Sevgili okurlar,
Dört yıl önce T24'te yazmaya başlarken yapmak istediğim bazı şeyler vardı:
1. Ekonomi kamuoyu için değil ekonomide olup biteni anlamaya çalışanlar için yazacaktım.
2. Halkın merak ettiği basit konuları küçümsemeden, ciddiyetle yazacaktım.
3. Zor konuları da basit yazacaktım.
4. "İnsanlar ne der?" (Muhalifler, devrimciler, muhafazakârlar vb.) diye düşünmeden yazacaktım. Kimsenin gözüne girmeye çalışmadan.
5. Olguları çarpıtmadan, gölgelemeden, olduğu gibi yazacaktım.
6. İktidarın işine geliyor olsa da yazacaktım. Tabii ki gelmese de...
7. Verilere ya da kaynaklara dayalı yazacaktım, veri ya da kaynak bulamıyorsam yazmayacaktım.
8. Sakin yazacaktım, ünlem kullanmadan, bağırmadan. Kısa cümlelerle, George Orwell'in dediği gibi. Ama cümlelere bölmeden, gerekirse uzun paragraflarla.
Bunlar "kokmaz, bulaşmaz" bir yazar olmak istediğim anlamına gelmiyordu elbette. Öğrenci eylemlerine karıştığı gerekçesiyle ağır cezada yargılanmış, yıllarca siyasi sebeplerle pasaport alamamış, o nedenle İngiltere'de çıkacağım, her şeyini ayarladığım akademik yolculuğu yakmış insandım. Ne menem biri olduğum belliydi. Kimliğimin olguların ve yazıların önüne geçmesini istemiyordum sadece.
Yapabildim mi? Biraz. On üzerinden altı mı, yedi mi? Nezakete gerek yok, dokuz olmadığını biliyorum. Bazen gereksiz şeyler yazdım, bazen jargon kelimelerle, anlaşılmaz cümlelerle...
Hayat uzun bir çaba, daha iyisini yapmaya çalışacağım. Ama artık başka bir yerde. Bu bir ayrılık yazısı. Yolculuğumu yakında Google'da ismimi arattığınızda bulabileceğiniz bir yerde sürdüreceğim. Helalleşelim. Ama ayrılmayalım.