Bekir Ağırdır

16 Eylül 2010

Türkiye haritası gerçekten iki renkli mi?

Önce 29 Mart yerel seçimleri sonrasında kullanılmaya başlanan ve şimdi...

Referandum okumaları – 2
Önce 29 Mart yerel seçimleri sonrasında kullanılmaya başlanan ve şimdi de referandum sonrası hemen her yerde sıkça gördüğümüz iki renkli Türkiye haritasını anımsayacaksınız.
O haritalar 0 / 1 mantığına göre ya da evet / hayır dağılımına göre hazırlanan haritalar. Hayata ve siyasete böylesi 0 / 1 mantığı ile bakmak birçok detay bilgi ve özelliğin ihmal edilmesine yol açıyor. Bu nedenle de yanıltıcı olduğu söylenebilir. 
Fakat yine de iki renkli haritanın, en azından görsel olarak ülkenin kutuplaşma belasının ipucunu da barındırıyor olması nedeniyle yararlı bir yönü var.
Aşağıda sevgili çalışma arkadaşım Eren Pultar’ın hazırladığı üç harita var. Birinci haritada illerin referandumdaki evet / hayır oy oranlarına göre farklı renklerle ifade edilmesini görüyorsunuz.
Bu haritanın gösterdiği birinci durum, ülkenin siyaseten iki renkli haritadaki kadar ürküntü uyandıran bir ikili renk görüntüsü vermediğidir. 
“Hayır” oylarının en yüksek olduğu iller Tunceli (yüzde 81), Kırklareli(yüzde 74) ve Edirne (yüzde 74). Daha sonra Muğla (yüzde 69), Tekirdağ (yüzde 65), Aydın (yüzde 64), İzmir (yüzde 63), Mersin (yüzde 63) geliyor. 
“Evet” oylarının en yüksek olduğu illere ise biraz farklı bakmak gerekir. BDP’nin boykot kararı nedeniyle katılımın ülke ortalaması olan yüzde 77’nin üzerinde olduğu iller ve altında olduğu iller olarak ikiye ayırarak bakmak, daha yararlı olacaktır. Katılımın yüzde 77’den düşük olduğu illerde “Evet” oylarının oldukça yüksek olduğu haritadaki lacivert tonlarından da görülmektedir.


Katılımın yüzde 77’den yüksek olduğu iller arasında “Evet” oylarının en yüksek olduğu iller Erzurum (yüzde 87), Bayburt (yüzde 85), Elazığ (yüzde 82), Adıyaman (yüzde 80), Kahramanmaraş (yüzde 79), Konya (yüzde 78), Çankırı (yüzde 77), Sivas (yüzde 77), Yozgat (yüzde 77), Aksaray (yüzde 77), Rize (yüzde 76), Kütahya (yüzde 75), Malatya (yüzde 75), Kayseri (yüzde 73) ve Düzce (yüzde 73).
Bölgeler analizinde daha net göreceğiz, ama galiba MHP tabanı kaydı mı tartışmalarına da yol açan  bu iller. Çünkü görüleceği gibi, Rize hariç diğerleri gelenekselci muhafazakârlığın ağırlıklı olduğu iller ve buralarda“Evet” oy oranları yüzde 70’in de üstünde. 
 

En çok 'evet'çinin bulunduğu iller
Genellikle oy oranları üzerinden analizler yaptığımız için eksik olduğunu düşündüğümüz haritalamalardan farklı ikinci bir haritayı da aşağıda görüyorsunuz. Bu harita “Evet” oyu veren seçmen sayıları üzerinden yapıldı. “Evet” oyu veren 21,7 milyon seçmenin illere dağılımı ve bu yoğunlaşmayı gösteriyor.
21.7 milyon “Evet” oyu veren seçmenin 3,6 milyonu İstanbul’da, 1,4 milyonu Ankara’da, 857 bini Konya’da, 850 bini İzmir’de, 839 bini Bursa’da, 536 bini Şanlıurfa’da, 517 bini Kocaeli’nde, 499 bini Kayseri’de, 490 bini Gaziantep’te, 480 bini Samsun’da, 445 bini Antalya’da, 435 bini Adana’da.
Bu ne demek? İki renkli haritalarda koyu kırmızıya boyayıp, hakkında gereksiz yorumlar yapılan Hatay’dan Edirne’ye uzanan ve aralarında İzmir, Antalya, Adana ve benzeri kıyı illerinin olduğu 18 ili kapsayan bölgede 6,5 milyon “Hayır” diyen seçmen yanında 4,5 milyon da “Evet” diyen seçmen yaşıyor.  
Bir başka ifadeyle de, endişeli modernlerin kurtarılmış bölgesi sanılan ve haritalarda kırmızıya boyanan illerde de her beş kişinin üçü “hayırcı”, ikisi “evetçi”.

