Aysel Sağır

06 Kasım 2024

Ahoo Daryaei’nin molla rejimiyle dansı

Molla rejimi karşısına saçlar ve çıplaklık şeklinde iki öldürücü silah doğrultan Daryaei, kıl ve tüye takanların ezberini de bozmuş oldu. Öyle ki İran’da kadının asıl miladı Ahoo Daryaei ile şimdi başladı

Ahoo Daryaei, güvenlik güçleri tarafından "uygun başörtüsü" takmadığı gerekçesiyle saldırıya uğramasının ardından protesto amacıyla kıyafetlerini çıkardı

Bedenlerle/bedenlerimizle ilgili çok şey yazıldı söylendi. Bir bedenin nasıl konuştuğu, neyi ifade ettiğinden de çok, bir beden bir insanın ta kendisi olarak onun ruhunun, zihninin, tüm dünyasının ifadesi oldu.

Üzerlerine benzin dökerek kendilerini yakanlar gibi haksızlıklar, baskılar karşısında ellerinde bedenlerinden başka şeyleri kalmayanları tanıdı insanlık. Öyle ki bireysel protesto eylemlerinin en dramatik, en can alıcı olanıydı kendini ateşe vermek. Hem ölümden ötesi var mı!

Ya bedeni soymak(?)

Kamusal bir alanda soyunup, bedeni çıplak hale getirerek protesto eyleminde bulunmak, bedeni yakmaktan daha mı az can alıcı?

İşte bunu anlatacak vurucu bir sıfat, bir cümle, bir sözcük bulunamadı henüz.

Sahibi tarafından yakılan bir bedenle, yine sahibi tarafından çıplak hale getirilen bir beden iki kare şeklinde bakışlara sunulduğunda ilki protestoyu çağrıştırırken, ikincisi aynı şeyi çağrıştıracak gibi olsa da eylemi yapanın kişiliği ve mental durumuna yönelik yorumlara neden olacaktır.

Tıpkı Ahoo Daryaei’ye yapılanlar gibi. (Daryaei’nin Tahran’da bir akıl hastanesine kapatıldığını duyduk.)

Hatırlanacaktır, İran’ın Tahran şehrinde genç bir kadın (Mehsa Emini) başörtüsünden saçı göründüğü gerekçesiyle hırpalanarak gözaltına alınmış (2022), ardından da polis karakolunda kalp krizi geçirerek öldüğü bildirilmişti.  Ama onunla birlikte gözaltında olan kadınlar onun vahşice dövülmesi sonucu öldürüldüğünü söylemişti.

Şimdi yine aynı gerekçeyle yani, başörtüsünü istenildiği gibi takmadığından “güvenlik görevlileri tarafından fiziksel tacize” uğrayan başka bir genç kadın olan Ahoo Daryaei, kendine yapılanı protesto etmek için soyunmak zorunda kaldı. Bu eylemi gerçekleştirdiği yer ise, öğrenim gördüğü Tahran İslami Azat Üniversitesi kampüsü oldu.

Elbette kamusal alanlarda iç çamaşırıyla dolaşmak, sıra dışı bir atmosfer oluşturup olağan dışılık kategorisine girmekte. Ama konu İran gibi şeriatla yönetilen toplum(lar) olunca değil bir kadının çıplak bedeni, saç telleri hakkında bile laf etmek için binlerce kilometreyi kat etmek gerekir.

Daha doğrusu gerekirdi.

Şimdiye değin İran’da kadın özgürlüğünün önündeki engellerin simgesi olan başörtüsü zorbalığına karşı çok başkaldırı hareketleri oldu; binlerce kadın bu uğurda can verdi. Ki, Mahsa Emini olayı bu anlamda bir milattır.

Mollaların zulmüne karşı şimdiye değin İran’da binlerce kadın ölümü göze alıp her türden yaratıcı eylemlerin altına birçok kez imza atarak tüm dünyaya cesaret dersi verdi.

Ama hiçbiri Ahoo Daryaei gibi ol(a)madı.

Ya da hepsi birleşerek sonunda bir Ahoo Daryaei oldu.

Öyle ki, Ahoo Daryaei zifiri karanlığın içine bedeninin çıplak halini bir ışık olarak saldı.

Saçının bir tutamının dahi görünmesinin o kadının mahvolması demek olduğu bir yerde Daryaei, çıplaklığının üzerine uzun dalgalı saçlarını bıraktı.

Hangisi daha önemliydi peki?

Saçlar mı, çıplaklık mı?

Molla rejimi karşısına saçlar ve çıplaklık şeklinde iki öldürücü silah doğrultan Daryaei, kıl ve tüye takanların ezberini de bozmuş oldu.

Öyle ki İran’da kadının asıl miladı Ahoo Daryaei ile şimdi başladı demek hiç de abartı olmaz.

Artık bundan ötesi yok.