırım projeleri için kurulan şirketlerinin ve finansman araçlarının ortaya çıkardığı gizli kamu borcu sorunu yaşıyor. Bu durum Çin ekonomisinin son yıllarda içinde bulunduğu ekonomik sorunlara bir yenisinin eklenmesine neden oluyor.
Bu arada dünyada en büyük resmi alacaklı ülke, Çin. Hatta gizli kamu borçlarıyla ilgili en uç örnek de yine Çin. Üstelik borç sözleşme hükümleri açısından borçlu ülkelere “borç tuzağı diplomasisi” yürüttüğü ileri sürülüyor. Bu konudaki ayrıntıları yarınki yazımda okuyabilirsiniz.
TIKLAYIN - Gizli kamu borçları (1): Nasıl gizlenirler?
Binhan Elif Yılmaz kimdir?Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında tamamladı. Akademik hayatına 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak başlayan Binhan Elif Yılmaz, aynı Ana Bilim Dalında 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör oldu. "Devlet Borçları ve Türkiye'de Borç Çıkmazı", "Türk Vergi Sistemi", "Maliye", "Küresel Kriz ve Avrupa'da Borç Çıkmazı", "Sosyal Güvenlik Ekonomisi", "Kamu Maliyesi" isimli başlıca kitaplarının yanında 100'ü aşkın akademik çalışması ve ulusal/uluslararası kongrelerde sunduğu bildirileri bulunmaktadır. Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz Kamu Maliyesi, Maliye Politikası, Türk Vergi Sistemi, Devlet Borçları, Kamu Borç Yönetimi ve Uluslararası Borç Krizleri derslerini vermekte, TÜBİTAK, BAP destekli projeler yürütmektedir. Çeşitli TV kanallarının ekonomi programlarına yorumlarıyla katılmakta olan Binhan Elif Yılmaz, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde profesör olarak görev yapmaktadır. |