Seçmen katmanlaşmalarına göre dağılımlar
Bence ülkenin son elli yılda yaşadığı iç göç ve kentleşme sürecinin doğal sonuçlarından biri, gündelik hayatın ritmindeki değişikliğin yanı sıra değerler ve hayat tarzlarında da değişiklik üretiyor olması. Bu sosyolojik gerçekliğin en önemli gözlenebildiği alanlardan bir tanesi, aidiyet, dayanışma gibi bazı toplumsal alanlarda yaşanan değişiklikler. Metropollerde giderek geleneksel değerler ve geleneksel hayat tarzları değişiyor. Biz de araştırmalarımızda bu tespitten yola çıkarak kır/kent/metropol olarak üçlü bir kümeleme kullanıyoruz. 
Yüksek Seçim Kurulu henüz mahalle ve köy bazında sonuçları yayınlamadığı için kır/kent/metropol ayrımını sağlıklı yapamasak da, tüm il seçmen sayıları üzerinden yapılmış bir katmanlama tablosu aşağıda görülüyor. 

'Tatildeki modernler' efsanesi geçersiz
Bu tablo, iddia edildiği gibi “modernlerin olduğu yerlerde seçime katılım düşük, çünkü tatil gününe bilerek getirildi” türü seçim efsanelerinin geçersiz olduğunu gösteriyor. Ülke ortalamasında yüzde 77 olan katılım oranı üç büyük metropolün (İstanbul, Ankara, İzmir) toplamında yüzde 76,3, diğer 11 metropol (Bursa, Adana, Antalya, Mersin, Kocaeli, Konya, Gaziantep, Diyarbakır, Kayseri, Eskişehir, Sakarya) toplamında yüzde 75,9 oranında. Yani katılım oranlarında sonuçları etkileyecek veya özel yorumları hak edecek dramatik farklılıklar görülmüyor.
Seçmen katmanlarına göre seviyelerde evet/ hayır oy oranları farklılaşıyor. Üç büyük metropol toplamında evet/ hayır oyları yüzde 51/49 olarak gerçekleşmiş. Arkadan gelen 11 metropol toplamında evet/hayır oyları dağılımı yüzde 58,5 /41,5 oranında.  
Kalan diğer illerin toplamında ise seçmen büyüklüğüne bağlı kümelerin referandum tercihlerinde özel bir farklılaşma gözlenmemektedir. Nitekim aşağıdaki ilçe seçmen büyüklüklerine göre hazırlanmış tabloda da aynı bulgu gözlenmektedir. 
Seçmen sayısı en yüksek olan ilk 12 ilçede katılımın en düşük oranda olduğu ve yerleşim yeri büyüklüğü küçüldükçe katılım oranının yükseldiği gözlenmektedir.  Fakat farklılık puanları özel bir karakter göstermemektedir.
Asıl ilçeler tablosu yukarıdaki iller tablosuyla beraber değerlendirildiğinde “Hayır” oylarının önemli bir kısmının aslında metropollerde de değil, metropollerin içindeki bazı ilçelere sıkıştığıdır.
Yani aslında yazının başlangıcında sözünü ettiğimiz kırmızı blok, tüm kıyılarda da değil, o kıyıların bazı ilçeleri gibi daha dar alanlara sıkışmış görünmektedir. 

Aşağıdaki haritada İstanbul ilçeleri referandum sonuç haritası da bu bulgumuzu teyit etmektedir. Aynı harita tüm Türkiye ilçelerini kapsar biçimde yapıldığında sıkışmanın sadece kıyılarda değil, çok daha dar ilçelerde yaşanmakta olduğu anlaşılacaktır 
 



Yarın: Bölgelere göre farklılaşmalar