Barış Soydan

12 Şubat 2021

Kanal İstanbul'dan Ay'a: AKP döneminde Türkiye'ye giren 370 milyar dolar nereye gitti?

Bu kadar parayla neden bir zamanlar İspanya'nın, sonra Güney Kore'nin, yakınlarda Çek Cumhuriyeti'nin yaptığını yapıp refaha kavuşamadık?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023'de Türkiye'nin aya ayak basacağını söylediği konuşmayı dinlerken aklıma Mahfi Eğilmez'in geçenlerde sorduğu bir soru geldi. Eğilmez şöyle diyordu: 

"Bizim gibi ekonomilerde sorun sadece vergi almak değil, aynı zamanda alınan verginin nerede kullanıldığıdır. Verginin nerede kullanıldığının bilinmediği bir ülkede vergi verme motivasyonu sağlamak zor. Bütçemiz eskiye oranla daha karanlık. Vergi gelirlerinin nereye harcandığını çok net göremiyoruz. Özelleştirmeden gelen 65 milyar dolar ile son 20 yılda Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye yatırımı olarak gelen 170-180 milyar dolar nereye gitti? Bu paraların kuruş kuruş hesabının verilmesi lazım. Dünya bunu böyle yapıyor. Bu hesap verilmeden vergi alınması da çok doğru gelmiyor."

Gerçekten de AKP döneminde sayısız özelleştirme yapıldı, binbir emekle kurulmuş, büyütülmüş kuruluşlar satıldı, devletin kasasına 65 milyar dolardan fazla para girdi.

Özelleştirmeler işin sadece bir ayağı... AKP iktidara geldiğinde Türkiye'nin 130 milyar dolar dış borcu vardı. Aradan geçen 20 yılda dış borç 440 milyar dolara çıktı. Yani AKP iktidarında Türkiye'ye 300 milyar dolara yakın da yabancı sermaye girdi. Bir ülkenin kaderini değiştirecek, yoksul bir ülkeyi kalkındıracak, orta sınıf bir ülkeyi zenginler ligine sokacak kadar büyük bir paradan söz ediyoruz. Hiçbir cumhuriyet hükümetine bu kadar büyük bir kaynağı kullanma, yönlendirme imkanı nasip olmamıştı. Piyango AKP hükümetine çıktı. AKP bu parayı ne yaptı?

"Köprüler, otoyollar, havalimanları, hastaneler yaptı, daha ne yapsın?" diyenler olabilir. İyi ama kişi başına gelirimiz hâlâ 8-9 bin dolarda... Bu kadar parayla neden bir zamanlar İspanya'nın, sonra Güney Kore'nin, yakınlarda Çek Cumhuriyeti'nin yaptığını yapıp refaha kavuşamadık? Bir zamanların yoksul Doğu Avrupa ülkeleri, Polonya, Macaristan, Romanya, Türkiye'yi teker teker sollayıp geçerken, yüzlerce milyar dolara rağmen biz neden yerimizde saydık?

Çünkü özelleştirmelerden gelen 65 milyar, dışarıdan borç aldığımız 300 milyar doları, üretken, verimli yatırımlara, bilime, teknolojiye, eğitime harcamak yerine betona gömdük. Kimsenin geçmediği köprülere, kimsenin geçmediği otoyollara, Kütahya şehrinin nüfusundan fazla yolcu garantisi verilen Zafer Havalimanı'na milyarlar harcadık. Dünyanın en büyük havalimanını yaptık. Bilmiyorum Almanlar bizi gerçekten kıskandı mı? Ama Çek Cumhuriyeti, hatta Polonya sınıf atlar, refaha kavuşurken, biz kişi başına gelirde geriye gittik.

Grafik: Kişi başına gelirin 40 yıllık seyri

(Chech Republic: Çek Cumhuriyeti, Hungary: Macaristan, Poland: Polonya, Romania: Romanya, Turkey: Türkiye)

Şimdi bir 30 milyar dolar da aya gitmek için harcayacağız. Ayrıca bir de 20 milyar dolarlık Kanal İstanbul projesi var. Hazine'nin kasası tamtakır ama olsun, Erdoğan'ın sözleriyle, "Evelallah bütçeden yaparız." Sigaranın, alkolün, cep telefonunun vergisini biraz daha artırarak, biraz daha dış borç alarak, tabii ki mümkün. Ne için? Refaha kavuşabilmek için mi, 2023 seçimleri için mi?